Sevdiklerini “Aşk”tan öldürüyorlar
.
Vatan Şaşmaz bir otel odasında eski manken Filiz Aker tarafından öldürülünce takıntılı aşk ve aşıklar yine gündeme geldi. İlişkiyi saplantı haline getiren kişilik özellikleri ve tedavi yöntemlerini uzmanlarla konuştuk.
Takıntılar üzerine çalışan uzman psikolog Zehra Erol, romantik aşkın ilk aylarında her an sevilen kişiyi istemenin normal olduğuna dikkat çekiyor.Erol’a göre, iki kişi gerçekten aşk yaşıyorsa birbirine saygı gösterir, ihtiyaçlarını önemser. Herkes bazen kıskançlık yaşar. Ama aşırıya kaçarsa sıkıntı verir. Takıntılı aşklarda kıskançlık çok yıkıcıdır ve aşırı durumda intihar - cinayet açısından risk oluşturur. Takıntılı aşk; sahip olma arzusunun baskın olduğu, reddedilmeyi kabul edemeyen ve başarısızlık olarak gören, duygularını aşk ile tanımlasa da öfke, kaygı, hırs duygularının belirgin ve yoğun yaşandığı bir süreçtir.
Tehlikeli takıntılı aşıklar
Tehlikeli takıntılı aşkta duygularda aşırılık obsesyona dönüşür. Kişinin sosyal yaşam ve kişisel amaçlarına ilgisi azalır. İlgi kaynağı aşık olunan kişidir. Ve onun ilgisi istenir, bu yeterli olmadığında acı, kaygı, üzüntü vardır. Bu kişiye olumlu tepki vermek takıntısının devamı için pekiştireç görevi görür. Bu insanlar aşık olduklarını gözetler, yaşamındaki süreçlere hakim olma ve kontrol edebilme arzusu vardır ve bu istek ilişki sürecinde de, ilişki bittikten sonra da devam eder. Saplantılı kişi aşık olduğu kişinin üzerinde daha fazla kontrole sahip olmak ister. Birliktelik sürecinde olduğu gibi sonrasında da ‘hayır’ı cevap olarak kabul etmez. Evet dedirtene kadar çabalar.
Sahip olmak önemli