Çözüm süreci kimle yürüyecek?
.
Ülkenin geleceğini belirleyecek olan erken seçim elbette çok önemli ama diğer tarafta önümüzdeki bir ay içinde PKK terörüne daha kaç şehit, kaç can vereceğimiz belli değil ki bu da en az seçim kadar önemli. Meclis bugün, tüm dikkatler bu iki konuya yoğunlaşmışken açılacak. Görünüşe bakılırsa açıldığı gibi de seçime kadar tekrar kapanacak. Bunu önleyecek tek şey Meclis çoğunluğunun teklife karşı çıkması. Böyle olsa bile seçim mitingleri ve çalışmaları nedeniyle fazla bir anlamı olmayacak.
Partiler şimdiden seçime odaklandı, CHP dün seçim beyannamesini açıkladı, MHP Cumartesi, Ak Parti ise Pazar günü açıklayacak.
Seçim beyannameleri
CHP’nin seçim bildirgesinde neredeyse hiçbir konuda eksik bırakılmamış; Ekonomik vaatler yanında Hukukun üstünlüğünün ve kuvvetler ayrılığının sağlanması, siyasi baskıların kalkması, medya özgürlüğünün korunması gibi maddeler de dikkat çekiyor. Çözüm süreci konusunda ise; CHP’nin süreci yapıcı ve hızlı şekilde ele alacağı ve “halka açık şekilde” yürüteceği açıklandı.
Ekonomiye güvenin düştüğü, doların TL karşısında rekor yükselişler kaydettiği ve yoksulluk, açlık sınırlarının çok yükseldiği bir dönemde partilerin ekonomik vaatleri de çok önemli ama “teröre çözüm” şu anda ülkenin bir numaralı meselesidir.
PKK, HDP, çözüm!
Yıllardır PKK, Öcalan ve HDP ile yürütülen çözüm sürecinde PKK’nın Güneydoğu’ya silah ve patlayıcı yığınağı yaptığı, örgütün yeni militanlar yetiştirerek güçlendiği Hükümet ve Cumhurbaşkanı tarafından da açıklandı.
Bu patlayıcılar, silahlar bugün ilkokulları bile açıkça tehdit eder durumda… PKK’nın operasyonlarla zayıfladığı söylenirken örgüt saldırılarına aynı hızla devam ediyor, Salı günü Şemdinli ve Batman’da 3 şehit daha verdik.
Bu şartlar altında; Güneydoğu yıllar boyunca silah deposu haline gelmişse bunu sadece kamu görevlilerinin zafiyeti olarak açıklamak sorumluluğu devletin sırtından atmaya yeterli olmaz. Başbakan Vekili Yalçın Akdoğan “Çözüm sürecinde başa dönmenin mümkün olmadığını, sürecin sürdürülemez hale geldiğini” söyledi. AKP ile HDP’nin süreçteki bağları tamamen kopmuş gibi… Kandil “terörü ancak Öcalan durdurabilir” diyor ama o da devreden çıkarıldı.
HDP’den tepkiler!
Peki, partilerin seçim beyannamesinde yer alan “çözüm” veya PKK terörünün bitirilmesi bu durumda nasıl sağlanacak? Süreç kiminle yürütülecek?
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “PKK bizi, biz de onu temsil etmiyoruz” dese de HDP’nin daha önceki eylem ve söylemleri PKK ile yakın bağlarını yeterince göstermiştir.
Son günlerde HDP içinden de “PKK derhal koşulsuz olarak silah bırakmalıdır” sesleri yükseliyor.
Demirtaş, saldırıların güvenlik güçleri tarafından değil, PKK tarafından başlatıldığını örtmeye çalışmadan, hiç değilse kendi partisinden gelen seslere kulak vermek ve “PKK’nın terörü durdurması için aktif rol” oynamak zorundadır. Tabii bu arada Kandil liderlerinden Murat Karayılan’ın “Kürdistan’ı kurma aşamasındayız” sözünün bu terörle ilişkisini de açıklarsa iyi olur!
Aksi takdirde “İnsanlar, çocuklar, kadınlar ölüyor” gibi tepkileri hiç de inandırıcı değil!