FETÖ devleti nasıl ele geçirmiş?
.
“FETÖ darbe girişimi”nden sonra tüm devlet kurumlarından on binlerce kişi işten çıkarıldı, gözaltına alındı, tutuklandı.
Hatırlayalım; Efkan Ala henüz İçişleri Bakanı olduğu sırada “7 bin istihbarat elemanının 6 bin 500’ü FETÖ mensubu çıktı” açıklaması yapmıştı.
“17-25 Aralık öncesinde Emniyet’te 81 il Emniyet müdüründen 74’ünün, daire başkanlarının yüzde 90’ının FETÖ’cü” olduğunu da Efkan Ala söyledi.
“Hepsini temizledik, kripto olarak gizlenmiş 50-60 kişi olabilir” diyordu.
Dün Hürriyet gazetesinin manşet haberi ise şöyleydi:
“Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Mehmet Yılmaz ‘FETÖ soruşturması kapsamında 300 hakim ve savcı itirafçı oldu. Çözülme çok hızlandı, itirafçı sayısı daha da artacak’ dedi.”
Daha önce neler oldu?
Yargıdaki bu itirafçılar “Bu yapının nasıl çeteleştiğini, yargısal yetkilerini nasıl FETÖ’nün amaçları için nasıl kullandıklarını” açıklıyormuş.
HSYK Başkanvekili “Türk toplumu da, dünya kamuoyu da tehlikenin ulaştığı boyutları görecek” diyor.
Yalnızca Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yukarda görülen açıklamaları ve HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz’ın açıklamaları bile “dünya çapında görülmemiş rakamlar” içeriyor. Bu nedenle Türk toplumu ve dünya kamuoyu bu on binlerce kişinin oluşturduğu dev çeteleşmenin “17-25 Aralık” tarihine kadar nasıl olup da hiç fark edilmediğini, devletin koruyucu ve güvenliği sağlayıcı önlemleri neden almadığını doğal olarak sorgulayacaktır. Efkan Ala bu tarihten sonra FETÖ’cülerin temizlendiğini söylemiş. Eğer bu doğru olsaydı 15 Temmuz darbe girişimi yapılabilir miydi?
Özkök-Başbuğ açıklamaları
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ Balyoz Davası nedeniyle konduğu cezaevinden çıktıktan sonra “Hükümeti TSK’daki FETÖ’cüler konusunda defalarca uyardıklarını ama dikkate alınmadığını” söylemişti.
Onunla aynı şekilde ve aynı davayla hapsedilen birçok asker de sözlü olarak veya yazdıkları kitaplarda yıllar öncesinden “bu örgütle bağlantılı isimleri”, hatta “onları ısrarla yaver yapan veya terfi ettiren Genelkurmay başkanlarını” anlatmıştı.
Bu başkanlar arasında “Halk bizi affetsin, hata yaptık, anlamadık” benzeri açıklamalar yapanlar oldu. 10 kişi, 20 kişi, 50 kişide hata yaptıkları belki kabul edilebilir ama binlerce kişilik hata olur mu? Son olarak Balyoz soruşturması ile ilgili dönemin, çok tartışılan Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök TBMM Darbe Komisyonu’na verdiği ifadede:
“2004 Ağustos’unda MGK’da hükümeti kesin olarak bilgilendirdiklerini, durum iyi değil bu iş takip edilsin dediklerini ama hiçbir şey yapılmadığını” söyledi.
Gerçek milat!
“Biz yakaladığımızı atıyorduk, hükümet üyeleri şerh koyuyordu” dedi.
Özkök, Balyoz davası sürecinde susmak yerine bunları açıklamalıydı ama şimdi açıklaması da “FETÖ’nün ortaya çıktığı gerçek milat”ın 17 Aralık’tan 2013’ten çok önce olduğunu olduğunu gösteriyor. 15 Temmuz’un yaşanmasına neden olan bu gelişmeler tarihin seyrini değiştirecek kadar önemli görünüyor!