Parfümlü ve ince gösteren kumaşlar üretiyoruz, dünya devlerine tasarım yapıyoruz
.
Ege Bölgesi’nde faaliyet gösteren tekstil ve konfeksiyon şirketi Sun Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Ünlütürk, teknik tekstilde iddialı konuşuyor. Sun Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Ünlütürk, “Otomobil ve uçak koltukları için 3 boyutlu kumaş ürettik, sünger yerine kullanılacak. Bu malzemeyle koltukları inceltmeleri mümkün olacak. Bu da arabada iç hacmi büyütecek, araba hafifleyecek. Uçak koltuklarında kullanmaya başlandı” diyor. Sun Tekstil, Zara, Marks&Spencer, TopShop gibi dünyanın önde gelen markaları için hem üretim, hem de tasarım yapıyor.
Sun Holding Ege Bölgesi’nin tekstil ve konfeksiyon alanında önde gelen şirketlerinden biri. Sun Holding çatısı altında Ekoten A.Ş, Sun Tekstil ve Jimmy Key markası var. Başta Avrupa olmak üzere üretiminin büyük bölümünü ihraç eden Sun Tekstil dünya devi markalara yalnızca üretim yapmakla kalmıyor, tasarım da yapıyor. Ayrıca şirketin Pure Nature adlı markası teknik tekstilde hızla büyüyor. Zayıflatan, ince gösteren, parfümlü kumaşlar üretiyorlar.
Türkiye’nin ilk 500 sanayi şirketinden biri olan Sun Holding son olarak da otomobil ve uçak koltukları için 3 boyutlu kumaş üretti. Sun Holding’in Torbalı’daki üretim tesislerini gezdim. Nakış atölyelerinden boyahaneye kadar tekstil üzerine her şey var tesislerde. Ar-Ge ve tasarım bölümleri de aynı tesisin içinde.
- Kardeşinizle birlikte işi kurdunuz. Tekstil mi okudunuz?
3 kardeşiz. Bir kız kardeşimiz de var. Kendisi eğitimci. Abim Şükrü Ünlütürk’le birlikte kurduk şirketi. Ben Jeoloji mühendisiyim. Jeoloji mühendisliği yapmak o dönemde zordu. Ege Üniversitesi mezunuyum. Tekstili de bilmiyorduk. Abim de ODTÜ Maden Mühendisliği’nden mezundur. 1987 yılında Sun Tekstil’i kurduk.
- Tekstille ilgili deneyiminiz hiç yoktu...
Bir süre profesyonel çalışmıştık. Şirketi tamamen ihracat yapmayı düşünerek kurduk. Adını da bu yüzden Sun koymuştuk. İlk akla gelen ihracat yeri de o dönemde Almanya’ydı. Biz de orayı hedefledik. Küçüçük bir atölye kurduk. 10 çalışanımız , 6-7 dikiş makinemiz vardı. Çok çalıştık. Çok koşturduk. İş de hızlı büyüdü. 1990’lı yıllarda 1 milyon dolar ciroya ulaşmıştık. Çalışan sayımız 100’ün üzerine çıkmıştı. Almanya’nın en büyük mağaza zincirlerine üretim yapıyorduk.
- Sun Tekstil’in çalışmalarına baktım. Çok sayıda markayla çalışır hale geldiniz. Başarı öykünüzde bu markalara üretim yapan olmak önemli bir yer tutuyor...
Evet. 1990’lı yıllarda oldu bu. Adidas ve Tommy Hilfiger gibi markalara üretim yapar olduk. Şu an onlara yapmıyoruz. Isıyı muhafaza eden, ısıyı koruyan kumaşlar üretmeye başladık. Koruyucu giysiler dediğimiz itfayicilere, askerlere, polislere yönelik kumaş üretimleri vardı yurtdışında. Biz de onları takip ettik. Teknik tekstile de odaklandık. Şu an üretimimizin yüzde 5’i tekstil. Biz 1990’ların başında potansiyelleri iyi değerlendirdik. Amerika’nın iyi markalarına üretim yapar olduk. O dönemde iyi müşterilerimiz olmuştu. Onların getirdiği modelleri yapardık.
Değişimi gördük
- Tasarım yapmaya nasıl başladınız?
Biz değişimi gördük. Yalnızca müşterinin taleplerini yapar olmanın geleceğinin olmadığını gördük. Tasarımı buradan kavramak da kolay değildi başlarda. Biz de bilmiyorduk. Çok destek aldık yurtdışından. Kendi koleksiyonlarımızı yapar olduk. Müşterilerimize ürün göstermeye başladık. 1995-2000 arası Adidas, Tommy Hilfiger çok iyi müşterilerimizdi. Biz o dönemde şunu gördük. Bir Çinli’yle benim aramda fark yok. Çok sayıda üretim yapıyoruz. 8 ay önceden sipariş alıyorduk. Rekabetçi üstünlük sağlayamıyorduk. Biz nasıl rekabetçi üstünlük yaratırız diye baktık.
-Diesel ve Zara’yla çalıştınız sanırım.
Doğru. Diesel bize çok şey öğretti. Onlara çok şey yaptık. Hala da Diesel’le işimiz devam ediyor. Ama bizim işimiz çok büyüdüğü için genel büyüklük içindeki oranı düştü. Biz 2000 krizinden sonra şunu gördük. İyi koleksiyon, müşteriye yakınlık ve düzenli hizmet vermek avantaj. Hemen tasarım ekibini büyüttük.
-Torbalı’da mıydı tesisleriniz hep?
Hayır. Çiğli’deydik. Orası yetmedi. Burada boyahaneyi aldık. Torbalı’da büyüdük. Çalışanlarımız için başta zor oldu ama İstanbulla kıyasladığımızda İstanbul’da şehir içi işe gitmek gibi. Personelimiz bir saatte işe geliyor. Ben ve eşim de her gün Karşıyaka’dan işe geliyoruz. Burada kumaş fabrikamız, boyahanemiz var. Tasarım ekibimiz, Ar-Ge’miz hepsi burada. Biz bu tesisi kurduktan sonra hızlı üretim yapan büyüklere yöneldik. Bunlardan biri Zara.
- Dünyanın her yerinde o zaman ürünleriniz...
Evet öyle. Uzun zamandır Zara’nın önemli üreticilerinden biriyiz. 2005’e kadar tasarımlardan çok şey satamadık ama tasarım kültürünü öğrendik. Müşterilerimiz de bize bu firma tasarım yapar gözüyle bakmaya başladı. Son 5-6 yıldır Zara’nın pantolon tasarımlarını ve üretimlerinin büyük bölümünü biz yapıyoruz.
- Tasarımlarınızı müşterilere göre hazırlıyorsunuz sanırım...
Evet. Gezerken gördünüz. Tasarım grupları da farklı. TopShop için üretenle Zara farklı. Marks&Spencer da farklı. Tüm müşterilere ayda 500 farklı model yapıyoruz.
- İş dışında ne yaparsınız?
Ailece yelken yapıyoruz. Son olarak Urla yarışlarına katıldık. Tutkumuz deniz. Tatil fırsatlarını değerlendiriyoruz. Kayak tatili de yapıyoruz.
Zara’ya tasarım yapıyoruz H&M’e kumaş satıyoruz
- Kaç müşteriniz var?
Müşterilerimiz çok fazla değil artık, biz müşterilerimize büyük ölçekte iş yapıyoruz. Diesel, Next, Topshop, Marks&Spencer, Zara müşterimiz. İngiltere’de ofisimiz açılacak yakında. İspanya’da da tasarımcılarımız var. H&M’e kumaş satıyoruz, tasarım yapmıyoruz. Hem Zara, hem H&M’e tasarım yapmak kolay değil.
- İşin sırrı ne? Nasıl bu kadar çok markayı bağladınız?
Çok çalışmak başta geliyor. Yenilikleri takip etmek. Ve artık sezon diye bir şey yok, çok sayıda koleksiyon oluşturmak gerekiyor. Son 20 yılda giysi fiyatları geriledi. 1990’lı yıllarda giysi harcamaları daha yüksekti. Rekabet çok arttı. Erişilebilirlik arttı.
- Jimmy Key markası da sizin çatınız altında doğdu. Hedefiniz?
Abim ve eşi o işle daha çok ilgili. 40 mağazamız var. Ukrayna’da 9 mağazamız oldu.
3 boyutlu kumaşlarımız uçak koltuklarında kullanılıyor
-Pre Nature diye de bir markanız var...
Sağlığa yönelik bir marka bu. Mikrokapsül teknolojisini kullanıyoruz. İncelten, selülit giderici kumaşlar üretiyoruz. Parfümlü, ütüye ihtiyaç duymayan Ekoter tarafımızda teknik tekstil hep vardı. Önce ütü tutmayan leke tutmayan kumaşlarla başladık. Bazı kumaşlar var mürekkep dökseniz bile leke tutmuyor. Şarap döküyorsunuz üzerinde damla duruyor. Peçeteyle siliyorsunuz hiç bir şey olmuyor. Giysi dışına çıkmaya da karar verdik. Konfor vermek istedik. Tayt giydiğinde farklı bir şey hissetsin istedik. Kozmetik özellikli kumaşlar ve giysi tasarımları hazırladık. Ar-Ge’yle uğraşmaya başladık. Üniversitelerle yoğun işbirliğimiz var. Ege Bölgesi’nde işbirliği yapmadığımız üniversite kalmadı. Başta Ege ve 9 Eylül Üniversiteleri olmak üzere tekstille ilgili eğitim veren 18 üniversiteyle de işbirliği yaptık.
-Ar-Ge merkezinizde kaç kişi çalışıyor?
57 kişi çalışıyor. 10 civarında devlet destekli projemiz var. TÜBİTAK ve AB destekli projelerimiz var. Antibakteriyel kumaş projelerimiz var. Arıtma verimliliği projemiz var.
-3 boyutlu kumaş üretmişsiniz. Nerede kullanılacak?
3 boyutlu kumaş ürettik. Üst segment otomobillerde kullanılacak. Hava kanallı kumaş. Farklı kalınlıkları var. Bu kumaşlar kaplama amaçlı. Yavaş yavaş süngerin yerini alacak. Kalınlığı daha uygun. Bu yapı ısıtma ve soğutma için daha uygun ve hafif. Bu malzemeyle koltukları inceltmeleri mümkün olacak. Bu da arabada iç hacmi büyütecek, araba hafifleyecek. Uçak koltuklarında kullanmaya başlandı. Lufthansa kullanıyor buna benzer bir malzemeyi. Biz Hollandalı bir şirketle birlikte yapıyoruz bu kumaşları. Onlarla işbirliğimiz var.
İşleri eşlerimizle birlikte yürütüyoruz
-Aile Anayasanız var mı?
Aile Anayasamız var. Abimin iki çocuğu benim de bir kızım var. Çocuklar eğitim aldıktan sonra buranın dışında 3 yıl başka bir şirkette çalışmak zorundalar. Elvan Hanım, eşim Sun Tekstil genel müdürü. Ben Holding ve Ekoten A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum. Şükrü Bey Sun Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı. Eşi Günseli Hanım Jimmy Key’in Genel Müdürü. Şükrü Bey de o işle de çok ilgili. İyi bir ekibiz. Yıllardır eşlerimizle birlikte işlerimizi yürütüyoruz. Çok değerli profesyonel kadrolarımız da var.
-Kadın çalışanınız çok sanırım. Tesisi gezerken çok dikkatimi çekti.
Sun Tekstil, Amazonlar gibi. Çok sayıda kadın çalışıyor. Burada 100’den fazla mühendis çalışıyor. Genç mühendis arkadaşlarımızın yanı sıra 25 yıllık bir şirkette 15-20 yıldır çalışanlarımız var.
-Yıllık cironuz ne kadardı geçen yıl?
Konfeksiyon geçen sene 72 milyon euro, Ekoten’in 68 milyon euro oldu. Sun Tekstil ilk 500 sanayi şirketi sıralamasında 460 gibi bir yerde. Konsolide olsak 250 gibi bir yerlerde olacağız. Ama şirketler ayrı değerlendiriliyor.