İnşaat sektöründe sürdürülebilirlik
.
GEÇEN yıl farklı şirketlerin yayınladıkları sürdürülebilirlik raporlarını takip ettim. Otomotivden bankacılık sektörüne Türkiye’den de farklı şirketler, daha iyi yarınlar için sürdürülebilirlik raporları hazırladı. Şirketlerinde dönüşüm gerçekleştirenler oldu.
Bu yılın ilk sürdürülebilirlik raporu aynı zamanda bir ilki de gerçekleştirdi. Yüksel Holding, inşaat sektöründe ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınlayan şirket oldu. Yurtdışı ve yurtiçi müteahhitlik işlerinden bildiğimiz, köklü şirket kendi alanında bir ilki yaparak diğer inşaat sektörlerine öncülük etti, diye düşünüyorum.
Kabul edersiniz ki, inşaat sektöründe böyle bir raporlama yapmak ve imza atmak hiç de kolay değil. Derin bir anlayış değişikliği gerektiriyor.
Küresel Raporlama Girişimi (GRI) ilkelerine uyarak hazırlanan rapor şirket içinde bir değişime yol açacak. Bundan sonra Yüksel Holding, tüm toplantılarını karbon nötr gerçekleştirecek, en azından bunu sağlamak için yoğun çaba sarfedecek. Şirketin Koordinatörü Tuna Aksel, “Bu yıl toplantıların yol açtığı sera gazı emisyonlarını, karbon emisyon azaltım projelerinin kredileriyle denkleştireceğiz” diyor.
Bu şekilde bir açıklamayla bundan 2.5 yıl önce ilk kez karşılaşmıştım. Doğuş Otomotiv’in CEO’su Aclan Acar, Amsterdam’da katıldığımız toplantı için bunu yaptıklarını anlatmıştı. Amsterdam’a uçak yolculuğu yaparak ulaşmıştık, bu yolculuk için salacağımız varsayılan karbon miktarı hesaplanmıştı. Aclan Acar da bu hesaplamayı artık şirketin tüm toplantılarında yaptıklarını, Alman yöneticilerle gerçekleştirdikleri toplantıların bir kısmını telekonferans sistemiyle yapmaya başladıklarını anlatmıştı. Yani daha az ucak yolculuğu yaparak işleri yürütmenin mümkün olduğu raporlama ve farklı bir bakış sayesinde ortaya çıkmıştı.
Sürdürülebilirlik anlayışı sayesinde akıllı binalar, yeşil binalar üretiliyor, güneş enerjisinden yararlanılıyor, daha az klima kullanılıyor, şirketlerde atıklar toplanıyor, personel bu konuda bilinçlendiriliyor... Umarım inşaat sektöründeki örnekler de artar...
Akıllı ilaç kullanımı
Biz doktora gitmeden, birbirimizden akıl almayı seviyoruz. Çevremizdekilere ilaç da önerebiliyoruz rahatlıkla. Birbirimizin doktoru olmaya meraklıyız. Son zamanlarda ilaç önermekle kalmıyor, bazı bitkileri karıştırarak ‘muhteşem’ formüller de veriyoruz. Doğrusu ilaç kullanmayı hiç sevmeyen biriyim. Genelde de diş kemiğe dayanmadan da ilaç içmem. TV ekranlarında görmüş olabilirsiniz. Abdi İbrahim İlaç, bir kampanya başlattı. Akıllı İlaç Kullanımı kampanyası. Önce evinizdeki ilaçlara şöyle bir bakın... Sonra da bu ilaçların ne kadarını kafanıza göre ne kadarını da doktor tavsiyesiyle aldığınıza bir bakın.
İsraftan kaçının... Türkiye Avrupa’da 6’ıncı büyük, dünyada da 14’üncü büyüklükteki ilaç pazarına sahip. Türkiye’deki ilaç israfının ana nedeni doktor ya da eczacı önermesi dışında dost tavsiyesiyle alınan ilaçlar. Buna ilaç kullanımının yarıda kesilmesi de eklenince israf katlanıyor. Bilinçli ilaç kullanın. ‘Nasıl olsa devlet ödüyor’ diye doktorlara ilaç yazdırma baskısı yapmayın. Sonuçta yine sizin cebinizden çıkıyor!