Başkanlık için değişiklikler!
.
Türkiye’de şiddet iyice yaygınlaştı. Cinayetlerin, çocuk tecavüzlerinin, darp olaylarının arkası kesilmiyor.
Dün “Kadıköy’ün ortasında bir apartman görevlisini darp ederek öldüren 3 kişinin yakalandığı” haberi vardı.
Ondan önce arka arkaya önce Ankara’da “11 yaşında bir çocuğa Kur’an kursunda öğretmen Ali K’nın tecavüzü”, sonra Kilis’te bir ortaokulda “14 çocuğa okul müdürünün tecavüzü” olayındaki gelişme haberi çıktı.
Birinci olayda okul müdürü “kurban kestik o olay kapandı” demiş. İkinci olayda tutuklu müdür “bir siyasetçinin yakını” olduğu için olay kapatılmaya çalışılıyormuş.
Bunların her biri ayrı bir felaket, skandaldır.
Ülkede can güvenliği, çocukların güvenliği giderek daha büyük tehdit altına girerken ne referandum konuşmalarında sözü geçiyor, ne de tüm uyarılara rağmen ilgili bakanlıklardan ses çıkıyor.
Özerk şehirler…
İlk olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın kısa süre önce “İstanbul’a özel bir yasa talebimiz oldu. İstanbul kendi kendini yönetsin, kendi kararını kendi versin” şeklinde bir açıklama yaptı.
Haber medyada “İstanbul’a özerklik talebi” başlığıyla yer aldı.
Bunun nedeni olarak aynen yeni anayasa için söylendiği gibi “ Daha çok iş yapabilmeyi, daha hızlı çalışabilmeyi” gösterdi.
Acaba şu anda İstanbul’da daha çok iş yapmak için nasıl bir engel var ki Topbaş aniden bu çıkışı yaptı?
Arkasından Cumhurbaşkanı Danışmanı” Şükrü Karatepe Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin dergisinde “Başkanlık sistemiyle birlikte büyük kentlerin yeniden yapılandırılacağını” yazdı.
Açıklamada şöyle diyor; “Kalabalıklaşan metropoller artık klasik idarelerle yönetilemiyor. Artık bu illerin yönetimine şehir kavramını öne çıkaran, ‘şehir yönetimi’, ‘büyükşehir yönetimi’ gibi başka isimler bulmak gerekir.
Şehir yönetimi yeniden tanımlanmalıdır. Büyükşehir belediye başkanlarına ‘şehir başkanı’ veya ‘büyükşehir başkanı’ gibi adlar verilmelidir… Bu, ‘başkanlık sisteminin tam kurulması yönünde’ atılan önemli bir adımdır.”
Türkiye farkı
Cumhurbaşkanı Danışmanı’nın tarifi gerçekten de başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde “bağımsız valisi veya başkanı olan eyaletlerden oluşmuş federatif yapı” sistemine uyuyor.
Yalnız bu ülkelerde, örneğin başkanlık sisteminin nispeten başarılı olduğu tek ülke olan ABD’de eyaletler zaten baştan beri mevcut, sonradan bölünme yok.
“Birleşik Devletler” bu eyaletleri birleştirerek kurulmuş.
Ayrıca Türkiye’nin sınırlarında kentler “özerk kantonlara, sonra özerk bölgeye ve sonunda bağımsız devlete” dönüştürülmek üzere savaşlar yapılır ve bunu gerçekleştirmek için “terör ve terör örgütleri” kullanılırken, arkasına büyük devletler geçerken Türkiye’de böyle bir değişikliğe gidilmesi diğer ülkelerle kıyaslanamaz.
Referandumdan önce, Anayasa’daki üniter devlet tanımının da önemi açısından bu konunun da açıklığa kavuşturulması yerinde olacaktır.