CHP ve seçim kanunu!
.
Dün CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke bir kamuoyu açıklaması yaparak iki görevinden de istifa ettiğini duyurdu.
Böke bu görevlerinde başarılı, akademisyen bir siyasetçidir, istifası CHP için kayıptır.
Referandumdan sonra “YSK’nın yasaya aykırı olarak mühürsüz oyları geçerli sayması”nın ardından yaptığı açıklamada “CHP’nin bu karara karşı sine-i millete gitmek,yani Meclis’ten çekilmek dahil her çareye başvuracağını” söylemiş ama CHP Grup Başkanvekili Levent Gök bu sözlerin hemen arkasından “Bu görüşün MYK’da kabul görmediği” açıklamasıyla parti sözcüsünü zor duruma düşürmüştü.
Selin Sayek Böke’nin tepki gösterdiği konular dışında, bu olay da gözden kaçmayacak bir hataydı.
Evrensel kurallar
Böke’nin istifa açıklaması şöyle:
1- 16 Nisan’da seçmenin en az yüzde 50’sinin oylarının gayri hukuki yollarla gasp edildiğini,
2- CHP’nin “referandumun gayri meşru sonucunu kabul ederek hedefler ve politikalar oluşturduğunu,
3- Atılması gereken adımların 16 Nisan gecesinden başlayarak gereken siyasi kararlılıkla atılmadığını,
4- Sosyal demokrat bir partide, parti yönetiminin görevinin siyasi ve disiplin kararlarını dayatmak değil, “partideki farklı fikirleri sağlıklı şekilde karar süreçlerine dahil etmek” olduğunu söylüyor.
Katılımcı demokrasiye ve evrensel kurallara inanan biri olarak, gelinen noktada mevcut yönetimin bir parçası olmayı uygun bulmadığını bildiriyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu her ne kadar “Partisinde özgürlük olduğunu, herkesin kendisi de dahil başka görüşleri eleştirebileceğini” söylese de bunun yapılamadığı, aykırı görüş açıklayan ve eleştirenlerin disiplin kuruluna verilerek partiden ihraç edildiği Emine Ülker Tarhan, Süheyl Batum gibi güçlü siyasi isimler döneminde de görülmüştü.
Bu kanunlar değişmeli
Kısacası sosyal demokrat ve özgürlükçü CHP’de de parti içi demokrasi, kendisine karşı çıkan her milletvekilini veya teşkilatı anında görevden ihraç eden Bahçeli’den, MHP’dekinden farklı değil.
Liderlerin hepsi, konuşmaya gelince kendilerini haklı çıkaran sözcükleri kolayca buluyor ama eylemle söylemler uyuşmuyor.
Bunun nedenini aslında dün CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger fark etmeden açıkladı.
“Selin Sayek Böke’yi partiye alan, milletvekili, parti sözcüsü yapan Genel Başkan Kılıçdaroğlu’dur” dedi.
İşte milletvekilleri halk tarafından seçilmek yerine genel başkan tarafından seçilince, genel başkanın “eleştirenleri, mücadele edenleri partiden silmesi” de çok kolay oluyor.
Demokrasi ve hukuk kurallarının doğru uygulandığı bir Batı ülkesinde hiçbir parti genel başkanı hatta ABD Başkanı da bu yetkiye sahip değildir.
Tekrarlayalım; Türkiye’de tüm siyasi partilerin, TBMM’nin özgürleşmesi için zaman geçirmeden Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu “demokratik” hale getirilmeli, lider sultası bitirilmelidir.
Bu yapılmadığı takdirde hiçbir liderin demokrasiden söz etmemesi gerekir.