Fransa’da OHAL olmasaydı…
.
Perşembe akşamı Fransa’nın Nice kentinde Ulusal “Bastille Günü” kutlamaları yapılırken kalabalığın arasına hızla dalan bir dev kamyon, çoğu çocuk 84 kişinin ölümüne, 100’den fazla insanın yaralanmasına neden oldu.
Olayın ilk anından başlayarak hem Türk televizyonlarından, hem CNN World’den izledim ve görgü tanıklarının, polis şeflerinin, terör uzmanlarının konuşmalarını dinledim.
Şu ana kadar “bir terör örgütü” üstlenmiş olmasa da tüm uzmanlar olayın IŞİD terörü olduğu konusunda birleştiler, nitekim kamyon sürücüsünün “Müslüman bir Tunus vatandaşı” olduğu ve “Nice’de oturma izni”ne sahip olduğu anlaşıldı.
Terör kaydı yok
Polis tarafından vurularak öldürülen fail “sabıkalı” ama “terörle ilgili bir kaydı yok”muş.
Öncelikle ilk akla geleni vurgulayalım;
Bugüne kadar dünyada benzeri görülmemiş terör eylemlerinin yaşandığı, sokakta dolaşan veya bir kutlama yapan insanların bile teröristlerin hedefi olabildiği bir dönemde…
Demek ki “bir ülkeye giren ve kalmasına izin verilen (özellikle Ortadoğu kökenli) yabancılar” konusunda eskisi kadar rahat olunamaz.
“Daha önce terör konusunda kaydı yok, öyleyse bundan zarar gelmez” düşüncesi bile artık yeterli güvence sayılamaz.
Suriye’yle anlaşma
Türk Hükümeti son günlerde “Suriye ile anlaşma” konusunda farklı açıklamalar yapıyor. Başbakan Yıldırım “Önce Esed gitmeli” derken, Yardımcısı Numan Kurtulmuş “Suriye’de çözümden yana bir umut doğduğu kanaatindeyim” diyor.
Biz “Esed gitmeli” ısrarından vazgeçsek, devamlı tekrarlamasak “belki mültecilerin vatanlarına dönmesi için” de bir kapı aralanabilir.
Batı’nın da desteğiyle Suriye’de Esad’la anlaşarak, ondan “Suriye vatandaşlarına karşı şiddeti bitirme sözü” alarak Türkiye’deki mültecilerin ülkelerine dönmesi sağlanabilir.
“Herkes istediği yerde yaşamalıdır, bu ülke herkesin ülkesi olsun” anlayışıyla yabancıların kontrolsüz şekilde dolduğu, teröristlerin yakalanıp bırakıldığı, sınırlardan geçişin hala sıkı kontrol edilmediği bir ülke, bugünün şartlarında “ciddi tehlike altında” demektir.
Ülkemizin güvenliği açısından “vatandaşlık konusu” bir yana bırakılıp doğru çözüm iyi düşünülmelidir..
Paris’te Türkiye bilgileri
13 Kasım 2015’teki Paris saldırısından sonra Fransa’da “OHAL” ilan edilmiş olmasa…
Nice’deki gösterilerde 11.500’ün üzerinde silahlı polis ve jandarma görev yapıyor olmasa…
Gösteri alanı büyük barikatlarla çevrilmiş olmasa Nice saldırısı çok daha büyük can kaybıyla bitebilirdi.
Polisin henüz kamyon insanların arasına dalmadan fark ederek şoföre ateş açması araçtaki bombaların patlatılamamasını sağladı. Uzmanlar “patlasaydı binlerce kişi ölebilirdi” dediler.
-Demek ki en azından “kritik bölgelerde OHAL yarar sağlayan bir önlem” oluyor.
-AB ve ABD “IŞİD’e karşı” olurken PKK-PYD gibi terör örgütleriyle sıkı ilişkide olarak terörde önemli bir çifte standart yaratıyor.
- Son olarak “Fransa’nın Paris’te IŞİD hücresi baskınında ele geçirilen bilgiler sonucu Türkiye’deki misyonlarını kapatması” ciddi bir durumdur.
Önceden gerekli her önlem alınmalıdır!