Ünlü pek çok çift boşanıyor. Bu da dikkatleri ayrılık ve sadakatsizlik konusuna çekiyor. Artık ‘hastalıkta, sağlıkta’ sözü hayal oldu. Özellikle erkekler alternatiflere güvenip gitmekte sakınca görmüyor.
Boşanmalar çoğaldı, her yıl bir öncekine göre sayılar binlerle ifade ediliyor. Peki bu ayrılıkların suçlusu erkekler mi ? Sekse kolay ulaşım, teknolojinin gelişmesi, ekonomik rahatlama ve evlilikle birlikte; yaşanan olaylar sonucu eskiyen, fiziksel olarak yaşlanan eşlerin yerine daha genç ve umut verenlerin boşluğu doldurması ayrılık kararında etkili oluyor? Durum tüm dünyada aynı. Uzmanlara göre, boşanmaların baş sebeplerinden biri sadakatsizlik. Sosyal medya sadakatsizliği daha basit hale getiriyor. Bunu önceleri mesajlarla, sonra Facebook’la, şimdi de Whatsapp ve benzeri uygulamalarla deneyimliyoruz...
İnsanlar kendi hayalleriyle evlenip gerçeklerle yüzleşiyor
Evlilik terapisti psikiyatr Mehmet Sungur’a göre, ABD’de evliliklerin yüzde 60’ı, Avrupa’da ise yüzde 50’si boşanma ile bitiyor. Birlikte yaşamalar da artıyor ve araştırmalar birlikte yaşamaların sonuçlarının da evlilikten iyi olmadığını gösteriyor. Bugüne kadar evliliğin yerini daha anlamlı dolduracak kurum bulunmadı. Dolayısıyla huzuru anlamı mutluluğu belirleyen şeylerden biri evlilik, ikincisi de yaşadıklarımız değil yaşadıklarımızda bulduğumuz anlam. Böyle bakınca o zaman evlilik çok önemli bir kurum. Peki, boşanmalar da neden artıyor? Benim yanıtım: Kiminle evli olduğunuzun farkında olun. İnsanlar hayalleriyle evleniyor. Eşinizden boşanmak yerine hayallerinizden boşanın. Hayal edilenle gerçek örtüşmüyor çünkü. Biriyle evlenince onu ona rağmen severseniz evlilik devam eder. Kiminle evli olduğunuzu tanıyın. Olduğu gibi kabul edin değil. Önce kiminle beraberiz ve ne kadar esneyebiliriz buna bakın. Evlilikte en önemli farkındalık şu olmalı: Mutsuz evliliklerde ne konuşuluyorsa mutlu evliliklerde de bu konuşuluyor. İçerik hepsinde aynı fark ise mutlular sorun çıkınca sorunu karşılarına alıyor mutsuzlar sorunu birbirlerine karşı alıyor. Sorunu birlikte çözebiliriz diye bakan çözülebilir dile bakanlar daha mutlu oluyor.
Özerklik yanılsaması
Ben evlenmeden önceki hayatımı sürdüreceğim sanrısı. Evlilik bekarlık gibi sürmez. Ben buyum işine gelirse algısı ilişkiyi bozar. Kendi isteklerinden vazgeçmek önemlidir evlilikte.
Bir başka önemli sebep yabancılaşma. Evlilikte yabancılaşma sık karşılaşılan bir şey. Aynı evde iki konuk gibi yaşamak. Evlilik yorgunluğu bu. Fiziksel, duygusal zihinsel bir yorgunluk. Tükenmişlik hali. Farklı yaşam biçimleri bunu getiriyor. Ben olurken bizi kaybediyor çiftler. Burada umutlar, sürprizler azalıyor. Yakınlık yok oluyor. Evlilik ortak banka hesabıdır. Bu kumbaraya para atmıyorlar artık ve boşanmaya doğru gidiyor çiftler.
İyi ilişkide uzak durulması gereken erkekler ve durumlar
- En önemlisi şiddet gösterenler
- Madde, alkol bağımlısı olanlar
- Tekrar eden sadakatsizlik
- Eşler arasındaki güç dengesinin bozulması. Biri ileri gidiyor diğeri yerinde sayıyor
- Bir başka uzak durulması gereken partner tipi aşırı kıskanç olanlar
- Partneri kendi biçimine uydurmaya çalışan ve bunda ısrar eden erkekler
- Hep almaya çalışıp vermeye razı görünmeyenler
- İyi ilişki için iletişim, birlikte sorun çözmek, ekip olabilmek, benleri koruyup biz olmak önemli. Evlik eşittir rutinin içinde mutlu olmayı öğrenmektir.
Çok eşlilik “daha fazla erkek olmak” sanılıyor
Geçek mi kitabının da yazarı olan klinik psikolog Gökhan Çınar , “Bir ilişki sürüyorsa da, bitiyorsa bu iki kişinin sorumluluğudur.” diyor ve ekliyor, “Tek eşli bir düzende, ancak çok eşli olursa daha fazla “erkek” olabileceği öğretilerek büyütülen erkek çocukları var. Kendilik gelişimlerinde yanlış mesajları öğreniyor ve kendi iktidarlarını daha fazla kanıtlamak için aldatabiliyorlar. Ait olmadığı düzene başlayan, duygusuna ortak olamayacağı kişiyle evlenenler, hazır olmadığı yaşta aile kuranlar mutluluğu dışarıda aramaya yönelebilir. Teknoloji insanlara ihtiyaçlara kolay ulaşmak açısından daha çok alan açıyor. Ama kendisine ve ilişki alanına güvenenler, ihtiyaçlarını karşılayabilenler bu yoldan aldatmaya gitmez. Kendi içinde ve ilişkisinde duygusal, zihinsel ve cinsel olarak doyum yaşamış biri bu açlığı yaşamaz. Bu doyumu ilişkisinde artık yaşayamıyorsa bile, doyuma ulaşmış kişi kendisine ve partnerine açık davranır. Aldatmayı değil, anlaşıp bitirmeyi seçer. Ekonomik rahatlama için de benzer bir durum söz konusu. Maddi ve manevi koşullara göre kişinin ihtiyaçları değişir. Buna göre ilişkinin devamı ya da bitirilmesi ile ilgili sorumluluk almak önemli. Aldatma, maddi doygunlukla ilgili değil, duygusal açlıkla ilgili olabilir.
Erkek istediği kadına ulaşacağını düşünüyor
Psikiyatr Armağan Samancı boşanmaların artışına ilişkin olarak, “Büyük bir sosyal değişimin içindeyiz. Daha fazla sosyal medya ve internetten etkilenmeye başladık. İnsanlar hep kendilerini iyi olarak görüp göstermek istiyor. Böyle olunca kişisel olarak evlilik, sevgililik yaşamında olabileceğin ötesinde bir beklenti oluşuyor. Günlük hayat olabilenin tersine gitmeye başlıyor. Evlenmek ve çocuk sahibi olmak isteyen kadın yapısı kısmen etkilense de zaten evliliği her istediğinde yapabileceğini, istediği kadına ulaşabileceğini düşünen erkek gurubunda evlilikten uzaklaşma başlıyor. Bireyler daha konformist yapıya doğru gidiyor. Erkekler evlenmeyip sorumluk almayıp eğlenme kendini yaşama, bir anlamda narsisistik eğilime doğru gidince daha da zor evleniyor ve üzerine geçen yaşla beraber beklenti artınca daha da zorlaşıyor. Günümüz güvensizlik çağı. Bu işin daha zorlanmasına neden oluyor. Benim için iyi olan iyidir diyoruz. İlişki iki kişiliktir. Artık kadınlarda da benim için iyi olmalı beklentisi var. Yüksek erkek modeli gerekiyor kadına da. Eğitimi, parası olmayanı istenmiyor. Erkek evlilik içinde de kadının beklentilerini karşılayamıyor ve ilişki çatırdıyor. Artık beklentiler karşılanamayacak kadar yüksek, gerçeklerden çok, hayallerini yaşandığı bir devirdeyiz. Doğal olan kabul görmüyor. Fantezi var artık.
Değişim cinsellik beklentisini farklılaştırdı
Liv Hospital Uzman Psikolog Ceren Aydın: “Çiftler arasındaki geçimsizlik, sadakatsizlik, ekonomik sorunlar, iletişim problemleri ilişki doyumu ve kalitesini düşürüyor. Sık karşılaşılan durumlardan biri de elbette teknolojinin ilişkilere olumsuz yansımaları. Burada teknolojiyi tek başına sorumlu tutmak yerine onun nasıl kullanıldığına vurgu yapmak gerek. Sosyal medya düşkünlüğü çiftler arasındaki iletişimi zayıflatan bir noktaya varıyorsa çiftler arasındaki bağ zamanla azalıyor. Boşanma davalarına baktığımızda sosyal medya verilerinin delil olarak sayıldığına ya da sosyal medyanın başlı başına boşanma gerekçesi olarak gösterildiğine dair pek çok örnek bulmak mümkün.Cinsellik temel ihtiyaçlarımızdan ve ilişkilerin en önemli yapı taşlarından biri. Toplumsal değişimler cinselliğe dair tutum ve yargılarda da gelişimi beraberinde getirdi. Günümüzde pek çok çift cinselliğin yaşanması için evli olmayı zorunlu görmüyor. Cinselliğe dair yargıların esnemesi, cinsel hayatın daha özgür yaşanması evlilik dışı ilişkileri kolaylaştırıcı bir faktör gibi düşünülebilir. Ancak erişim kolaylığına rağmen karşılıklı sadakatini devam ettiren pek çok çift olduğu düşünülürse bu durumu tek başına bir ‘gerekçe’ gibi değerlendirmek yerine, etkileşim içindeki diğer faktörlerle bir arada ele almak gerekir.”