Bu plan tutar mı?
.
Başbakan Davutoğlu Mardin’de yaptığı konuşmada “10 maddelik terörle mücadele eylem planını” açıkladı.
Bu planda; “Terör saldırıları nedeniyle oluşan bütün yaraları saracağız.
Yakılıp yıkılan okul, hastane ve binaları imar edeceğiz.
Sur’dan, Cizre’den kaçan vatandaşlarımıza kira yardımı yapacağız. Yeni bir ‘birliktelik ve kardeşlik dönemi’ başlatacağız” diyor.
Bizde “ayrı ayrı özerk bölgeler olmadığını, bir vatan, bir gelecek, bir kader olduğunu” söylüyor.
Bunların hepsi “ideal, devletten beklenen, istenen eylemler” ama acaba çözüm burada mı?
Abd yalanı!
Güneydoğu’ya devamlı takviye askeri birlikler gönderilmesine rağmen terör duraklamıyor.
Birçok ilçe harabeye döndüğü gibi teröristler saldırıları sürdürüyor.
Başbakan Davutoğlu da konuşmasında değindi, PKK yatırım yapılmasını da saldırılarla engelliyor, devletin imar edeceği binalar nasıl güvence altına alınacak?
ABD Türkiye’nin kendilerine yönelik şüpheleri üstüne “PYD ve PKK’ya hiçbir türde silah sağlamadıklarını” açıkladı.
Oysa tek bir örnek bu yalanı çıkarmaya yeter. 18 Ekim 2015 haberiydi; ABD “PYD’nin kontrolündeki Haseke bölgesine 50 ton silah ve cephane” indirmiş ve PYD Başkanı Salih Müslim “bu silahların ellerine ulaştığını” açıklamıştı.
Bu silahlar arasında bir hava savunma silahı olan ve uçak vurmada kullanılan “stinger”lar da vardı.
Özerk bölgeler…
Başbakan Davutoğlu’nun değindiği “birliktelik ve kardeşlik dönemi” vurguları çözüm süreci içinde de yapıldı.
Yine söz ettiği; Hakkari’deki vatandaşla, Edirne’dekinin aynı haklara sahip olduğu da bilinen bir gerçek. Bugün sadece Güneydoğu’da bırakılmayan, İstanbul ve diğer şehirlerimize de sıçratılan terörün bunlarla bir ilgisi yoktur.
Başbakan’ın “Bizde ayrı ayrı özerk bölgeler yok” sözüyle ilgisi vardır.
Türkiye’de eskisinden çok daha azgın ve katliam şeklinde yürütülen terör daha önce de belirttiğimiz gibi artık tamamen “Suriye ve Irak’taki gelişmelere paralel bir amaca” hizmet ediyor.
Bakın Rusya bir yandan hava sahası ihlalleriyle Türkiye’yi kışkırtırken diğer tarafta Putin “Erdoğan’ın görüşme taleplerini geri çevirerek” bize karşı açık bir hakaret havasına girmekte, dünyaya “Türkiye ile düşman saflardayız” mesajı vermektedir.
Kırmızı çizgi gidiyor!
Rusya şimdi de PYD ile ortaklaşa yaptıkları plana göre Cerablus civarını 15 gün havadan yoğun bombardımana tutarak orayı da ele geçirecek.
Muhaliflerin veya IŞİD’in kontrolündeki bölgeleri ele geçirerek “Türkiye’nin kırmızı çizgisi” olan 110 kilometrelik sınır boyunu alacak.
Halep-Türkiye koridorunu Esad güçlerine verdiği destekle kapattı, Halep’i almaları da gün meselesi…
Bu durumda Esad Suriye’de kaybettiği gücü ve bölgeleri geri kazanıyor.
Türkiye sınırının tamamen PYD’nin eline geçmesi ise bize çok şey kaybettireceği gibi, bu süreçte eylemleriyle dikkatleri o bölgeden çeken PKK terör örgütüne çok şey kazandıracaktır.
Sonuç ABD-Rusya-Esad-PYD- Barzani ve İsrail’in de birlikte kazanması demek olacak.
O nedenle artık eylem planı açıklamak yerine “uluslar arası ciddi eylemlere” geçme zamanıdır, geç kaldık!