Vodafone Vakfı Türkiye’de eğitim, İspanya’da kadına yönelik şiddet için çalışıyor
.
Geçen yıl Mart ayında Vodafone Türkiye CEO’su Serpil Timuray’la bir okuldaki anasınıfını ziyaret etmiş, sabahtan öğlene kadar çocuklarla, öğretmenlerle zaman geçirmiştik. İstanbul’un göbeğinde bir ilköğretim okulu Kemal Berktan İlköğretim Okulu’nda AÇEV ve Vodafone’un işbirliği içinde yürüttüğü ‘İlk Adım Programı‘nı dinlemiştim. 18 ilde 180 anasınıfına ulaşmıştı Vodafone ve AÇEV. Okul çağına hazırlanan çocukların, okul öncesi eğitimleri için seferberlik ilan etmişlerdi. Öncelikli olarak hedefleri de kalkınmada öncelikli illere ulaşmaktı.
Bu hafta içi Türkiye Vodafone Vakfı’nın başkanlığına gelen aynı zamanda genel müdür yardımcılarından olan Hasan Süel’le bir sohbet toplantısına katıldım. Süel, vakfın hem Türkiye’deki çalışmalarından hem de farklı ülkelerde yapılan projelerden örnekler verdi. Öncelikle söylemek isterim, projenin hızla büyümesi sevindirici. İlk Adım Programı kapsamında 2010 yılı sona erdiğinde yani çok kısa bir süre sonra toplam 30 ilde 414 anasınıfında 53 bin anne ve çocuğuna ulaşılmış olacak. MEB ile işbirliği içinde yürütülen bu proje sayesinde ‘eğitimde fırsat eşitliğini’ sağlamaya yönelik çok önemli bir adım atılıyor.
Biliyoruz, Türkiye’de ne yazık ki eğitimde fırsat eşitliğinden söz etmek çok güç. Bu her şeyiyle yenilenen, malzemeleri yenilenen ve içerik olarak zenginleştirilen İlk Adım sınıflarında binlerce çocuk hayatlarında ilk kez kalem tutuyor, boyalarla, kitaplarla tanışıyor. Bu sınıflardan yararlanan çocukların anneleri de eğitim alma fırsatı buluyor. Bu proje için Vodafone’un ve AÇEV’in yetkilileri muhtarları gezdi, sınıf olmayan yerlerde sınıf yaptı, sınıflar yenilendi, anasınıfı öğretmenlerine eğitim verildi. Ve hala Türkiye’de okul öncesi eğitim alan çocuk oranı yüzde 30... Yani yapılacak çok şey var...
2007’de Türkiye’de kurulan Vodafone Vakfı’nın yürüttüğü tek sosyal sorumluluk projesi de ‘İlk Adım Programı’ değil. Dünyanın farklı ülkelerinde faaliyet gösteren dünya devi Vodafone her gittiği ülkede öncelikli alanları tespit edip vakfı aracılığıyla sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor. Türkiye Vodafone Vakfı’nın Türkiye’deki önceliği de eğitim dışında engelli vatandaşlarımız oldu. Vakfın öncülüğünde kurulan Düşler Akademisi’nde de engelli öğrenciler farklı alanlarda eğitim alıyor. 500 öğrenci bu akademiden mezun oldu. Tasarım, tiyatro ve müzik alanında yeteneklerini keşfeden engelli öğrencilerin olanaklar sağlandığında neler yapabileceği çeşitli etkinliklerle sergilendi.
Vodafone Vakfı’nın yürüttüğü projeleri dinlerken en güzel olan da Hasan Süel’in farklı önerilere açık olan bakış acısıydı. ‘Yeter ki yerel ortak, konuyla ilgili kendini ispatlamış bir sivil toplum örgütü bizle olsun’ dedi sık sık.
Ayağı yere basan projelere açık bir vakıf Türkiye Vodafone Vakfı. Bu arada örneğin İspanya’daki Vodafone Vakfı İspanya’da kadınlara yönelik şiddetle ilgili bir proje yürütüyormuş. Cep telefonlarına takılan bir aparat sayesinde şiddete uğrayan kadın bu aparata basarak yerini belli ediyor, gereken yardımı alıyormuş. Yani birinin şiddeti görüp güvenlik güçlerine haber vermesine, komşu ihbarına gerek kalmadan, şiddet mağduru kadının yeri belirlenerek yardım ulaşıyormuş. Türkiye’de de kadına yönelik şiddet rakamları ortada.
Aynı şekilde Vodafone’un Portekiz’deki vakfı da taksi şoförlerine yönelik buna benzer bir uygulama yapıyormuş. Taksi şoförleri kendilerine yönelik bir saldırı olduğunda ceplerindeki tuşa basarak ihbarda bulanabiliyorlarmış.
STK’lara duyurulur, buna benzer projeler neden Türkiye’de uygulanmasın?