Bahçeli, Kerkük, Musul!
.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli MHP’nin “Kerkük Sevdalıları” toplantısında;
“Zulme sessiz kalmadık, sesimizi yükselttik. Feryatları bitirecek irade sefer için hazırdır” dedikten sonra “82’inci ilimiz Kerkük, 83 Musul deme hakkımızın önünde kimse duramaz. 84’ü söyleseydik çılgına döneceklerdi” demişti.
84’üncü il olarak “Erbil”i mi söyleyecekti, yoksa Suriye’de PKK-PYD’nin “IŞİD’den aldık” diye ABD desteğiyle üstüne oturduğu kantonları mı sayacaktı bilmiyoruz.
Yalnız bu çıkış için önce “Türk toprağı sayılan” Süleyman Şah Türbesi’ni taşıma zorunda kaldığımız günlerden başlaması gerektiğine şüphe yok.
Bilindiği gibi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Kerkük’te kontrolü öyle ele geçirdi ki devlet dairelerine IKBY bayrakları astı.
“İptal edilemez”
Barzani “Kerkük’ü kimse bizden alamaz, her Kürt canını vermeye hazırdır” dedi.
Son olarak “Hiçbir güç referandum sonucunun iptal edilmesine karar veremez” açıklaması yaptı.
Musul’da ise ABD’nin yine Barzani ve peşmergeleriyle işbirliği içinde operasyon yaptığı biliniyor, muhtemelen “en çok petrolün olduğu” bölgelerin IKBY’nin kontrolüne geçmesi sürpriz olmayacaktır.
Daha önce aylarca “Artık Irak’ın toprak bütünlüğünden söz edilemez” diyen Barzani’ye karşı bir çözüm üretmemiş, yeterli tepkiyi vermemiş olan Devlet Bahçeli’nin çıkıp Kerkük ve Musul’a “Türkiye’nin vilayetleri” olarak il numarası vermesi neye yarayacak?
Bahçeli’nin söylediği “feryatları dindirecek irade, güç” Irak’a girip Kerkük ve Musul’u mu alacak?
Dış politika “duygulara göre, anlık kararlarla, siyaset bilimi-uluslararası ilişkiler uzmanlarına, deneyimli diplomatlara danışmadan” yürütüldüğünde hiç beklenmedik ve ülkeyi daha da zora sokacak sonuçlar çıkıyor.
ABD ile vize krizi
Karmaşık ve askerimizin İdlib’de savaşma ihtimali olan bir süreçte ABD “Türkiye’den gelen vize taleplerini askıya aldığını” açıkladı.
Biz de aynı gün “ABD’den gelen vize taleplerini askıya aldığımızı” bildirdik. Bununla birlikte Türkiye’nin ABD Büyükelçiliği üzerinden “ABD’yi bu karardan döndürme” girişimlerinde bulunduğu, vize kararını “orantısız” bulduğu bildiriliyor.
ABD ise “Vatandaşlarımıza ve elçilik çalışanlarına yönelik göz altıların ciddi sonuçları olacağını” Türkiye’ye söylemiştik diyor.
Doları, Euro’yu zirvelere fırlatan, TL’yi ve borsayı sert şekilde düşüren, dünya çapındaki ticaretimizi, ekonomiyi şok şekilde etkileyecek bu kararların hiç ortaya çıkmaması için önceden düşünülmesi iyi olmaz mıydı?
ABD ile 11 milyar dolarlık uçak anlaşmamızı iptal edecek veya IKBY petrol vanasını kapatacak mıyız bunlar söylenmedi ama tek taraflı olarak Türkiye’ye zarar verecek olayları “olmadan önce önlemek” konusunda politika üretsek iyi olur.