21’inci yüzyılın borcu var mı?
.
Mizah dergisi Charlie Hebdo’yu Kalaşnikoflu teröristler bastı.
Çoğu derginin yazarı, çizeri 12 kişi kurşuna dizildi.
Paris’te canilerin saldırırken tekbir getirdiklerine bakarak tanıkların katliamı El Kaide’ye mal ettikleri anlaşılıyor.
Tabii bu yolu izlemek de New York’un ikiz kuleler faciasına götürüyor insanı ve “Avrupa’nın 11 Eylül’ü” karşımıza çıkıyor.
Ünlü Rus yazar Soljenitsin eğer devletin, partinin ve sosyal politikanın temeli ahlâka dayanmayacaksa, insanlığın bahse değecek bir geleceğe sahip olmayacağını iddia etmişti.
Şimdi terör, din de dahil pek çok toplumsal yapıyı sallarken ümitsizlik yansıtan yorumlarla korkutuluyoruz.
İşte sahibinden bir can alıcı soru:
“Yirminci Yüzyıl, insanlıkta ahlâki bir olgunlaşmaya tanık olmadı. Yirmi birinci yüzyılın bize daha iyi davranacağını beklememiz için bir neden var mı?”
Yayılma hızları..
Aslına bakınca insan olan bitenin bu kadar basit olmayacağını tahmin edebiliyor.
İngiliz Independent gazetesi yazarı Patrick Cockburn, Suriye ve Irak’taki iç savaşların Ortadoğu ateşini körüklediğine işaret ediyor.
Dünya böyle eylemsiz beklemeye devam ederse ateşin yayılacağını savunuyor.
Şüphelenmek için de Suriye ve Irak kökenli radikal İslâmcı ateşin parlattığı katliamları sıralıyor.
El Kaide tipi örgütlerin yayılma hızlarına dikkatleri çekmeye çalışıyor.
Şiddet kazanmamalı ama Independent gazetesinin ortaya attığı barış projesi, denize düşenin yılana sarılmaktan korkmayacağı dersini hatırlatıyor.
Esad kârlı çıkar
Ortadoğu uzmanı yazar “Avrupa’yı da etkilemeye başlayan radikal İslâmcı şiddet sorununun çözümü için cihatçı akımların beslediği Suriye ve Irak’taki iç savaşın durdurulması gerektiğini” yazıyor.
Onun yanında bunu da:
“Paris katliamının suçlularının yakalanmaları, inançlarının merkezinde şehitlik olan insanları durdurmayacak!”
Bu zemini güçlendirecek şartlar ne olacak derseniz...
“Şam, Bağdat ve Paris hükümetleri Sünni cihatçılığa karşı birleşebilir.”
Ortadoğu artık bataklığa değil lâv saçan yanardağa benzetilebilir.
Korkutucu unsurlarını da İslâmi terör oluşturur.
Batılı ülkeler kendileri söylüyor:
“Her Müslüman terörist değil; ama neredeyse her terörist Müslüman çıkıyor.”
Eskiden mesafeler Batılı toplumların bböyle tehlikelere karşı onları koruyordu.
Artık korumuyor, mesafeler kısaldı!