Şampiy10
Magazin
Gündem

Atatürk dönemiyle karşılaştırmalar…

.

ABONE OL
Vatan Haber

Türkiye nihayet yarın “yönetim sistemini büyük ölçüde değiştirecek” olan Anayasa değişikliğini oylamak üzere sandığa gidecek.

Şimdiden ülkemiz için hayırlı bir sonucun çıkmasını ve sonuca bakarak siyasi yanlışlar yapılmamasını diliyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan son konuşmalarında “partili cumhurbaşkanı, fesih yetkisi” gibi konularda iyi anlaşılması gereken noktalara değindi.

Bunlardan biri “cumhurbaşkanlarının Meclis’i feshetme yetkisi”.

2 sandık

Erdoğan “Cumhurbaşkanının fesih yetkisi yok, ‘yeniden seçime götürme’ yetkisi var. Böyle bir adım atıldığı zaman ortaya 2 sandık gelecek, hem milletvekilleri, hem cumhurbaşkanı için…

Bir cumhurbaşkanı, zaten cumhurbaşkanı iken niye böyle bir seçime gitme yolu denesin ki” dedi.

Aşağıdaki soru Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na ve Bahçeli’ye defalarca soruldu. Son gün bir kez daha hatırlamak yararlı olabilir.

Yeni sistemde “cumhurbaşkanları sadece 2 dönem için seçilebilir” deniyor.

Bu cumhurbaşkanlarından herhangi biri, iki dönemi yeterli görmeyip “ikinci dönemin bitmesine birkaç ay kala, bir bahane ile seçime gitmeye” karar verse, “3’üncü dönem seçilme imkanı” doğmayacak mı?

Yeniden seçime götürmenin diğer anlamı “mevcut Meclis’i feshetmek” değil midir?

Erkekler oy kullanıyor

Atatürk’ün ve İnönü’nün “hem partisinin genel başkanı hem de cumhurbaşkanı” olduğu en sık tekrarlanan cümlelerden…

O dönemlerde olduysa şimdi de olabileceği söyleniyor.

Burada eksik olan şey Atatürk ve İnönü dönemlerinde, yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nde “demokrasinin de yeni olduğu”nun unutulmasıdır.

Atatürk dönemi “tek parti” dönemidir, İnönü 1938’de Cumhurbaşkanı olmuş, “çok partili dönem” ise 1946’da başlamıştır.

Buna rağmen İnönü döneminde 1943 seçimlerinde bazı illerde “çıkaracağı milletvekili sayısından fazla aday ilan edilerek” halka tercih hakkı verilmiş. (Örneğin İstanbul 23 milletvekili çıkaracakken 31 aday gösteriliyor.) Böylece halkın seçtiği milletvekilleri daha özgür karar verebiliyor.

1935 yılına kadar “yalnızca erkeklerin oy kullanma ve milletvekili seçilme hakkı” vardır, kadınlar ancak 1935’te seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur.

Cumhuriyetten 94 yıl sonra, 2017’de Cumhuriyet’in ilk yıllarını “yönetim sistemi değişikliğine” örnek almak doğru sayılmaz. Örnek alacaksak “milletvekili seçimi için halka tercih hakkı tanımak” örnek alınabilirdi.

Bahçeli ve FETÖ

Devlet Bahçeli “MHP içinde FETÖ ile ilişkili olanlar vardır. Bizim içimizde birkaç tane olduğunu biliyorum. FETÖ 8 ayak üzerine kurulmuş, bunun içinde siyasi ayağın olmaması mümkün değil” dedi.

Madem ki siyasi ayağın olduğunu ve kendi partisi içindekileri bildiğini söylemektedir, bu konuda neden girişimde bulunmadı?

FETÖ yüzünden bu ülke neler çekti, Bahçeli “bildiği bu isimleri” şimdiye kadar açıklamalı değil miydi?

Kendi partisi ve diğerleri içindeki “siyasi ayağın” ortaya çıkarılması için çalışmalı değil miydi?

Adalet sağlanmadan ve gerçekler ortaya çıkmadan referanduma gidilmesinin sorumluluğunu taşıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Yazarımız, yıllık izne çıktığı için bir süre yazılarına ara vermiştir.
  2. CHP’de seçim ve yerel seçim!
  3. Yeni sistemde denetim nasıl?
  4. Yeni bir erken seçim mi?
  5. Mülteciler ve Merkel!
  6. Siyasette şiddet!
  7. Farklı bir demokrasi!
  8. Değişim hemen başlamalı!
  9. Türkiye’nin yeni dönemi!
  10. Heyecanla Beklenen Pazar!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.