Birden fazla gariplik!
.
“Acele işe şeytan karışır” atasözü biz Türklere aittir ama nedense pek uymayız. Terör saldırıları sonrasında yapılan açıklamalarda da böyle davranıyoruz.
Örneğin hemen ilk anda “Şu örgüt olduğuna dair işaretler var” veya “Şu suikastlara benzediği için aynı örgüt tarafından yapılmıştır” deniyor, bazen arkasından “başka bir örgüt” üstlenebiliyor.
Rus Büyükelçi Karlov suikastında da aynı şey yapıldı. Daha ilk dakikalarda kimileri “El Nusra” bağlantılı derken başka birileri “kesinlikle FETÖ” dedi.
Putin’in Sözcüsü Peskov’a sordular; “Türkiye Dışişleri Bakanı suikastın arkasında FETÖ terör örgütünün olduğunu söyledi. Sizin görüşünüz ne?”
Peskov “Rusya’dan gönderilen uzman ekip çalışmalarını sürdürüyor. Oradaki ekibimiz elde ettiği delilleri ortaya koymadan bunu söylemek erken olur” cevabını verdi.
Sorumlular bulunmazsa…
Siyasetçilerin, stratejistlerin veya gazetecilerin acele edip hemen olayın arkasından “suikastçı polis FETÖ’cü” ya da “bombalı saldırıyı yapan şu örgüt” demesi insanların aklına “Madem ki kolayca biliniyor, neden önceden önlem alınmadı” sorusunu getiriyor.
Emniyet’ten 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrası binlerce polis görevden alınır, tutuklanırken bu polisin bağlantıları nasıl anlaşılamadı?
“Toplantının yapıldığı salona girebilecek polislerin isimleri kapılara neden bildirilmedi?” gibi soruları Emniyet ve MİT’in araştırması ve sorumluları çıkarması gerekir.
Saldırı ve suikastlar ve 15 Temmuz tam olarak çözülmediği sürece benzer terör olaylarının önlenmesi de zordur.
“Nokta” meselesi!
Çarşamba günü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yani PYD-PKK “ABD’nin kendilerine zırhlı araçları delen silahlar verdiğini, yakında uçak düşürmek için ‘omuzdan atılan uçaksavar füzeler’ almayı umduklarını” açıkladı.
Komediye bakın, aynı gün ABD Ankara Büyükelçiliği “ABD Hükümeti PYD-PKK’ya silah ya da patlayıcı sağlamamıştır. Nokta” dedi.
ABD daha önce birçok kez “PYD’yi desteklediğini, müttefik olarak gördüğünü” söylediği gibi ABD askerleri bizzat PYD’nin içinde savaşıp medyaya “PYD İle PKK aynı örgüt” açıklamaları yaptılar.
ABD, Büyükelçiliğine “nokta” açıklaması yaptırdığı gün PYD-SDG’nin “uçaksavar füze, zırh delen silah” açıklamasından utanmış mıdır acaba? Utansa iyi olur!
Hafıza zayıflığı
15 Temmuz FETÖ Darbe girişimi sonrasında; “15 Temmuz günü saat 15 sularında Akıncı Üssü’nden bir albayın MİT’e giderek Müsteşar Hakan Fidan’ı “Ankara Kara Havacılık Okulu ve Akıncı Üssü’nde olağandışı hareketlilik var, bu gece darbe yapılabilir” diye uyardığını…
Bunun üzerine Hakan Fidan’ın 2 kez Genelkurmay’a giderek bu bilgiyi Hulusi Akar ve 2’nci Başkan Yaşar Güler’e verdiğini ama onların Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nı haberdar etmediğini kaç kez dinledik, okuduk.
Son günlerde ise ortaya “Aslında olay MİT’e karşıydı, MİT Müsteşarının kaçırılacağı uyarısı yapılmıştı” söylemi çıktı. TBMM Komisyon raporuna da girmiş.
Haydi hepimiz olanları unuttuk diyelim, kayıtlara geçmiş gazete, TV haberleri, siyasi açıklamalar ne olacak?