Şampiy10
Magazin
Gündem

Katarakt yaşı 30’lara kadar geriledi

Yıllardır hizmet verdiği İstanbul Cerrahi Hastanesi'nden ayrılarak kendi kliniğini kuran Opr. Dr. Sinan Göker, “Arzu ettiğim kaliteyi sağlamak için buradayım” diyor.

ABONE OL
Vatan Haber

İstanbul Cerrahi Hastanesi'ni 1998'de açmış. Çok başarılı da oldu. Sonrasında idarecilik, yöneticilik kısmı yük haline gelince sattı. Gerçek işinin hastane idareciliği olmadığını biliyordu. Sinan Göker Göz Grup Başkanı, Operatör Doktor Sinan Göker, "İşletmecilik kolay bir şey değil Türkiye'de. İstediğim kaliteyi tutturabiliyordum, ama o zaman her şey bana aitti. Fakat başkalarıyla çalışmak o kadar kolay değildi. Mükemmelliyetçi biriyim, özellikle sağlık söz konusu ise. Dolayısıyla kendi istediğim kalitede tedaviyi uygulamak için, grup olarak buraya geldik. 5 doktorumuz var.

Siz Türkiye'ye göz tedavileri konusunda yenilikleri getiriyorsunuz. Son gelişmelerden söz edebilir miyiz?

Katarakt ameliyatlarındaki son gelişmeler önemli. O da şu: Katarakt ameliyatlarında cerrahi teknik olarak, 1990'da Fako'yu getirmiştim. Sonrasında lazer çıktı, onunla bir kısmını yaptık, Fako'yla devam ettik. En büyük değişiklik ise göz içine koyulan merceklerde oldu. Katarakt dediğimiz şey, gözümüzün içindeki kendi göz merceğimizin puslanması. İşte biz bu ameliyatlarda onu çıkarıp yerine yeni mercek takıyoruz. Bütün bu olay 10 dakikada bitiyor.

Göz kabul ediyor yani?

Evet kabul ediyor. Bebeklere bile uyguluyoruz. Ömrünün sonuna kadar o malzeme orada gidiyor. Merceğin numarası var tabii ki, hesaplanıyor ölçülüyor. Öyle takıyoruz ki, uzak gözlük kalkıyor. Yakın gözlük kullananların da gözlüklerine gerek kalmıyor. Yakın için, "Multifokal" göz içi mercekler de çıktı, yakını da gözlüksüz okumaya başladılar.

"Eskiden 60’tan sonra gelişen katarakt artık 40’larda oluyor."

40 yaşından itibaren yakını görme problemleri başlıyor. Buna da çare olabilir mi bu mercekler?

Onlara uygulamıyoruz. Çünkü bu bir katarakt ameliyatı. Gözü saydam olan insanlara pek uygulamak istemiyoruz. Sonuçta büyükçe bir ameliyat lazere göre. Lazerde zaten yakını tedavi edebiliyorum, yedi yıldır yüzde 90 oranında yakını tedavi ediyoruz. Hem uzak hem yakın aynı seansta bitiyor. Uzak bozarak değil, ikisi beraber. Bu teknoloji var. Dolayısıyla hastanın göz merceği saydamsa. Zaten genellikle 50 yaşından sonra katarakt başlıyor, o zaman bu ameliyat gündeme geliyor. En yenilik şu: Eski ameliyatlarda multifokal yöntem deniyordu ama bifokaldı. Yani iki odağı vardı. Bu okuma odağı 40 cm'ye fiksleniyordu. Odak değişirse görüntü bulanıyordu. Trifokal üç odaklı, göziçi, 40-60 cm, hem de uzak mesafe olan odaklar çıktı. Bozulmalar ortadan kalktı, derinlik mesafesi arttı. Yan etkileri çok aza indirildi. Işık parlamaları ortadan kalktı, yakından okuma konusunda, hastalara gözlüksüz ilaç prospektüsünü okutabiliyorum. Çok iddialı bir durum. Gözünü çok kullanan insanlara da rahatlıkla takabiliyoruz.

Burada, bahsetmek istediğim bir şey var. Bazı sivri akıllı göz doktorları bir terim bulmuşlar akıllı lens diye. TV'lerde vs, reklamını yapıyorlar. Bu çok tehlikeli. Bir kere bu katarakt ameliyatıdır ve kataraktı başlayan insanlara yapıyoruz bunu. Sentetik bir lens takıyorsunuz.

Pırıl pırıl bir göz merceğine sahip olan insanları ameliyat edip, bunları takmak hiç etik değil. Dünyada da yapılmıyor. Bir çeşit istismar bu. Gençlerde lazerle düzeltiyoruz zaten, 12 numaraya kadar miyopları, 7'ye kadar hipermetropları aynı şekilde.

Göz içindeki sarı noktalar buharlaşıyor

Uçan sarı noktalara çözüm var mı?

Bunun dışında başka bir yenilik, gözün içinde uçan cisimler oluyor. Muayane ederken görüyoruz onları. Bazen yuvarlak, bazen örümcek ağı gibi. Hastanın dikkatini dağıtıyor. Bazılarının görme oranı yüzde 70'e düşüyor. "Lazer vitreolizis" dediğimiz yöntemle gözün içindeki uçan şeyleri küçük parçalara ayırıp buharlaştırıyoruz.

Peki neden oluşuyor bunlar gözde?

Vücudumuzda kollajen dediğimiz lifler var. Onlar bir araya geliyor, yapışıyorlar. Yaşla da ilgili. Bazı hastalarda çok yoğun oluyor, gözünün önünden çok geçiyor, bazen de duruyor. Mercek ameliyatlarından sonra görmesi yüzde 70'e düşen hastalar, bunlardan şikayet ediyor. Buharlaştırıyoruz bu cisimleri, görmesi yüzde 100'e çıkıyor. 15-20 dakika sürüyor işlem. Ayakta kalıyor hasta zaten.

Göz kuruluğu lazerle tedavi edilebiliyor

Göz kuruluğu aslında zamanımızın hastalığı. Bunun sebebi de, hava kirliliği, işyerindeki havanın kirliliği gibi. Havalandırmalar da bunda etken. İnsanlar eskiden kontak lensleri 20 sene kullanırdı, şimdi beş senede kuruluk oluyor. Kuruluğun zararı, kaşınma, kızarma, batma yapması ve ağrıya dönüşmesi. Devamlı gözyaşı damlaları kullanmak gerekiyor. Bunun tam tedavisi de yok maalesef. Sonuçta bir lazer çıktı. Aşağı yukarı yüzde 40 kadar etkisi var. Bitkisel yardımcı şeyler de kullanıyorum.

30 yaşında bile katarakt olunabilir

Artık katarakt yaşı erkene indi. Normalde 60-70 yaştı ama artık 50 civarı. Bazen 30'larda bile görüyoruz. Basit, 10 dakikalık bir ameliyat. Yalnız iyi yapılması gerekiyor. Bir deneyim, bir de yanlış lens seçimi çok önemli. Hangi kişiye, hangi lensi takacaksınız bu kritik. Günde 8-10 saat çalışıp gözünü çok kullanana başka, araba, motor kullanana başka mercek takılıyor. Kalitesiz olanı takarsanız renkler bile değişir. Maviyi mor görürsünüz. Ameliyattan sonra gözde hiç astigmat, numara vs kalmaması gerekiyor.

Göz sağlığından estetiğe yolculuk

Başka bir yenilik olarak klinikte, göz etrafındaki, alındaki, yüzdeki kırışıklara lazer uygulaması yapıyoruz. Gözlerindeki sorunları tedavi ettiğimiz hastalar göz kapağı ya da altındaki sorunları da bizim çözmemizi istiyor. Şimdi birtakım lazerler var. Epey de geliştiler. Bunları da uygulamaya başladık. Mesela yeni lazer, göz çevresindeki kırışıklıklara epey iyi geliyor. Aşağı yukarı altı seans, 15 günde bir yapılıyor. Cilt altındaki kollajen yapıları uyarıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Hangi probiyotik ne işe yarıyor?
  2. Kadın sağlığı konusunda doğru bildiğimiz yanlışlar
  3. Tenten’den Birkin çantaya; Avrupa’yı Avrupa yapan değerler
  4. Lider ve yöneticilerden başarıya götüren sözler
  5. Rooftop Festivali başlıyor
  6. Ağustos havası değil
  7. Türk gençleri kadına tokadı haklı buluyor
  8. Diyetisyenlerin asla yemedikleri gıdalar
  9. Hayvana işkenceye acil sert ve caydırıcı cezalar getirilmeli
  10. Gökdelenler sıcaklığı 10 derece fazla hissettiriyor

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.