Devlet adamına veda!
.
Türkiye’nin 9’uncu Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet tarihinin unutulmayacak devlet adamlarından biri olan Süleyman Demirel’i bugün ebediyete uğurluyoruz.
Demirel 1993’te Özal’dan sonra seçildiği cumhurbaşkanlığı görevinde ülke için “kusursuz bir cumhurbaşkanı” olarak tarihte yerini almıştır.
Darbe ve muhtırayla da karşılaşan, siyasetten yasaklandığı dönemler yaşayan Demirel Türkiye’nin kalkınması ve demokrasiden sapmadan huzurlu şekilde yönetilmesi için yılmadan gösterdiği gayretle, en sorunlu zamanlarda engin deneyimiyle yol gösterdiği önerileriyle örnek bir liderdi.
Devlet adamıyla “politikacı” arasındaki fark devlet adamının particilik yapmaması gereken zamanlarda ülkesinin geleceğini ve çıkarını önde tutmasıdır ve Süleyman Demirel bu farkı yaratabilmiştir.
Güldürülerde vardı!
Benim için uzun yıllara dayanan çok değerli bir dost da olan Demirel’in kendisinden sonraki siyasetçilerde maalesef rastlamadığımız önemli özelliklerinden biri her konuşmasında mutlaka yer alan kaliteli esprileri ve başkalarının da kendisiyle ilgili esprilerine olan hoşgörüsüydü.
Onun döneminde kendisine muhalif gazeteciler de, iş adamları ve her vatandaş da en az destekleyenler kadar özgürdü ve aynı haklara sahipti. Batı ülkelerinde en demokrat liderlerin gösterdiği bu hoşgörüyü Türkiye siyasetinde yaşatabilmek takdire şayan bir özelliktir.
50 yıla varan uzun siyasi yaşamında elbette onun da hataları olmuştur ve ölümünden sonra bile eleştirenler de çıkacaktır ama ülkeye sağladığı yarar onu bundan sonra da “yeri doldurulamayacak” bir devlet adamı yapmaktan alıkoymayacak.
Değerli dost ve değerli devlet adamı Süleyman Demirel’e Allahtan rahmet, ailesine ve tüm ülkemize başsağlığı diliyorum. Nur içinde yatsın.
Gazetecinin suçu ne?
Bir yanda kendisine gayet doğal sorular soran ve aralarında Alman Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in de bulunduğu 4 gazeteciyi “sebepsiz yere gözaltına aldıran” Urfa Valisi…
Son yıllarda gazetecilere bir twit veya yazı nedeniyle sayısız dava açan, bir halk protestosunu kabullenmeyen siyasetçiler… Diğer tarafta “yollar yürümekle aşınmaz” diyen Demirel örneği… Demokrasi açısından alınacak dersler olduğuna şüphe yoktur.
Büyük bir sorun!
Şu anda Türkiye’nin önünde en kısa zamanda kurulması gereken bir “hükümet” sorunu ve Güneydoğu sınırımızda kurulacak Kürt devleti sorunu var.
Demirel’in “Koalisyon zararlı değildir. Halkın büyük bölümünün Meclis dışında kalması daha zararlıdır” sözü aslında siyaset bilimcilerin de iyi bildiği bir gerçektir. Buna rağmen hala ufukta bir ihtimal görünmüyor.
Güneydoğu konusunda ise nihayet Çarşamba günü Başbakan Davutoğlu günlerdir burada yazdığım konuyu açıkça söyledi; “Amaç Ortadoğu’da haritayı yeniden çizmek. IŞİD ve PYD işbirliği yaptı”…
Hükümet bugüne kadar bu gerçeği fark etmemiş veya söylememiş olma sorumluluğu konusunda ne yapacak merak ediyorum!