Basın, başkanlık ve bölünme!
.
Güneydoğu’da PKK terörü hız kesmeden sürüyor, aslan gibi askerlerimizi şehit veriyoruz.
ABD bir hafta önce kendi vatandaşlarına yaptığı “Türkiye’de terör riski” uyarısını daha sert şekilde tekrarladı.
30 Ekim Pazar günü ABD Dışişleri Bakanlığı; İstanbul’daki Başkonsolosluk’ta çalışan personelin ailelerine “İstanbul’dan ayrılma çağrısı”nda bulundu.
“Terör tehditlerinin Türkiye genelinde arttığı” belirtilen açıklamada ABD vatandaşlarına “Türkiye’ye seyahat etmemeleri” uyarısı yapıldı.
TSK’nın Suriye ve Irak’taki mevcudiyeti, her iki ülkede terör örgütleriyle çatışma veya bir savaşın ortasında kalma riski taşıyor. Bu ortamda devlet nelerle meşgul, şaşırmamak mümkün değil.
Demokrasi ve Cumhuriyet
Cumhuriyet Bayramı’nda demokrasiden, Cumhuriyet’in getirdiği ayrıcalıklardan söz ederken iki gün sonra Cumhuriyet gazetesine operasyon yapıldı.
Genel Yayın Yönetmeni’nden başlayarak neredeyse tüm yönetici ve yazarlara, “Yıllarca FETÖ ve PKK’ya karşı karikatür çizdim” diyen karikatürist Musa Kart’a, Gülen Cemaati için seneler öncesinden uyarı yapan, kitaplar yazan Hikmet Çetinkaya’ya bile gözaltı kararı çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın operasyon için gösterdiği “PKK/KCK ve FETÖ terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” gerekçesi ikna edici değildir.
Bu tür gerekçeler ve tutuklamalar Balyoz-Ergenekon sürecindeki haksızlık ve hukuksuzlukları hatırlatmaya başlamıştır.
FETÖ darbe girişimi, gerçekten bu örgütle ilişkisi olduğu ortada olan, onu öven, destekleyenler yerine muhalif kişilere ve medyaya yönelik operasyonlara yol açarsa demokrasiden söz edilemez.
Yargının “adaleti aratmamasına” özen göstermek şarttır.
Bölünme riski?
Başbakan Binali Yıldırım “Başkanlık gelirse Türkiye bölünür diyorlar. Asıl gelmezse bölünme riski var… Başkanlık üniter yapıyla olacak” dedi.
Bu sözler söylendiği dakika sosyal medyada şok etkisi yaptı. Halk tepkisinde haklıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin (parlamenter cumhuriyet) kuruluşunun 93’üncü yıldönümünü kutladıktan bir gün sonra, 93 yıldır bölünmeyen ülkenin “başkanlık gelmezse bölüneceğini” söylerseniz nedenini de o anda açıklamanız gerekir.
Özellikle de yaklaşık 15 yıldır “tek başına ve parlamenter rejimle iktidarda” olan, yapmak istediği her şeyi gerçekleştirmiş bir partinin Başbakan’ı söylüyorsa “nedeni” daha da çok merak konusudur.
Fark ve denetim
Başbakan Yıldırım aynı konuşmada “Başkanlık sistemi ile belediye başkanlığı arasında fark yok” dedi ve İstanbul Belediye Başkanlığı’nı örnek gösterdi.
“Belediye başkanı seçimle geliyor. Bir meclisi var. Meclis de başkanı denetliyor. Bu mecliste değişik partiler (Ak Parti, CHP, MHP) var. Bazı işlere birlikte ‘evet’ diyorlar, bazı işlere itiraz ediyorlar. Bu da demokrasinin gereği.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde “187 AKP, 121 CHP ve 2 MHP’li üye” olduğunu hatırlatalım. Buradaki denetimle, çoğunluğu yine aynı partiden olan TBMM’nin denetimi gerçekten de farksız sayılır. Denetim her ikisinde de mümkün değildir.