“Barış Süreci” var mı, yok mu?
.
Seçim yaklaşırken PKK saldırılarının açıkça artması “barış süreci” konusunda şüpheleri de arttırdı.
Türkiye’de onlarca yıldır süren terörün bitmesi, PKK’nın “silah bırakması” umudunun eşikten dönmesi anlamına gelmemeli.
Yoksa “seçim”e yönelik bazı senaryoların devreye girdiğini söyleyenler haklı mı?
Cumartesi günü Ağrı’da bir etkinlik için güvenliği sağlama görevi yapan askerlere PKK tarafından ateş açıldı, 4 asker yaralandı, 5 terörist öldürüldü.
Bu olayın arkasından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Ağrı’da çatışma değil planı önceden hazırlanmış kurgu bir sahte operasyon vardı.
Orada askeri çatışma bölgesinde bırakıp çekildiler. O askerler, cenazeler çıkarılsın diye...
“Yaralı askerleri HDP’li arkadaşlarımız çıkardı” sözleri Hükümetle HDP ve PKK’nın son zamanlardaki uyumlu görüntüsünü ortadan kaldırmıştır.
Nitekim bu açıklamaya Başbakan Davutoğlu “Demirtaş açıkça yalan söylüyor.
Provokasyon ‘bölücü terör örgütü’ tarafından yapılmıştır. Demirtaş tercih yapmalı, bölücü terör örgütünün sözcüsü mü, bir siyasi parti lideri mi olmak istiyor” diye sordu.
Silah bırakma nerede?
Aslında çözüm sürecinde olumlu adımlar atıldığı ümidi yeşerirken ve “PKK’nın silah bırakmaya hazır olduğu” söylenirken bir yanda terörün devam ettiği, yol kesmelerin askeri araçlara, iş makinelerine saldırıların sürdüğü, gizlenecek bir durum değildir.
Buna rağmen toplum umudunu kaybetmeden beklemeyi sürdürüyor.
Bu bekleyişte HDP ve PKK’nın “Öcalan’ın şartları kabul edildiği anda silah bırakılacak” açıklamalarının rolü vardı.
Cemil Bayık daha bir kaç gün önce “Artık savaşmak istemiyoruz. Kürdistan devleti istemiyoruz” demedi mi?
Bu söylendikten sonra 2 ayrı PKK saldırısı yapılması ne anlam ifade ediyor? Herkes kendine sormalı.
Başa geri dönmemeli
Seçim yaklaşırken bir “Türkiye Partisi” tablosu çizmeye çalışan ve çözüm umudu veren HDP ile lideri Demirtaş’ın şimdi teröre arka çıkması “provokasyon” sözcüğüne her fırsatta sarılmaları, o tabloya karşı şüpheyi arttırıyor.
PKK terörü hiçbir zaman tam olarak durmadı; bir şekilde hep sürdürüldü. Ve şimdi Ağrı’nın arkasından Hakkari’deki saldırı geldi, bunu unutmasınlar.
Tarafların “seçime yönelik oyunlar düşündüğü bir masa çözüm masası olmaktan uzaktır.
Türkiye bu kez de seçim ve oy uğruna başa dönmemeli.