Darbe girişimi ve AB!
.
TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’nda CHP’li Sezgin Tanrıkulu darbe girişiminde bazı olayları “internetten canlı” vermek isteyince eski savcı, Komisyon Başkanı AKP’li Reşat Petek itiraz etmiş, tartışma çıkmış.
Petek “oy çokluğuyla periskop yayını yapılmama kararı alındığını” hatırlatmış ve “korsan yayın yapıyorsunuz” demiş.
Tanrıkulu ise “Biz Komisyon çalışmalarının Meclis TV’den verilmesini istedik, karşı çıktınız. Bundan niye korkuyorsunuz” cevabını vermiş. Konuların özünde karmaşa çıkarılıp olaylar anlaşılmaz şekilde bırakılınca ister istemez her konuda toplumun kafası karışıyor.
Dolar fırladı!
Eğer böyle bir karar oy çokluğuyla alınmışsa buna uymak gerekir. Ancak…
Birçok belediye meclisi dahil, her mecliste ve komisyonda iktidar partisi “çoğunlukta”. Medyanın büyük kesimi de iktidar partisinin etkisi altında. Durum böyle olunca çıkarılmak istenen kararlarda muhalefet partileri etkili olamıyor. 15 Temmuz darbe girişimi ülkeyi maddi, manevi yıkıma uğrattı.
Arkası kesilmeyen sorunlarla dolar 3.35’e fırladı. Türkiye “parasının değeri en çok düşen üç ülke” arasında.
Haber duyma hakkı
Cumhurbaşkanı Erdoğan Pakistan’da ve birçok ülkede kapatılan FETÖ okullarının yerine “Türkiye’nin okul yapacağını” açıklıyor. Az maddi yük müdür bu?
Ülke çalkalanırken Darbe Komisyonu’nda konuşulanların Meclis TV’den verilmesinde ne sakınca görülmüştür?
Darbeyi önlemek için canını vermekten çekinmeyen bir toplumun, darbe gecesi olanları dakika dakika ve detaylarıyla dinleme hakkı olmalıdır.
Eğer Komisyon çoğunluğu bu hakka inanmıyorsa nedenini açıklamalıdır.
‘İzmir ayrılsın’ mı??
Benzer bir tartışma “AB’den vazgeçip geçmeme” konusunda yaşandı.
CHP Milletvekili Ali Yiğit, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın “AB’ye girmeyiz” çıkışlarına karşılık şöyle konuşmuş;
“Türkiye’de yaşayan çağdaş, demokrat, aydın insanlar AB’yi istiyor. Hele İzmirliler bu işe çok hazırlar. Gerekirse İzmir ayrılsın ve AB’ye girsin.”
AKP’li Nükhet Hotar bu sözlere karşılık:
“CHP’li Yiğit dışında hiçbir İzmirlinin Avrupalı olmaya çalışmayacağını, böyle bir özenti içinde olmayacağını” söyledikten sonra “Bize TC’nin onurlu bireyleri olmak yeter. Vatanımız bir bütündür” demiş. Tarafsız gözle baktığınızda iki konuşma da yanlış. Hotar’ın sözlerinde doğru olan “vatanımızın bir bütün olduğu”dur.
Yiğit’in, eğer söylediyse “İzmir ayrılsın” demesi “Türkiye’nin üniter devlet yapısında” son derece anlamsızdır.
Burası ne Birleşik Krallık gibi farklı ülkelerin birleşmesinden meydana gelmiş bir ülkedir, ne de ABD veya Almanya gibi federal devletlerden oluşmuştur.
Hotar’ın sözleri ise “AB’ye giren ülkelerde vatandaşların özenti içinde olduğunu veya kendi ülkelerinin vatandaşı olma onuruyla yetinmediğini” bildiriyor.
Bu da toptan yanlıştır. AB devletlerin güç birliğidir ve aynı zamanda “ülkelerin gelişmesi için büyük maddi destek ve evrensel ölçülere kavuşma fırsatı” demektir.
Ülkenin en zor döneminde bu kısır tartışmalardan vazgeçmek gerekiyor.