Erken seçim ihtimali ‘sıfır’ mı?
.
“Yeni anayasa” konusunda iktidar ve muhalefet partilerinin anlaşması neredeyse imkansız görünüyor.
Partiler aralarında “masadan kalkma-kalkmama” tartışması yaparken, öncelikle “Türkiye’de uygulanmak istenen başkanlık modeli nedir” sorusunun cevabını halkın bilmesi gerektiğini unutuyorlar.
Komisyonda anlaşma olmadığı takdirde (ki böyle olacağı netleşmiş gibi) iktidar partisi “Meclis’e getireceği anayasa taslağı” ile referanduma gitme kararı alacak.
“Diğer partiler çekilse dahi iktidar partisinin yola devam edebileceğini, Meclis’e bir anayasa taslağı getirebileceğini” bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi.
Fevkalade durum!
Erdoğan aynı konuşmada ve daha önce başka konuşmalarında da “Ben erken seçimden yana olmayan bir insanım. Fevkalade durumlar olur, o zaman farklı” demişti.
Bu söylendiğinde “fevkalade durumlar”ın neleri kapsadığı gayet soyut ve göreceli bir hale gelir.
Örneğin şu anda muhalefet partilerine “Türkiye’nin en öncelikli, en önemli sorunu yeni anayasa ve başkanlık sisteminin gelmesi midir, bu nedenle bir referandum, o da olmazsa bir erken seçim daha yapılmalı mı” diye sorsanız toplu olarak “Tabii ki hayır” cevabı vereceklerdir.
Soruyu Ak Parti, Hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorduğunuzda ise cevap büyük ihtimalle “Evet” olacaktır.
Demek ki, Anayasa Uzlaşma Komisyonu ve referandum ihtimalleri gerçekleşmezse, erken seçim ihtimali ortaya çıkabilir.
Referandum veya seçim olması halinde acaba “Tek partinin Meclis çoğunluğu tarafından kabul edilerek halkın oylamasına sunulacak” olan yeni anayasa metnini ve uygulanacak başkanlık sistemini o halk nasıl öğrenecek, bilmediği takdirde nasıl oylayacak?
‘Başkanlık’ta muhalefet
Anayasa hukukçuları “ABD dışında dünyada yozlaşmamış bir başkanlık yoktur. ABD’de ise 2 meclis, eyalet valileri ve güçlü- kimsenin itiraz edemediği bir yargı başkanı denetler” diyor.
Başkanlık sisteminde “muhalefet partilerinin hiç etkisi kalmadığını” eklemeyi unutmuyorlar.
Hep hatırlatıyoruz, bu durumda endişeleri gidermek için Türkiye’de söz konusu olan başkanlık sisteminde “parlamento ve muhalefet partileri”nin ne olacağı, diğer başkanlıklarda 2 meclis varken bizde “tek meclis”le farkın ne olacağı, başkan kararnamelerinin neleri kapsayabileceği, Meclis’i feshetme yetkisi, yargıya etkileri, denetim mekanizmaları ne olur gibi soruların cevaplanması şarttır.
Seçimde muhalefet!
Eğer “fevkalade bir durum sonucu” erken seçim ihtimali ortaya çıkarsa, muhalefet partileri için de fevkalade bir durum olur mu?
Mesela bazı anket sonuçları “HDP ile MHP’nin baraj altında kalacağını” gösterdi , HDP “seçim vaatlerini tutmadığı, PKK terörünü desteklediği için” baraj altında kalabilir, ya MHP?
MHP neden 4’üncü parti konumuna gerilediğini, olası bir seçimde ne kadar oy alabileceğini sorguladı mı?
Bahçeli, “olağanüstü kongreyi 2018’e bırakmak neyi kurtarır”, düşündü mü?
Kılıçdaroğlu’nun aklına, “değişime direndiği” kongresinin sonucuyla yüzde 25’i nasıl aşacak sorusu geliyor mu?
Oturup düşünmelerinin tam zamanıdır!