Gürültülü propaganda
.
Gördüğü hizmet karşılığı maaş alıyor olsaydı, Tayyip Erdoğan dünyanın en zengin Cumhurbaşkanı olurdu.
Onun Başbakanlık görevini bıraktıktan sonra makul bir tempoya gerileyeceğini umanlar yanıldılar.
Geçen gün çevirdiğim taksi, bu yanılgının muzip yakınmaları ile kapısını açtı.
“İmkân varsa müzik kanalı isterim.”
Hiç itiraz etmeden bir müzik kanalı açtı.
Bazı günler, 3-4 konuşma yapan Cumhurbaşkanı’nın kulakları çınlamış olmalıdır.
Erdoğan bu tempoya kaç hafta, kaç ay ayak uydurabilir?
Yükselen her erkek sesinin siyasi mesajlar verdiği bir ortamın dayanılmazlığından korunabilir mi?
En azından gürültülü siyasete söylenecek sözümüz olmalı.
Tam bunu düşünürken gürültü sorunumuza çare olabilecek bir haber geldi:
Meksika muhalefet lideri Türkiye’nin başkanlık sistemine geçiş hazırlığı yaptığını öğrenmiş.
Uzun süredir tecrübe kazandığı bu sistem konusunda AKP’ye yardımcı olmak istemiş.
Bir cümlelik hüküm notu işi bitiriyor;
“Tarihimizin en kötü rejimini örnek almayın” diyor.
Devrimci Halk Cephesi Başkanı Martinez, Evrensel gazetesine gönderdiği mektupla Türk halkını uyarmak istediğini söylüyor.
Taşıdığı zaaflar ve engellere rağmen halâ başkanlık sisteminde direnenlerin eğer halâ inat ediyorlarsa, yaptıklarının siyasi intihar olacağını belirtiyor!
Meksikalı politikacı, başkanlık sisteminin tabiatı gereği çoğulcu yapıya dönüşümün kimseyi kandırmamasını çünkü başkanlık hesabı ile çıkılan yolun “tek adam”da sonlanacağını herkes görecektir..
Ama geri dönme ve değiştirme şansını yitirmiş olarak!
Yeni Anayasa arayışına yönelenler sükûnetin yaratıcı tabiatını bu defa iyi değerlendirmeli..
İnsanları bölmeyin, günahtır!..
Davutoğlu sayesinde camide namaz kıldıran bir Başbakan gördük;
Zonguldak’ta müftülüğün vakit namazlarına katılan vatandaşları listelediğini öğrendik..
Laik cumhuriyet değerlerine bağlı toplumları koruyan ilkeler, muhatabı profesör bile olsa aynı derecede inanç ve bağlılık talep etmiyor mu?.
Din sömürü aleti olmamalı. Her eğilime göre eğilip bükülmemeli.
Bunu ihmal edenler yanlış yapıyor, din de bundan zarar görüyor.
Toplum bölünüyor.
Cemaati cami çatısı altında “bizimkiler ve ötekiler” diye listeleyenler, bu çağda taraftar bulamamalı.