Şampiy10
Magazin
Gündem

Bu örgüt Türkiye’de ne arıyor?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Ankara katliamından sonra Emniyet Müdürü ile İstihbarat ve Güvenlik Müdürü görevden alındı. Bakanlığın ve Valiliğin sorumlulukları göz ardı edilemez ama şu anda “soruşturma bitene kadar istifa istemek yanlış olur” dendiğine göre beklemek gerekiyor.

Reyhanlı, Suruç ve Diyarbakır saldırıları da aynı şekilde hala bekleme sürecinde… İhmaller, nedenler ve sorumlular için net bir açıklama yapılmadı.

Emniyet kaynakları Ankara’daki saldırıyı yapan canlı bombalardan birinin Suruç bombalı eylemini yapan canlı bomba Abdurrahim Alagöz’ün ağabeyi olduğunu, İkinci bombacının da onunla birlikte hareket ettiğini bildiriyor.

Sınır yok gibi…

IŞID’le bağlantılı bu isimler Adıyaman’da yaşıyor, Suriye’ye geçip bomba eğitimi alıyor ve tekrar Türkiye’ye geçerek kanlı eylemlerini kolayca gerçekleştiriyorlar.

Olayın sadece bu kısmı bile yeterince ihmali açıklarken bir de üstüne bu isimlerin “istihbarat birimlerinin yani MİT’in takibe aldığı eylemci listesinde” olduğu Emniyet kaynakları tarafından açıklandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Her olayda hemen istifa mekanizmasını çalıştırmak doğru değil” diyor, haklıdır, soruşturma bitip tüm gerçekler ortaya çıkmadan doğru değildir. Ama benzeri katliamları kısa süre öncesinde yaşamış ve terörün kesilmediği bir süreçteki ülkede büyük bir miting öncesinde önlemlerin yetersiz olduğu ortaya çıkmışsa sorumlu tüm görevlilerin istifası kaçınılmaz olur.

Nasıl bir takip?

Mesela “takibe alınmış eylemciler” listesindeki isimlere nasıl bir takip yapılmaktadır ki bunlar hala Suriye ile Türkiye arasında kolaylıkla ve yakalanmadan mekik dokumakta, eğitim alıp geri dönebilmektedir?

Bugün Türkiye’de canlı bomba eylemi yapabilecek 21 IŞİD militanının kimlikleri biliniyor ve bunların hemen hepsinin Adıyamanlı olduğu ifade ediliyor. Acaba bu kadar felaket yaşadıktan sonra bile hala Adıyaman’da kurulan hücre evlerinin, orada barınan militanların yeterince kontrol altında tutulduğu söylenebilir mi?

Neden yakalanamadıkları ve tutuklanmadıkları sadece “eyleme dönük yeterli veri olmadıkça hukuk devletinde tutuklayamazsınız” sözleriyle açıklanabilir mi? Bunun PKK öldürmeyi sürdürürken askerin onlara operasyon yapamadığı ve örgütün bu nedenle güçlendiği “süreç”ten farkı olur mu?

CHP Başbakan’a “Türkiye’de IŞİD diye bir örgüt var mıdır” diye sormuş ve bugüne kadar kaç kişinin bu örgüte üyelikten soruşturulup yakalandığının ve ceza aldığının açıklanmasını istemiş.

Araştırma komisyonu

PKK terörü “ateş kes yaptık” demelerine rağmen devam ediyor. Dün Van’da PKK saldırısında 1 polis memuru şehit oldu. Bingöl Valiliği 6 bölgeyi 12-26 Ekim arası “geçici güvenlik bölgesi” ilan etti, vatandaşların buralara girmesi yasak.

Türkiye terörle “Suriye benzeri bir ortama” taşınmak istenirken “Terör olaylarının araştırılması için Meclis komisyonu kurulması” teklifine 2 partinin neden “hayır” dediği daha da fazla merak konusudur.

Meclis’in şu anda bundan daha önemli bir görevi olamayacağına göre bu konu seçim telaşı arasında kaynamamalı, ivedilikle tekrar tartışılmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Yazarımız, yıllık izne çıktığı için bir süre yazılarına ara vermiştir.
  2. CHP’de seçim ve yerel seçim!
  3. Yeni sistemde denetim nasıl?
  4. Yeni bir erken seçim mi?
  5. Mülteciler ve Merkel!
  6. Siyasette şiddet!
  7. Farklı bir demokrasi!
  8. Değişim hemen başlamalı!
  9. Türkiye’nin yeni dönemi!
  10. Heyecanla Beklenen Pazar!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.