Konut sektöründe kriz yok, alıcıya bayram var
.
Mustafa Yeşil’in Yeşil Kundura’nın başına getirmek için ABD’de eğitime gönderdiği oğlu Engin Yeşil, Türkiye’ye döndüğünde farklı iş alanlarına yatırım yaptı. Lensten köpek mamaları dağıtımına farklı işler yaptı, 2007 yılında da Yeşil İnşaat’ı kurdu. Son günlerde Beylikdüzü’ndeki Innovia projesiyle gündemde olan Engin Yeşil, 10 Ocak’ta projenin üçüncü faz satışına başladıklarını ve 9 günde 1.000 konut sattıklarını söyledi.
İSTANBUL’DA ÖZEL HAYATA MÜDAHALE EDİLİYOR
Engin Yeşil’in 2006’da gerçekleştirdiği evliliği basına uzun süre konu olmuştu. Hintli işadamının kızıyla kısa süren evliliğinden sonra magazin basınının ilgisinden kurtulamayan Engin Yeşil, bu konuda oldukça dertli. “Size İstanbul mu New York mu desem? Nerede yaşamak istiyorsunuz?” soruma, “New York. İstanbul’da özel hayata müdahale var, hiç saygı gösterilmiyor. Amerika’da magazine düşenler sinema oyuncuları filan. İşadamları düşmüyor... Burada paparazziler kimle yemek yediğinizi takip ediyor. Bu bana çok saçma geliyor” yanıtını veriyor.
Engin Yeşil, Yeşil İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı. 2 yıl önce aramızdan ayrılan Yeşil Kundura Sanayi A.Ş.’nin sahibi Mustafa Yeşil’in oğlu. Amerika’da eğitim gören, halen Amerika’da 4 şirketi olan Engin Yeşil, Türkiye’deki inşaat şirketini 2007 yılında kurdu. Ekonomik krizde yatırımlarına devam etti, Beylikdüzü’ndeki Innovia adlı projesiyle dikkat çeken Engin Yeşil, yakında farklı inşaat projelerine de imza atacak. Topkapı’daki Yeşil Plaza’da konuştuk Engin Yeşil’le.
Babanız Mustafa Yeşil’in kurduğu Yeşil Kundura’nın başına geçmek üzere eğitim almak için Amerika’ya gitmiş, uzun yıllar da dönmemişsiniz. Ayakkabı sektörü size yakın gelmedi mi?
17 yaşında ABD’ye üniversiteye gittim. Florida Üniversitesi’nde finans okudum. Sonra Türkiye’ye gelip Yeşil Kundura’nın başına geçecektim... Ama ben 23 yaşında Amerika’da arkadaşımla şirket kurdum.
4 telekom şirketi var
Dönmek mi istemediniz Türkiye’ye?
Evet. O yıllarda Türkiye’de yapacak fazla bir şey yoktu. 1986 yılıydı. Lens Express adlı bir şirket kurduk. Arkadaşımın apartman dairesinde kurmuştuk şirketi. 20 bin dolar sermaye koymuştum. Bu şirketi 1996’da sattım. Çok başarılı bir iş oldu. Halen günde 80 bin lens satılıyor şirkette. 1994 yılında telekom işine girdim. O işi yaparken de kedi köpek mamaları ve ilaçları dağıtan bir şirket daha kurdum. O şirket de çok başarılı oldu. Bu şirketlerin hepsi borsaya kote. 350-400 milyon dolarlık şirketler. Bu arada telekom işim devam ediyor. Telekom alanında 4 şirketim var.
Sizin bir ayağınız hâlâ Amerika’da o zaman...
Miami’de oturuyorum. Sık sık gidip geliyorum.
23 yaşında Amerika’da kalmak için farklı iş deneyimleri peşinde koşarken babanız bu duruma ne dedi?
Babam bana hiçbir zaman ’Yapma’ demedi. Kendim bir şeyler yapmak istiyordum. Babam da bunu anladı. İlk iş girişimim macera gibi başlamıştı ama tutunca kendime güvenim geldi. Yeşil Kundura dışında hayatımda kendi başıma iş yapabileceğimi düşündüm. Sonuçta insan bir şeyi aklına koyunca yapar, bu o işi ne kadar istediğinize bağlı.
Peki yıllar sonra Türkiye’ye gelip inşaat şirketi kurmak fikri nasıl oluştu? Deneyim sahibi olmadığınız bir alan...
Ben yurtdışında yaşasam da ailem burada, hep Türkiye’yle iş yaptım, Türkiye’yi yakından izledim. Türkiye’de istikrar oldu. Yabancı sermaye de ülkemize gelmeye başladı. Amerika’da gözlemlediğim bir şey vardı, o da istikrarın getirdiği artılar. Yani Amerika’da belediye başkanı değişince belediyedeki tüm personel değişmiyor, işler aksamıyor. Ama malum Türkiye’de uzun süren koalisyon hükümetleri dönemlerinde istikrar yoktu. Ben bu istikrarın yakalandığını düşünüp Türkiye’de yeni bir işe girmek istedim. Ailem de destek oldu. Bu şirket Yeşil Kundura Sanayi’nin bir şirketi. 2006-2007 inşaat sektörü açısından parlaktı. Ayrıca Türkiye’de inşaat sektöründe yapılacak çok şey var.
Yeni konut ihtiyacı var diyorsunuz...
Evet. İstanbul’da 18 milyon nüfus var. Yüzde 2 nüfus artışı var. Konutların 4’te 3’ü niteliksiz, kaçak, depreme dayanıklı değil, hayat standartları da düşük. İstanbul’da nüfusun yüzde 54’ü 30 yaşın altında. İnsanlar okumak için geliyor İstanbul’a, evleniyor, hayat standartlarını değiştirmek için yeni konutlara geçmek istiyorlar.
Herkes bir evi olsun istiyor...
Aynen. Zaten bizim müşterilerimizin yüzde 85’i ilk evini bizden alıyor.
Kimler müşterileriniz?
Biz yalnız yaşayanlar ve yeni evliler için cazip konutlar ürettik. Yeni evli ve öğrenci çok müşterimiz var. Dedeler, anneanneler torunlarına aldılar. Bir de beyaz yakalı müşterimiz çok oldu. Orta halli olup evini yenilemek isteyenler var. İlginçtir THY personelinden çok ilgi gördü projelerimiz.
Innovia Beylikdüzü’nde 9 bin konutluk bir proje olarak planlandı, sonra bazı değişiklikler yaptınız...
9 bin konuttan 14 bin konuta çıktık. Çünkü şunu gördük, insanlar çok geniş evler değil, başlarını sokabilecekleri, satın alabilecekleri konutlar istiyor.
1+1, stüdyo tipi dairelerden mi en çok sattınız?
33 metrekarelik dairelerimiz çok ilgi çekti. Öğrenciler çok tercih etti. 3+1’lere de ilgi oldu ama örneğin ilk planlarımızda 3+1 170 metrekarelik daire yapmıştık, sonraki etapta 3+1’i 103 metrekareye indirdik. Çünkü ailelerin önceliği kullanışlı bir ev.
Satışlar nasıl gitti kriz döneminde?
2 bin 150 konut ikinci fazda satıldı. Üçüncü fazda 3 bin 350 konut. 10 Ocak’ta başladık üçüncü faz satışlarına. 9 günde 1.000 konut sattık.
2007’de yatırıma başladınız, 2008’de kriz geldi. Krizde durmadınız. “Batıyorlar, bu krizden çıkamazlar” dedikoduları vardı.
Ekim ayında çok hissedildi kriz. Biz Ocak ayının 24’ünde, kriz zirvedeyken satışa çıktık. O dönemde yaprak kıpırdamıyordu. Ve biz 2 ay içinde satışları tamamladık. O dönemde sıfır faizle 5 yıllık ödeme planı hazırlattım. Kendi mimari ekibimiz var. Doğru proje, doğru fiyat ve ödeme imkanlarıyla sattık. “Dünya batacak mı” diye konuşulurken biz daire sattık. Dediğim gibi ev alanların yüzde 85’inin ilk evi. Bu da manevi olarak beni çok tatmin ediyor.
Donald Trump’la anlaşmanız oldu. Levent’te yeni bir Trump Towers olacak mı?
Levent civarında bir arazi üzerine konuşuyoruz. O proje 3 sene sonra hayata geçirilecek. Şu anda yapılan bina açılacak, diğer bina daha sonra gündeme alınacak.
Bu dönem alan kazanır
Siz o bina için “Sapphire’i geçecek” mi dediniz?
Bu da komik oldu. Bana ’Kaç metre yapacaksınız?’ dediler, ben de ’Tam bilmiyorum sivil havacılığa 270 metre için müracaat ettim’ dedim. Sapphire 263 metre olduğu için arkadaşlarınız, ’Sapphire’i geçecek’ diye yazdılar. Öyle bir iddiam yok. Ayrıca bu bulunduğumuz bina (Yeşil Plaza) 1998’de yapıldı. Bu bölgede tek. Bölge çok gelişebilirdi ama olmadı. Mecidiyeköy ile havaalanı arasında önemli bir yerde. Burası yavaş gelişiyor ama ben burada bu binanın 2 misli bir plaza yapmak istiyorum. Hemen yanımızdaki arazide yapacağım bunu.
Babanız da istiyor muydu bunu?
Evet. Babam, burada çok emek harcadı. Bu bina dediğim gibi bir ilkti. Yalnızca bana hep, ’Dikkat et burası Amerika değil’ derdi.
Siz krizde nasıl bir strateji izlediniz?
Ben kendi işimde ayar yaptım. ’Kriz geçsin demedim’, ’Krizde nasıl iş yaparım’ diye çalıştım. Kârlılığımı azalttım. Bazı şirketler için kriz imkan. Krizde hızlı hareket etmek lazım. Ekonominin patladığı zamanda iş yapmak kolay. Kriz yok, imkan var konut sektöründe. İnşaat malzemeleri fiyatları düştü, şirketler kârlarını minimize ettiler, konut alan kazanıyor. Konut sekötöründe alıcıya kriz yok, bence alıcıya bayram var.
Lüks projeler için doğru zaman değil
Bodrum’da lüks villa projeniz var. O ne zaman hayata gececek?
Orada imar değişikliği var. Planların netleşmesini bekliyoruz. Bodrum’da Türkbükü’nde, İberotel’e bitişik bir yerde lüks villalar yapacağız. Dedeman’larla birlikte bu projemiz. Bu proje şu anda çok gitmez. Çok lüks bir proje. Malum kriz var. Otel resort olacak ve bu otel villalara da servis yapacak. Şu an bence doğru zaman değil. Beklemekte yarar var.
Kriz ilk lüks tüketimi etkilemişti. Siz şu andaki durumu nasıl yorumluyorsunuz? Bir ayağınız da Amerika’da. Türkiye ile karşılaştırdığınızda kriz nerede daha sert hissedildi?
Türkiye bence küresel krizden Amerika’dan daha az etkilendi. Ancak, problemlerle mücadele ederken işsizlik sorununu halledemedi. Yani işsizlik sorunu hızla büyüdü Türkiye’de. Amerika’da da büyük işsizlik var. Ama bence Türkiye’deki durum daha tehlikeli. Amerika’nın alt yapısı bambaşka. Bence bu işten 3 yıl sonra yine Amerika kârlı çıkar. Bizim işimiz ise daha zor. Yatırımlar durdu ve uzun dönem sıkıntı olacak gibi...
Krizin etkileri uzun süre hissedilecek diyorsunuz...
Evet. Çünkü insanların eski gelirleri yok. Herkes temkinli. Herkesin bir tanıdığı işsiz var...
Zekeriyaköy’e villa Manhattan’a bina
İstanbul’da farklı yerlerde de konut projeleriniz olacak mı?
Zekeriyaköy’de güzel bir projemiz var. Orada da 200 villa yapacağız. Oradaki villalar çok eskidi.
Orman Zekeriyaköy... Bu yapılarla orman zarar görmüyor mu?
Projenin adı da Jade (yeşim-yeşil renkli değerli taş). Yeşile zarar vermeyeceğiz. Zekeriyaköy’deki proje lüks konut projesi. Bence lüks konut sektörü doydu, orada 10 bin kişilik lüks konut var ama hepsi eskidi villaların. Zekeriyaköy’de her yıl insanlar villarını onarmak için çok para harcıyor, biz satış olarak orada villa sahibi olanları hedefleyeceğiz. Eski villasını satıp, biraz üzerine koyarak yeni bir villa sahibi olacaklar.
ABD’de de inşaat sektöründe yatırım yapacak mısınız?
Çok istiyorum. Manhattan’da mükemmel bir bina yapmak istiyorum. 3-5 yıl sonra bunu yapacağımı düşünüyorum.
Çöpten elektrik üretiyor
Sizin şirketlerinizden biri de Ortadoğu Enerji. Çöpten elektrik üretiyorsunuz. Bu alanda yatırımlarınız devam edecek mi?
Ortadoğu Enerji Şirketi’ni 2007 yılında kurdum. Şile ve Kemerburgaz’da çöpten elektrik üretiyoruz. Bu uygulama dünyadaki sayılı teknolojilerden biri. Tamamen yeşil enerji. Metan gazını elektriğe dönüştürüyor. 25 milyon euroluk bir yatırım yaptık. Rüzgarla ilgili lisans beklentimiz var. Rüzgar enerjisi üzerine de ileride yatırım yapacağız.