Şampiy10
Magazin
Gündem

‘Kompleksimiz yok, tutmayan mağazayı kapatırız, hedefimiz Avrupa başkentlerine açılmak’

.

ABONE OL
Vatan Haber

Türkiye’nin köklü şirketlerinden Matraş, yurtdışında büyüme planları yapıyor. Matraş Ailesi’nin ikinci kuşak temsilcisi Erdal Matraş, “Dünya başkentlerinde olmak istiyoruz. Yakın vadeli hedefimizde Avrupa’da birden fazla başkente olmak var. 2015 yılında ise 100 milyon dolar ihracat hedefliyoruz” dedi. Yurtiçinde her yerde Matraş olması gibi bir düşünceleri olmadığını kaydeden Erdal Matraş, “Biz tutmayan mağazayı kapatıyoruz. Tabela kaldırmam kompleksimiz yok” diye konuştu.

Matraş Ailesi’nin ikinci kuşak temsilcilerinden Erdal Matraş. Ailenin büyüklerinin açtığı yolda bayrağı devralmanın sorumluluğunu taşıyan bir isim. “Büyüklerimiz çok büyük özverilerle çalıştılar. Bizi getirdikleri noktanın kıymetini bilip, işimize iyi sahip çıkmalıyız” diyor sohbetimizin hemen başında. Erdal Matraş, çocuk yaşta tanışmış deriyle. Ekonomi okuduktan sonra, deri üzerine de okumuş. 19 yıldır Matraş’ta çalışıyor. Matraş’ın deri bölümü MADER’in başında. Aynı zamanda Deri Sanayicileri Derneği Başkanlığı da yapıyor. Erdal Matraş’ın kendini adadığı ve çok zaman verdiği bir hobisi de var. Ünlü ressam Ömer Uluç’u anlatırken duygulanıyor Erdal Matraş. Yakın arkadaşlarmış. Erdal Matraş’ın geniş bir Ömer Uluç koleksiyonu olduğunu öğreniyorum. “Virüsü kaptım, resimle yakından ilgiliyim” diye anlatıyor Erdal Matraş.

- Matraş eskiden erkeklere yönelikti daha çok. Babalarımız için gittiğimiz Matraş kısa bir süre önce değişti.

Güzel özetlediniz aslında değişimi. Farklılaştık. 2007 yılından bu yana değiştik. Ben ikinci neslin ilk işe başlayanlarındanım. İkinci nesil takımımız tamamlandı. Şu anda 5 kişiyiz ikinci nesilden. Sorumluluğunu bilen ve çalışmak isteyen, sorumluluk alanlar görev aldı. Sorumluluk verilmiyor, alınıyor bizde. Aramızda profesyoneller de var. Dünyanın en önemli markalarının üreticisiyiz uzun yıllardır. Mağazaların yapısından modellere logomuza kadar her şeyde değişilik yaptık. İyi yanıtlar aldık.

- Hem yüksek miktarda ihracatınız var, dünya markaları için üretim yapıyorsunuz hem de mağazalarınız var. Mağazalaşmak sizin için ne kadar önemli?

Matraş köşe başı dericisi olma iddiasında değil. Seçkin seçilmiş yerlerde olmak istedik. Biz kendimizi ifade edebileceğimiz sayıda kalmayı hedefliyoruz. Türkiye genelinde olmadığımız yer az ama Hadımköy’de 4 AVM var, 4’ünde de olan markalar var. Matraş bu değil, Matraş aranılan bir marka olmak istiyor. Bizim alanımızda her AVM’de olmayan az. Bizim düşünce yapımıza bu ters.

- Dünya markaları için uzun yıllardır üretim yapıyorsunuz. İhracat rakamlarınız nedir?

1947 yılında başlayan titizlik ve kalite korunuyor. Gücümüzü üretimden ve ihracattan alıyoruz. 2011 yılında 50 milyon dolar ihracat yaptık. 100 milyon dolara yaklaşan bir ciromuz var. İç piyasa ve ihracat yarı yarıya. İhracatımız 2011 yılında yüzde 43.8 arttı. İç piyasada ise yüzde 30 büyüdük.

İhracatın % 90’u AB’ye

- Çok iyi bir büyüme yakalamışsınız... Sürecek mi?

Bu oranlarda büyümek zor. Uşak’ta açtığımız fabrika sayesinde bu rakamları yakaladık. Güneşli dışında Uşak’taki fabrika olunca üretimimiz arttı.

- Yatırım teşviği almıştınız...

Evet. Uşak’ta yeni bir yer daha aldık. Orada da üretim yapacağız.

- 2008 krizinden hiç mi etkilenmediniz? Avrupa’nın önde gelen markalarının üreticisisiniz...

AB ülkeleri krizinden etkilendiğimizi söyleyemeyeceğim. Her şeyden vazgeçerim ama lüksten asla anlayışı var ya, biz buna hizmet ediyoruz. Markalar Avrupa markası belki ama dünyanın her yerinde satıyorlar. Bizim ürettiklerimiz belki Uzakdoğu’da çok sattı. Bizim üretimimizde bir değişiklik olmadı. Krizden güçlenerek çıktık.

- 2012 nasıl geçiyor?

Yüzde 20’lik bir büyümeyi yakalarız. İç piyasada ise ilk 6 ayda yüzde 33 gibi artış var. Ve önümüzde iki bayram ve yılbaşı var. Biz bu yıl iç piyasada yüzde 40 artış yakalarız. Mağaza sayımızda artış yok.

- Bu arada Uşak’taki üretim kapasiteniz de büyüyecek...

Sene sonunda orada daha da büyüyecek gibiyiz. Şu an 300 çalışan var. Hayatında deri ellememiş insanlar deri çanta yapıyor orada. Çok kaliteli bir çalışan profilimiz oldu.

- Bu söz ettiğimiz sizin üretim yaptığınız dünya markaları Türkiye’de İstanbul’da büyük mağazalar açtı son yıllarda. Hermes çanta için Türkiye’de sırada bekleyenler var örneğin. Türkiye’de lüks tüketimdeki artışı nasıl buluyorsunuz?

Ekonomi büyüyor Türkiye’de. 136 milyar dolar oldu ihracatımız. Kişi başına düşen gelir arttı. Markaları kendimize çektik. İstanbul ilgi odağı. Dün yabancı müşterim vardı, 15 yıldır buraya geliyor. Boğaz’da restoranlarda yer bulmakta zorlandık. Pazartesi günü yer bulamıyoruz. O da bize ‘15 yıl önce sokaklarda insan yoktu böyle’ dedi. Markalar için Türkiye’nin cazibe merkezi olması şaşırılacak bir şey değil. Abdi İpekçi Caddesi de kaliteli bir yer oldu. Bu markalar zaten dünyanın her yerinde bu tür caddeleri tercih ediyor.

- Siz yurtdışında mağaza açmayı hedefliyor musunuz?

Var planlarımız. Dünya başkentlerinde olmak istiyoruz. Yakın vadeli hedefimizde Avrupa’da birden fazla başkente olmak var. 2015 yılınsa 100 milyon dolar ihracatı da hedefliyoruz. Aynı yıl 2-3 Avrupa başkentinde olabiliriz.

- Türkiye’de büyüme hedefleriniz nedir?

Var. Ama dediğim gibi her yerde Matraş olmayacak. Biz tutmayan mağazayı kapatıyoruz. ‘Tabela kaldırmam’ kompleksimiz yok.

- E-ticaret için yatırım planlarınız var mı?

Internet bizim için önemli. Her yerden sipariş geliyor. Hem kendi sitemizden yapıyoruz hem de bazı sitelerle işbirliğimiz var. Geçen yıl 1 milyon liralık satış yaptık. Matraş’ın stokları eridi. E-ticaret için üretim yapmak istiyoruz. 2013 senesinde yapabiliriz. Bunun için ayrı plan yapılması gerekiyor.

Sanata destek vermeyen ülkelerden marka çıkmaz

- İş dışında ne yaparsınız? Hobileriniz var mı?

Ela ve Emira kızlarımın ismi, parmağımda yazıyor. Köklerimiz Makedonya’da. Emira prenses demek. Kızlarıma çok düşkünüm. Matraş İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın ana sponsorlarından. Tasarım Bienali’nin de ana sponsoruyuz. Benim şahsi ilgi alanım resim. Ömer Uluç, çok yakın arkadaşımdı. 15 yıl kopmadık. Onun sayesinde resim ilgim oldu. Ömer Uluç koleksiyoneri oldum. Vapurların Seyri diye bir sergi yaptık. Muhteşem bir iş oldu. Sonra da Beylerbeyi Sarayı’nda sergi yaptık. Ömer Uluç’un kitabını çıkarmak istiyorum tüm eserlerini kapsayan. Bende de çok resmi var. Sergiyi bir an evvel yapmak istiyorum.

- Ömer Uluç’la başlayan serüveniniz devam ediyor sanırım...

Evet, benim ilgim devam ediyor. Genç sanatçılarla devam ediyorum. Seçkin Pirim yakın takip ettiğim biri. İşlerini çok beğeniyorum. Ben bu işe çok zaman ayırıyorum. İşten çıktıktan sonra Ömer’e uğrardım. Dostumdu. Şu anda da resim hobinin ötesinde benim için. İleride umarım geniş kitlelerin ulaştığı bir hale getiririm.

- Sanatın, sanatçının destek bulması çok değerli...

Bu ülkeden marka çıkacaksa önce tasarımcı çıkmalı. Tasarımcı çıkacaksa önce sanatçılar çıkmalı. Sanatçıları çıkması için de sanata yatırım şart. Sanatın kuvvetli olduğu yerde marka çıkar. Bu kadar net.

İmitasyon merakı çığ gibi büyüdü

- Ne olacak bu indirim dönemleri? Artık hep indirim var. Müşterinin güveni kalmadı, diye düşünüyor musunuz?

‘İndirim dönemi’ diye bir dönem kalmadı. Temmuz 25’ine kadar tam fiyat olmalıydık. Olamadık. Çünkü bizim sezonu başlattığımız pazartesi gününden 3 gün sonra bazı markalar indirime girdi. Biz kaliteli deri ürün sattığımızı ilan eden bir marka olarak fiyatlarımızı çok geri çektik. Yanınızdaki mağaza indirime başlayınca cironuz düşüyor. Ertesi gün sizin de indirim yapmanız gerekiyor. Bazı yanlışlar doğru gibi oldu.

- Taklit ürünler de çok sıkıntı yaratıyor...

Çantada bir kesim lüks marka alıyor. Biz kesim düşük fiyat alıyor. Bir de orta kesim imitasyon alıyor. Tehlike bu. Bizim ürün konumlanmamız orta ve üst seviye. Bu kitle de imitasyona merak çok. Türkiye’de bu merak da çığ gibi büyüdü. Biz 65 yıldır dünyanın en kaliteli deri ürünlerini yapıyoruz. Dünyada markaların markası olmuş durumdayız. Avrupa’da insanların gözünde marka değiliz ama marka sofralarında takip edilen, sıraya girilen tedarikçi olması istenilen bir markayız. Bizim karşımıza deri olmayan ürünle geliyorlar. Bizi deri olmayanla karıştırıyorlar. Elmalarla armutlar karışıyor. Uzakdoğu dünyayı fethettiği için başka bir yol var artık. 32 senedir dünya markalarına iş yapıyoruz. Kim kimi 32 yıldır bırakmaz?

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Haliç bölgesinin dönüşümüne talip
  2. Haliçport için ‘Helal olsun’ diyecekler
  3. Ar-Ge’ye yılda 300 milyon $ harcıyor
  4. Mobilyada 45 ülkeye ‘Derin’ imzasını attı
  5. İspanya’da vernik üretip Avrupa’yı cilalayacak
  6. Şahenk’in yatırımları bizim değerimizi artırdı
  7. Teknoloji seviyesindeki artış kadınlara yarıyor
  8. Çelebi ‘servis’ini Suudi Arabistan’a taşıyacak
  9. Çeşme turizmine ‘Arapsaçı’ dopingi
  10. Çağdaş sanat piyasamız Cezanne tablosu etmiyor!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.