Arşivler bekliyor
.
Ermeni soykırımı iddiaları yüz yaşını dolduruyor.
Hiç bir şey olmadıysa bile çok kullanılan bir atasözünün bize inandırıldığı kadar gerçekçi olmadığını öğretti.
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” deyişine siz de sorgusuz sualsiz inanmayın.
Önemli bir araştırma yapıyorsanız size gerçekçi de gelse, yalan şüphesi de uyandırsa, iddianızı ispatlayacak belge ve bilgileri imkânlarınızın sonuna kadar aramayı ihmal etmemelisiniz.
Her zahmete katlanmaya değer.
Rus arşivleri bizi bekliyor.
Ermeni iddiaları, yakın tarihin gerçeği değil.
Yüz yıldır Türk halkı, Ermeni vatandaşlarına soykırım uyguladığı yalanı ile manevi işkence çekmektedir.
“Doğruyu yanlıştan bilim adamları ayırır” nutukları çekip siyasi istismar günahına bulanmaktansa arşivlerde bilimsel gerçekleri aramaya dönük çağrılar ne zaman karşılığını bulacaktır?
Uğursuz tahrikler
Türk akademisyen Mehmet Perinçek’in yaşadığı tecrübe, arşivlerin gerçekten de karanlığı dağıtabileceğini mağdurları iftiradan koruyabileceğini kanıtlıyor.
Irkçı bir kan davasının cehennemî davetini her an alabilirsiniz. Yaşandı bu uğursuz tahrikler, iftiralar hükmünü yürüttü.
İnsanlık onuru kitleleri, halkları birbirlerine karşı koruduysa, fedakâr kahramanlarını unutmamayı bilmeliyiz.
Uluslararası bir melânet projesi bu belli. Ama yeter!
Bağımsız Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin 1923’teki Bükreş konferansına sunduğu rapor, altın bir fırsattır. Türk diplomasisi ve bilim dünyası için mucizevi bir koruyucudur.
Başbakan Kaçaznuni adeta itirafta bulunmuştur.
Rus arşivlerindeki tarihi gerçeği Başbakan olarak samimiyetle kabul etmiştir.
Savaşa davetiye
“Savaş halindeki Osmanlı’nın askerlerini arkadan vurarak tehciri adeta hak ettiklerini, ayrıca bir soykırımdan da söz edilemeyeceğini” bir itiraf halinde tarihin hafızasına geçirmiştir.
Ermenistan Başbakanı, tehcir kararını getiren yanlışlarını da kayıt altına almıştır. Bir kaç örnek...
- Kayıtsız şartsız Rusya’ya bağlanmışlardı;
- Türklerden yana olan güç dengesini hesaba katmamışlardı;
- 1918’deki İngiliz işgali umutlarını arttırmıştı;
- Müslüman nüfusu katletmişlerdi;
- Partinin yapacağı başka bir şey kalmamıştı, Taşnak intihar etmeliydi..
Yüzyıl, dostluklar yetiştirecek bir zaman aralığıdır.
Ne yazık ki zamanı çok hor kullanıyoruz!