Koç Üniversitesi'nin teklifini 'google'layarak kabul ettim
.
Koç Üniversitesi’nin 9 ay önce göreve başlayan rektörü Prof. Ümran İnan’la önceki gün bir sohbet toplantısında tanıştık.
36 yıl Amerika’da yaşayan, Stanford Üniversitesi’nden Koç Üniversitesi’ne gelen İnan’la buluşmadan önce kendisiyle ilgili duyduğum her şey çok farklıydı ve Ümran İnan’ı çok merak ediyordum. Bundan bir hafta kadar önce Ali Koç’la sohbet ederken söz dönüp dolaşıp Koç Üniversitesi Rektörüne’ne geldiğinde, ‘Çok önemli bir bilimadamı. Antartika ve Güney Kutbu’nda çok çalışma yapmış. Antartika’da 2 bin 400 metrelik bir tepeye İnan adı verilmiş’ dedi.
Ümran İnan’la sohbetimizden önce en merak ettiğim konu, bu kadar başarılı bir ismin özellikle de uzay alanında yaptığı çalışmalarla dünya çapında önemli bir yere gelen bir profesörün Türkiye’ye dönmeye nasıl ikna olduğuydu... İnan’ın imzasını taşıyan, İnan ve öğrencileri tarafından üretilmiş 7 kıtada 45 yerde elektromanyetik dalgaları ölçen aletler çalışıyor. 42 doktora tezi olan İnan, 65 milyon dolarlık proje üretimi gerçekleştirmiş bir isim.
‘Uzay fiziği kağıt kalem değildir’ diyor sohbetimizin başında ve verdiği örneklerle bizlere hayata geçirdiği projelerin bir kısmını anlatıyor.
Örneğin yukarı doğru çakan şimşeklerden bahsediyor. Yerden yukarı doğru çakan şimşekleri keşfeden ekibin başındaymış. 40 bin metrede etkili olan bu şimşekleri anlatırken, “Bazen öğrencilerimiz her şey keşfedilmiş biz daha ne yapacağız diye düşünebiliyor oysa çok yakınımızda henüz keşfetmediğimiz çok şey var” diyor.
İşte bu şimşeklerle ilgili çalışmaları nedeniyle de Colombia Mekiği uzayda parçalandığında mekiğin neden parçalandığını ortaya çıkarmak için kısa sürede basından gizli biçimde toplanan, generallerin ve uzmanların katıldığı 12 saatlik toplantıya çağrılan bir bilimadamı İnan. Türkiye’ye nasıl geldiğinden önce Stanford’a gidişini de anlatmak isterim.
ODTÜ Elektrik Mühendisliği’ni bitirdikten sonra 80 kişi arasından Stanford’a seçilmiş. O dönemde uzay fiziğini seçerken de ikilemde kalmış ama yıl 1973... Henüz Ay’a yeni gidilmiş, astronatlarla çalışmalar yapmak çok cazip gelmiş İnan’a ama bir yandan da aklında hep ‘Türkiye’ye dönersem ne yaparım?’ sorusu varmış. Üstlendiği projeler birbirini takip edince Türkiye’ye dönme fikrinden uzaklaşmış. Türkiye ziyaretleri iş yoğunluğunda yılda 3 haftayla sınırlı olmuş hep. Bu arada akademik kariyerinde önemli adımlar atmış. Uzayla ilgili çalışmalarıyla birçok ödüle layık görülmüş. Peki, nasıl oldu da Ümran İnan 36 yıl aradan sonra
Türkiye’ye döndü?
“Paraşütle indim” diyor kendisi. “Beni Koç Grubu buldu. Üniversiteye rektör arayışı içinde bir birim kurmuşlar, onlar beni buldu” diyor. Görevi kabul etmeden önce Koç Üniversitesi’ni görmemiş İnan. Görev teklif edildiğinde üniversiteyi ‘google’lamış, öğretim kadrosuna bakmış ve kabul etmiş. Eşi ve kızıyla birlikte Türkiye’ye dönmüş. Oğlu ise Amerika’da kalmış.
“Sanki 36 yıldır buradaymışım gibi geliyor, paraşütle gelmiş gibiyim” diye anlatıyor hiç yabancılık çekmediğini. Bir kişiyi bile tanımadan geldiği Koç Üniversitesi’ndeki hedeflerini anlatırken, ‘sanayi üniversite işbirliği, Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vermekten’ söz ediyor.
Koç Üniversitesi’nde Stanford Üniversitesi’nde ne varsa yapabileceğine inanıyor. Üniversitenin kurumsallaşmış yapısından çok etkilenmiş. “Kısa zamanda Türkiye’nin akademik yelpazesine katkılarımız olacak. Kaldıraç oluşturacağız” diyor. Stanford’un Slikon Vadisi’yle işbirliği içinde olduğunu anlatırken de, “Bizim Slikon Vadisi’ne de ihtiyacımız yok, çünkü endüstri yanıbaşımızda” diyor. Yalnızca Koç Grubu şirketlerinden bahsetmediğinin de altını çiziyor.
Koç Üniversitesi’nin 4 bin öğrencisi var, bunun yüzde 60’ı burslu. İnan’ın amacı üniversitenin içinde olduğu her alanda ‘mükemmellik merkezi’ olması. İnan, Türkiye Bilimler Akademisi’nin 86 üyesinden 11’inin Koç Üniversitesi’nde olduğunu da hatırlatarak, “Seçkin bir kadromuz var, aramıza yeni katılanlar da aynı seçkinlikte olacak” diyor.
Koç Üniversitesi’nin 2013 yılında Topkapı’da Tıp Fakültesi ve Hastanesi açılacak. Aynı kampüs içinde Hemşirelik Yüksek Okulu da olacak. İnan bir üniversitenin Tıp Fakültesi’nin olmasını çok önemsediklerini anlatırken, “Gelecekte tıp ve mühendislik birarada anılacak. Yeni ürünlerin çoğu bu alanda çıkacak” diye anlatıyor.
Koç Üniversitesi’nden mezun olanların işe yerleşme oranlarını merak ediyoruz, “Ben işsiz kalan duymadım, ama yanlış bir algılama da var. Bizim üniversitemizden mezun olanların hepsi Koç şirketlerinde çalışmıyor. Bu oran yüzde 4.5. Bu da normal çünkü Koç Grubu’nun büyüklüğü ortada. Sanırım iyi üniversitelerin çoğundan bu oranda öğrenci Koç şirketlerine giriyordur” diyor.
ANTARTİKA’YI ÖZLÜYORUM
Ümran İnan’ın adının bir tepeye verildiği Antartika’ya uçak ve gemiyle tam 13 kez gittiğini öğreniyoruz. İnan Antartika çalışmalarını anlatırken, ‘Orayı zaman zaman özlüyorum, müthiş bir sessizlik. Canlı yok. Altınızda 3 kilometre kar var. 24 saat güneş var’ diyor. İnan, adının verildiği tepeyi ise hiç görmemiş.