Şampiy10
Magazin
Gündem

Sık sık eş değiştirenlerin beyninde frenleme yok!

Beynin İyileştirme Gücü adlı kitap elime geçtiğinde hızla sayfalarını çevirdim

ABONE OL
Vatan Haber

Dikkat eksikliği, öğrenme bozukluğu, kıskançlıkla ilgili bölümlerini iştahla okudum.

“Böyle bir yöntem var ve niye bilmiyoruz?” diye de merak ettim. Ne yöntemi mi? Aslında çok basit. Rahat bir koltuğa oturuyorsunuz, kafanıza elektrotlar takılıyor, beyin dalgalarınıza bakılıyor ve varsa bir düzensizlik, tedavi başlıyor ama ilaçla değil, yine aynı yöntemle...

Dünyada işadamları ve sporcular tarafından da kullanılan bir yöntem Neurofeedback. Bu yöntemden depresyon, otizm, epilepsi, şizofreni, alzheimer hastaları da yararlanıyor, performans artırmak, hayatındaki bir sorunu çözmek isteyenler de. İş performansını veya okuldaki başarısını artırmak isteyenler de bu yönteme başvurabiliyor, aşk acısı çekenler de.

* Neurofeedback yöntemi nasıl uygulanıyor? Uyurken mi, bir ilaç alınıyor mu, acı çekiliyor mu, vücuda elektrik veriliyor mu?

Çok basit. Önce beynin EEG’sini çekiyoruz. Sonra bize farklı nedenlerle başvuranlar oluyor, bunların hepsine yine aynı yöntemle işlemi başlatıyoruz. Hastaların kafasına elektrotlar yerleştiriliyor. Bir şapka geçiriyoruz genelde, jölemsi bir jel sürülüyor, beyin dalgaları 20 dakika izleniyor ve kaydediliyor. Daha sonra hastalara beyin dalgalarının nasıl olması gerektiği de izletiliyor. Hasta beyninin elektriksel akımını görüyor.

* Kaç kez yapılıyor bu işlemler?

Hastalara göre değişmekle birlikte her gün yarım saat uygulanıyor.

Bir ay sürüyor. Bu işlem yapılırken hasta bilgisayar karşısında oturuyor ve bir oyun izler gibi ekrandaki görüntüleri takip ediyor. İşte o oyunlar sayesinde beyin dalgaları olması gereken gibi düzeltiliyor.

Bu sİstem İlk olarak epİlepsİ hastalarIna uygulandI

* Ne zamandan beri uygulanıyor bu yöntem?

Çok eski aslında ama Türkiye’de pek bilinmiyor. 1989’da beyin dalgalarına bakarak psikiyatrik ilaçların tedavilere yanıt verip vermediğini araştırıyorduk. İlaçların etkisinin kısıtlı olduğunu gördüm. 1990’lı yıllarda Neurofeedback ile ilgili yayınlar çıkmaya başladı. New York ve Teksas’ta farklı 2 klinikte çalışmalar yapan uzmanların yanına gittim. “Nasıl bir şey bu?” diye baktım. Ben yetersizlikleri görüyordum. Tıpta yetersizlikler araştırmalara yönlendiriyor insanları. Psikiyatri eğitimi alıp da insanların iyileşmediğini görünce arayışa giriyorsunuz.

* Hangi hastalara uygulanıyordu ilk bu yöntem?

İlk olarak epilepsi hastalarına uygulandı. Benim oraya gittiğim dönemde, ilk görüşmelerde depresyonda hastalar iyileşmeyince, kişilere beynin kendi elektriksel akımını izletip düzenletmeyi deniyorlardı. Bana da bunu anlattılar ve gösterdiler. Ben ağız büktüm, “İlaçların yapamadığını nasıl yapıyor?” diye şaşırdım. Sonra sistemin içine girdim. Aleti uygulamaya başladım. Gerçekten de beynin hastalıklarında kanıtlanmış elektriksel akım bozuklukları var. Beynin elektriksel akımı incelenip kaydedildiğinde kişinin depresyonda olup olmadığı da anlaşılıyor. Bu FDA onaylı bir analist sistemi. Beynin bazı bölgelerinde elektrik akımı değişirse onu yeniden geriye döndürmeye de Neurofeedback yöntemi deniyor.

DEPRESYON HASTALARINDA OLUMLU SONUÇLAR ALINIYOR

* Siz o dönemde depresyonu tamamıyla ilaçla mı tedavi ediyordunuz?

Evet. Depresyon hastalarına ilaç veriyorsunuz, ilaç kullanımını kestiğinizde yine geriye dönüş oluyor. Oysa baktım bu yöntemde 10-15 gün gibi zamanda çok olumlu yanıtlar alınıyor.

* Uygulama bitince kalıcı oluyor mu?

Biz daha sonra yıllar süresince bu yöntemi uyguladık. Güzel olan da kalıcı olması. Ayrıca beyne elektrik de verilmiyor. Çok güzel doğal bir şekilde beynin iyileşme gücüne kavuşmasını sağlıyorsunuz.

* İlk NASA’da mı uygulanmış?

NASA’da ilk epilepsi hastaları için uygulanmış. O epilepsi vakalarının dikkat problemi, hayattan zevk almama gibi problemleri de vardı. Epilepsi hastalığında kullanılan ilaçlar da intihar eğilimi yaratabiliyor... Bu yüzden araştırmalar yapıldı. Şizofreniden migrene kadar farklı hastalıklarda beyinde elektrik akımı bozukluğu var.

* Kadın erkek farklılığı yok mu?

Beyin dalgalarına baktığınızda kültür ve cinsiyet farklılığı yok.

SON 10 YILDIR OLİMPİYAT OYUNCULARI KULLANIYOR

* Sporcular çok kullanıyor diyorsunuz, onlar nasıl yararlanıyor Neurofeedback yönteminden?

Son 10 yıldır olimpiyat oyuncuları kullanıyor. Doping sayılmıyor. Performans artırmak için 1 ay yapılıyor. Türkiye’de bu konular henüz çok yeni.

* Türkiye’de uygulananlar yok mu?

Çok az. Performans artırımı konusunda ciddi anlamda ilgili olanlar CEO’lar. Futbolcular ve futbol kulübü yöneticileri hâlâ farkında değil.

* Bu yöntemi kullanan futbol takımları var mı?

Milan, Real Madrid ve Chelsea kendi laboratuvarlarını kurdu. Oyuncular yararlanıyor bu yöntemden. Mesela bir oyuncu iyi ama sakin değil, kaotik olaylarda agresif oluyor, bu oyuncular için de bu yöntem çok önemli. Futbolda düşmeler de çok oluyor. Beyin de sarsılıyor. Elektrik akımı değişkenlikleri de olabiliyor. Bunların da farkedilmesi çok zor. Chelsea çok önemsedi bunu. Real Madrid, “İşler iyi gitmiyor” dedi ve Boston Üniversitesi’yle anlaştı, hemen başladı Neurofeedback yöntemini uygulmaya.

* Niye Türkiye’de bilinmiyor bu yöntem?

Türkiye’de literatürü okumayan hocalar var, bu yöntemin gelişmesini engelliyorlar.

Kıskanç kişilerin iş performansları da düşüyor

* Kıskanç kişiler, partnerini aldatanlar, çok eşliler de size başvuruyormuş. Onların da beyin dalgalarında sorun var?

Çok var. Mesela çalıştığı iş yerinde işi bırakıp defalarca birlikte olduğu insanı arıyor, stresli, sürekli “Doğru mu söylüyorsun, neredesin?” diye soruyor, tekrarlayıcı davranışlar içine giriyor. İş performansı düşüyor, hayata küsüyor... Bu tip sorun yaşayanların beyin dalgalarını kaydettiğimizde düzgün beynin elektrik akımını yaymadıklarını gördük. Beynin elektrik akımı normale dönünce, bu tip kişiler kendi kendilerine, “Bu yaptıklarımı yapmamam lazım” diyor.

* Siz bir şey söylemiyorsunuz?

Aynen. Saplantı halinde olanlarda da yani aşk bağımlılığı olanlara da bakıyoruz. Beynin iki yarımküresine bakıyoruz. Elektrik akımı düzensizlikleri görülüyor bu kişilerde de. Bir yanlış anlaşılma olmasın, beyin dalgalarına bakınca “Bu kişi aşk bağımlısıdır” demiyoruz, aşk bağımlılığından şikayet eden biri geldiğinde beyin dalgalarına bakıyoruz. Aynı şekilde bu kişilerin de beyin dalgaları düzelince aşk hastalığından kurtuluyorlar. “O insan hayatımda olmazsa olmaz” diyebiliyor.

* Ya aldatanlar, sık sık eş değiştirenler?

Onların beyinlerinin sol bölgesinde bir düzensizlik oluyor. Frenleme sistemlerinde problem var. Kadınlarda da erkeklerde de beynin sol ön tarafında sorun oluyor. Aldatmayı dürtüsel yapıyorlar. Ama frenleme sistemi devreye girerse aynı beyin “Eş değiştir”, “Bunu da dene” derken birden durduruyor.

* Vay!

Ama tabii ki bunu istemeleri lazım.

* Zorla eşlerini getirenler var mı?

Boşanmadan önce gelenler var. İstekli olurlarsa uygulama ikisine de yapılıyor. İlişkileri negatif olan kişiler elektrik akımı normal olunca “Benim problemim yokmuş” diyor. Düzensizlik olunca negatif şeyler görülüyor, tersi olunca pozitifler açığa çıkıyor. Biz çiftlere “Evli kalın” ya da “Boşanın” demiyoruz. Zaten bizlere de genelde yardım almak isteyenler geliyor.

Bilgisayar bağımlılarının beyninde dopamin oluşuyor

* Bağımlılarla ilgili bölümlerde şaşırtıcı değişiklikler var. Kumar bağımlılarına bir yararı var mı?

Bir kere bir kumar bağımlısı geldi. Adam hayatını kumardan kazanıyor. Kadın kocasının kumar bağımlılığından ve agresifliğinden söz etti, ben de “Bu bağımlılıktan vazgeçerse oynamaz” dedim, ama karısı “Kalk gidelim” dedi. Çünkü kumar sayesinde lüks hayatları vardı. Dediğim gibi bu yöntemin uygulanması için öncelikle kişi istekli olmalı.

* Bilgisayar ve internet bağımlılığıyla ilgili de özellikle yurt dışında çok tercih edilen bir yöntem Neofeedback.

5 saat veya 15 saat bilgisayar ortamında kalanlar var. Zevk alıyorlar bunu yaparken ve beyinlerinde dopamin oluşuyor. Eğlenceli bir iş yapınca artıyor bu madde. Bilgisayar elinden alınınca dopamin düşüyor ve hırçınlaşıyor. Biz elektrik akımını düzeltince dopominlerini düzenlediklerini düşünüyoruz ki beyin saatlerce bilgisayarda oyun oynamadan da zevk alabileceğini gösteriyor. Harvard Üniversitesi 1997 yılında bilgisayar bağımlılıları ile ilgili yataklı ünite açtı. Ben o sırada Yale Üniversitesi’nde ihtisas yapıyordum. Çocukların günde 2 saatten fazla bilgisayar başında olması bağımlılık oluşturuyor ve gerçek hayattan kopuyorlar. Beynin gelişimi de ketlenmiş oluyor. İnce motor becerileri ve göz koordinasyonları da zayıflıyor. Türkiye’de de ebeveynler çocuklarını bilgisayar bağımlılığından kurtarmak için bize getiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Haliç bölgesinin dönüşümüne talip
  2. Haliçport için ‘Helal olsun’ diyecekler
  3. Ar-Ge’ye yılda 300 milyon $ harcıyor
  4. Mobilyada 45 ülkeye ‘Derin’ imzasını attı
  5. İspanya’da vernik üretip Avrupa’yı cilalayacak
  6. Şahenk’in yatırımları bizim değerimizi artırdı
  7. Teknoloji seviyesindeki artış kadınlara yarıyor
  8. Çelebi ‘servis’ini Suudi Arabistan’a taşıyacak
  9. Çeşme turizmine ‘Arapsaçı’ dopingi
  10. Çağdaş sanat piyasamız Cezanne tablosu etmiyor!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.