Şampiy10
Magazin
Gündem

MSA, dünyanın en iyi aşçılık okulları arasına girdi

.

ABONE OL
Vatan Haber

Heyecanlı, mükemmeliyetçi, kendiyle dalga geçebilen, işine aşık, disiplinli, vizyon sahibi bir insan Mehmet Aksel.

Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. 2004’te kurduğu Mutfak Sanatları Akademisi MSA, Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayladığı ilk ve tek özel profesyonel aşçılık okulu oldu. ‘Bunda ne var?’ demeyin... Bu genç okul dünyanın en iyi aşçılık okullarından biri olarak gösteriliyor uluslararası otoriteler tarafından ve kurucusu Mehmet Aksel de bu yıl Endovour tarafından yılın girişimcisi seçildi.

Maslak’taki MSA binasında Mehmet Aksel’le sohbet ettik. Eğer bu işlere biraz olsun meraklıysanız mutlaka MSA’yı görmelisiniz. MSA bir yemek üssü. Aksel’le sohbet ise ayrı bir keyif. Mustafa Kemal’in eşi Latife Hanım’ın yeğeni, Süreyya Paşa’nın torunu, babaannesi ise Melahat Aksel...

Girişimcilik öyküsüne geçmeden önce yazmakta yarar var. Çünkü Mehmet Aksel’in bazı özellikleri örneğin disiplini yetiştiriliş tarzından geliyor. Kendini bildiğinden beri ata biniyor Mehmet Aksel. Eski Balkan Şampiyonu. Aynı zamanda milli bir otomobil yarışcısı. Peki nasıl oldu da Mehmet Aksel kendini yeme-içme işinin içinde buldu?
Hayatta hiçbir şey tesadüf olmasa gerek... Bir yumurta kırmayı becemeyen, makarna yapmayı bilmeyen Mehmet Aksel şu anda dünyanın en iyi okullardan birinin başında. Dünyanın en ünlü şefleri onun okulunu ziyaret ediyor, MSA’dan mezun aşçılar dünyanın bu alandaki en prestijli restoranlarında ve otellerinde iş buluyor.

Amerika’da işletme okuyan Mehmet Aksel, ilk girişimcilik deneyimini otomobil galerisi kurarak yaşamış. Otomobil sporlarıyla ilgili olduğu için galeri açmış. Ama devalüasyon olunca işleri beklediği gibi gitmemiş. 1994 yılında babaannesinden kalan Levent’teki yerin kapısından içeri Tuğrul Şavkay girmiş. ‘Burası çok güzel restoran olur’ sözü içinde bir kıvılcım yakmış.

Gece bekçisi de gelebilir

MSA’da kursları bitirenlere sertifikaları İngiliz Kraliyet Akademisi’nden veriliyor. Aksel’e, “Kimler burada eğitim alabiliyor, üniversite mezunu olmak şart mı?” diye soruyorum. “Hayır. Buraya gelenlerle mülakat yapıyoruz. En önemsediğim mülakattır. Çünkü bu işe olan inancı ve isteği bizim için çok önemli. Biraz İngilizce bilse, biraz da internete giren biri olsa harika olur. Her yaşta ve her eğitim seviyesinde öğrenciye açığız. Gece bekçisiyim, iki çocuğum ekmek bekliyor, bu işi öğrenirim, İngilizce kursuna da gider kendimi yetiştiririm diyerek de gelebilir buraya” diye anlatıyor.

Pişirme tekniklerinden depolamaya satın almadan maliyet hesaplamaya kadar farklı eğititmler veriliyor MSA’da. Kurslara katılanlar dünyanın en ünlü şeflerinden de ders alıyor. Ayrıca İstanbul’un en iyi restoranlarında da staj yapıyorlar.



Mehmet Aksel’le Türk mutfağı üzerine de sohbet ettik. İstanbul Mutfağı üzerine özel çalışmaları da var MSA’nın. “Her millet kendi mutfağını en iyisi, en zengini görüyor. Dünyanın ünlü şefleri farklı mutfaklardan esinleniyor. Paris’te Thai mutfağının esintisini görebiliyorsunuz... Testi kebabımız muhteşem değil mi? Ama bu kebabı bugünkü koşullarda yapabilir miyiz? Londra’da adam testi kebabı yapmak istese nasıl yapacak? Bizlerin mutfağımızı iyi tanıması, geliştirmesi, yeni pişirme tekniklerini kullanması lazım. Bu da ancak uluslararası boyutta iş yapan şeflerle olur. Bunu yapmaya çalışıyoruz” diye anlatıyor.

2010’un yılın girişimcisi seçilen Mehmet Aksel’e, “Size bu ödül nasıl geldi?” diye soruyorum, Aksel anlatıyor: “Öyle bir okul yapacağım ki insanlar yurtdışında okul aramayacak, insanlar daha mezun olmadan iş bulacak, insanlar kendini uzay üssünde sanacak...dedim, yaptım. Harika bir ekip kurduk. Şımarmadık, çok çalıştık. Mezun sayımız 6 yılda 100’e katlandı. Bu insanların yüzde 97.8’i staj döneminde iş teklifi aldı, bunların onda biri de yurtdışından iş teklif aldı. NY Ritz’de, Hong Kong Four Season’da mezunlarımız çalışıyor. Avusturya’dan bir telefon geldi, yüzde 60-40 ortaklıkla MSA açmak istediler, kabul etmedim ama gurur duydum. Endovaur bu yıl beni yılın girişimcisi seçti. Bence bir işe girişmek için o yolun yolcusu olman lazım. Homoseksüel değilsen gay bar açmayacaksın.”

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Haliç bölgesinin dönüşümüne talip
  2. Haliçport için ‘Helal olsun’ diyecekler
  3. Ar-Ge’ye yılda 300 milyon $ harcıyor
  4. Mobilyada 45 ülkeye ‘Derin’ imzasını attı
  5. İspanya’da vernik üretip Avrupa’yı cilalayacak
  6. Şahenk’in yatırımları bizim değerimizi artırdı
  7. Teknoloji seviyesindeki artış kadınlara yarıyor
  8. Çelebi ‘servis’ini Suudi Arabistan’a taşıyacak
  9. Çeşme turizmine ‘Arapsaçı’ dopingi
  10. Çağdaş sanat piyasamız Cezanne tablosu etmiyor!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.