Fanila meselesi ve bilirkişi!
.
Türkiye en hayati sorunlarla mücadele gerektiren bir sürecin içinde.
Bir yanda hala 15 Temmuz soruları, davaları, yeni tutuklamalar, FETÖ ile mücadele. Diğer tarafta PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele…
IKBY’de yapılacak “Bağımsız Irak Kürdistanı” referandumu.
Biz ise Ana Muhalefet lideri de tutuklanacak mı, Ana Muhalefet Lideri’nin fanila ile yemek yemesi gibi konuları gündemimizin baş köşesine yerleştiriyoruz.
Öncelikle, “Suriye’deki Türkmenlere yardım gönderiliyordu” açıklaması yapılan bir konuyla ilgili olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun “dünya gözünde de hukuk dışı karar” olarak değerlendirilecek şekilde tutuklanması gibi bir ihtimalin söz konusu bile olmaması gerekir.
İlk kez duyuldu
Fanila ile fotoğrafa gelince, belki de Adalet Yürüyüşü hakkında yapılacak bir arşivde bulunması için çekilen ve “perde arkasını” gösteren bir fotoğraf.
Bir genel başkan için olmasa da olurdu ancak… Türkiye’de birçok vatandaş, özellikle de bunaltıcı sıcakta bu şekilde yemek yiyor olabilir ki bu fotoğraf da normal şartlarda çekilmemiş.
Yalnız burada parantez içinde şunu vurgulamak gerekiyor; halk kesimleri bugüne kadar büyük önderden hep “Gazi” veya “Gazi Mustafa Kemal” diye söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk kez “Atatürk” adını kullandığına dikkat etmiş. Erdoğan, Atatürk’ün “böyle bir resminin bulunamayacağını” vurgularken onun “ne kadar özenli bir lider” olduğunu ortaya koymuş.
Bir başka ihtimal
Gerçekten de insan bunu duyunca “keşke bütün liderler onun sadece giyimine değil, devlet yönetimindeki her konuda özenine dikkat etseler” diye düşünüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasında sürdürülen çekişmeler; Acaba gelecek seçimler için “yarışta araya girebilecek bir başka liderin önünü kesmek ve yine sadece bu iki ismin rekabeti mi keskinleştirilmek isteniyor” sorusunu da akla getiriyor.
Malum, yakında “merkezde yer alacak ve beklentiyle karşılanan bir yeni parti ve lider” çıkmak üzere.
Her ne kadar şimdiden bir takım anketler ve köşe yazarları tarafından bundan sonraki seçimde de “sadece bu iki parti ve 2 lider karşılaşacakmış gibi” gösterilse de çok daha farklı gelişmeler olabilir.
Taraflı bilirkişi
Hukuk dışı yargılamalar, tarafsız bilirkişilerin raporlarını hiç umursamayan ve olmayacak raporları kabul eden mahkemeler, FETÖ’nün işine yarayacak ifadeler veren gizli tanıklar Balyoz-Ergenekon döneminde masum insanlara çok acı çektirdi, ülkeye karanlık yıllar yaşattı.
Bunların artık geçtiğini düşünürken hala örneğin Sözcü gazetesi’yle ilgili davaya bilirkişi atanan ve Sözcü’yü FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışan Ömer Faruk Gerçek’in “FETÖ ile bağlantısının ortaya çıkması” yine Ergenekon-Balyoz dönemini hatırlatıyor.
Onun bağlantılarına benzeyen ilişkiler nedeniyle binlerce kişi hapisteyken böyle birinin bırakın serbest olmayı, üstelik tanınmayan bir yerel gazeteci olarak bilirkişi seçilmesi hukuki sayılamaz. Bir hukuk devleti isek böyle fahiş yanlışlara izin verilemez.