İngiltere’de 220 milyon sterlinlik gayrimenkul aldı, Türkiye’de de 10 şehirde yatırıma hazırlanıyor
.
Kazım Köseoğlu, Şevket Sabancı’nın en büyük torunu. Sadıka Sabancı’nın oğlu. Emine Kamışlı ve Ali Sabancı’nın yeğeni. 28 yaşında. Genlerinde girişimcilik ve sempatiklik var diyebilirim. Hoş sohbet biri. Ailesinin sağladığı imkanları anlatırken, ‘Bir fanusun içindeyiz, dışarı çıkınca hayatı tanıyorsunuz’ diyerek yaşadığı tecrübeleri anlatıyor. Esas Holding’in gayrimenkul fonları bu genç adama emanet. Londra’da gayrimenkul dünyası Kazım Köseoğlu adını biliyor. Esas Holding, Köseoğlu’nun girişimleriyle İngiliz Area Property Partners ve F&C Reit ile ortak oldu, Londra’da bir AVM, 9 ofis binası aldı. Köseoğlu, Türkiye’de de 10 ilde gayrimenkul yatırımı yapmaya hazırlanıyor.
Avusturya Lisesi mezunuyum. Daha sonra Amerika’da Brown Üniversitesi’nde Ekonomi-İşletme ve Almanca okudum. İngiltere’de de master yaptım. Master yaparken çalışmaya başladım. Daha sonra o şirkette 2 yıl daha çalıştım. Soyadım Köseoğlu olduğu için Sabancı ailesinden olduğumu herkes bilmedi. Dedem Şevket Bey beni yönlendirendir diyebilirim.
Nasıl yönlendirdi?
‘Mutlaka çalışılacak’ derdi. Lise 1’deyken çalışmaya başladım. O dönemde Esas Holding bu kadar büyük de değildi. Medline ve City Farm vardı. Kardeşimi Medline’a koydular, doğrusu orası daha iyiydi, ben o zamanlar kardeşim için ‘En azından o ambulansa biniyor’ derdim. Ben City Farm’a girdim.
Koli taşıdım, toz yuttum
Ne iş yaptınız orada?
Depoda çalıştım, mal taşıdım. Sabahları şoförle gidiyordum işe, yani hayatımız öyle. Sonra orada koli taşıyorum. Şoför beni mal taşırken görünce koşup geliyor yardım etmeye. ‘Dur sen’ filan diyorum. O da kolları sıvıyor... Komik oluyor bakınca ama çok şey öğrendim. El becerim hiç yoktur. Orada paketlemede de çalıştım. Tozu yuttuk. İkinci yaz Teknosa’da çalıştım. Çok daha iyi geldi orası bana. Teknosa’nın Abdi İpekçi’de küçük bir mağazası vardı. Orada kim olduğumu da kimse bilmedi. Soyadım farklı olduğu için bunun avantajını yaşadım. Orada çalışanlar hala bilmiyor olabilir. Türkiye’de tüketicinin neler isteyebileceğini orada öğrendim diyebilirim. Kredi kartı çekmeyi orada öğrendim. Karne hediyesi olayının orada ne kadar önemli olduğunu anladım.
Hazır bulmadım işi diyorsunuz...
Şirket ortada. Bir gün oraya gelebilirim, bunu biliyorum ama oraya gelene kadar da çok şey öğrenmem gerekiyordu. Bunu bana hissettirdiler. Teknosa’dan sonra genel merkezde çalıştım. Şimdi geri dönüp bakınca beni oraya yönlendirmek bile tecrübe.
Çok şanslı olduğunuzu düşünmüş olmalısınız...
Biliyorsunuz Türkiye’de belli kesim fanusta yaşıyor. Eğer bunu dışına bakmazsan hayatın farklı olur. Görmek istemediğini görmezsin. Biz öyle bir aile değiliz. Ben de çıktım o fanustan. Ayrıca çıkmak istiyorsan soyadın da bilinmeyecek ve sahada olacaksın. Acıya katlanılmadan da güzel şeyler öğrenilmiyor. Ben sonra bankada filan da çalıştım ama o tecrübelerin yanında banka kolaydı. Arkadaşlarım Nişantaşı’ndaki mağazaya gelmek istiyor, beni alıp öğlen yemeğe filan çıkarmak istiyorlardı, onlara ‘Sakın gelmeyin’ diyordum. Hatta yalvarıyordum uğramasınlar diye. Kimliğim ortaya çıksın istemedim. Hem öyle bir ortamda çalışırken çıkıp dışarıda cafede yemek yemezsin, öyle değil mi? Ben de çalışırken o modelde değildim.
Rol modeliniz dayınız mı?
Dayımın çok artıları var. Dayım olmasa da Ali Sabancı’yı çok takdir ederdim. Şevket Bey’in vizyonudur aslında temeli. Hepimizi yurtdışında çalıştıran işi öğreten o. Türkiye’den bana ‘Gel hadi’ demediler ama gelince de işler önüme atıldı.
Gayrimenkul sizin tercihiniz mi oldu?
Ben gayrimenkul işini seviyordum. Bankacılık tarafına bayılmadım. Bir şey hazırla ver, tamam bitti, işi belli bir yere getirip veriyorsunuz. JP Morgan’da çok zevk almadım. Türkiye’de gayrimenkul olayını bilmiyordum ama Londra’da biliyordum. F&C Reit’te 2.5 yıl çalıştım.
2008 krizindeki fırsatları değerlendirdiğinizi söyleyebilir miyiz?
Kesinlikle. ‘Cash is king’ (Nakit kraldır) demeye başladı İngilizler. O havayı ben soludum. Bunu da dedeme anlattım. F&C Reit’de çalışıyorum o dönemde. Dedem de bana hep patronumla tanışmak istediğini bir kahve içmek istediğini söylüyor. Londra dünyanın merkezi paradan bol bir şey yok. Yolda çarptığınız insan milyoner olabilir. Ben de dedeme, ‘Patronumla neden görüşeceksin’ filan diyorum. O dönemde de etrafımdaki fırsatları görüp Şevket Bey’e anlatıyorum.
İyi iş çıkardınız ve sonuçta bir AVM, ofis binaları aldınız. Tam olarak büyüklüğü ne kadar?
Ofis binaları 55 bin metrekarelik bir yer. Bizde iştah vardı. F&C Reit İngiltere’nin en büyük fon şirketlerinden biri.
Şevket Bey de patronunuzla tanıştı...
Dost oldular. Gayrimenkul yapmak istiyorduk ama tam nasıl yapılacağına kimse vakit ayıramıyordu. Ali Bey havacılıkta, Erhan Bey sağlık sektörüne odaklandı biliyorsunuz. Emine Hanım finansın başında. Bana da bir pay verdiler. Ben de gayrimenkulü üstlendim. Nedereyse 350 milyon dolar kullandım alımlarda. Şevket Bey’e önerdim bu işi. Dedem 3-5 bırakmadı, adamla kahve içmeye gitti, patronumu ikna etti. Marmara Forum’un sahipleri Area işe girdi. 1.5 sene yer aradık. Büyük projelere teklif verdik hep ikinci olduk. Sonunda 3’lü portföy çıktı.
Büyüklükleri merak ettim...
AVM 2.9 milyon sterlin kira topluyor.
Siz değişiklik yapıyor musunuz orada?
AVM’de değişiklik yapıyoruz. Kötü yönetilmişler. Ofisleri Körfez yatırımcısından aldık. Örneğin adam ‘10 bin sterlin isterim, 9.99 olmaz’ demiş. Biz ‘Ne olacak 3 ay 9.99 olsun sonra yukarı çıkarırız boş kalmasın’ diyoruz. Boş kalacağına dolu olsun. Biz orada kötü yönetim gördük. İngiliz olmayanlar, mal almak için almış. Körfez fonları alıyor bir yerleri sonra sıkılıyorlar. Biz Londra’nın periferinde aldık. Körfez fonları zaten merkezde istiyor. Dış cephe cam olsun istiyor, gezerken ‘İşte bu benim binam’ demek istiyorlar. Biz öyle değiliz. Yüzde 30’u boştu aldığımızda, ‘Biz bunu biraz daha yükseltsek para kazanırız’ dedik.
Ne kadar yükselttiniz?
Yüzde 5 yükselttik ama biz 5-6 senelik bir süre tanıyoruz kendimize bu yatırımlarda.
STFA ile işbirliği
Türkiye’ye dönelim. Kocaeli’nde STFA ile AVM yapacaksınız. 10 ilde çalışma yapacağınızı açıkladınız? Neler yapacaksınız? Bunlar hangi iller? Türkiye’de gayrimenkul sektöründe gidişat sizce nasıl?
Gayrimenkul tarafında Türkiye’de bence kriz yok. Konut projeleri doğru lokasyonda ve doğru projelerle yapılınca satılıyor. Kartal ve Kağıthane iyi örnek. Bence çok gösterişli binalarda sıkıntı olabilir. O binalardan kaç kişi ne kadar alabilecek?
Yeni yasal değişiklik geliyor. Yabancılara mülk satımı...
Bu çok önemli. Londra’da gayrimenkulün yüzde 60’ını yabancılar almış. Bu kişiler gelip yatırım yapıyor, alıp Londra’yı bir yere götürmüyorlar. Biz de bunu yapmalıyız. Bize de çok geliyor yatırımcılar. Körfez ülkelerinden çok geliyorlar. AVM, otel için geliyorlar.
Türkiye’de de yatırım yapacağınız 10 il seçmişsiniz...
O illeri açıklamıyoruz.
Nasıl seçtiniz?
Kocaeli başlıyor. STFA ile yapacağız. Kocaeli bizim için iyi örnek. Sizin aklınıza gelen iller muhtemelen listemizde. Birkaç üniversite olması, çalışan sayısı, belli büyüklükte olması lazım yatırım yapmak için. Yol üzerinde olup da büyümemiş olan, hani geçeriz oradan ama bir kere içine girmemişizdir. Öyle iller var listemizde. Kısacası Türkiye’de yatırım yapılacak çok il var.
İnternetten alıverişte, e-ticaret patlaması yaşanan iller var...
Bu da bir gösterge bizim için. Bakın Kocaelili’ler alışverişin çoğunu Viaport’tan yapılıyor. İnanın Adana’dan uçakla gelip alışveriş yapıp dönenler olduğunu ben biliyorum. Biz Kocaeli’nde 60 bin metrekarelik kullanım alanı olan bir AVM yapacağız. Açık alanları çok olacak. Esas Holding perakende işinde de olduğu için çok veri geliyor bize. Yabancılar da çok araştırıyor, o fonlarla bizim de bağlantımız var. Dikkat edin çoğu Anadolu illerine fokuslandı. Ben Kocaeli’nde büyük bir alışveriş merkezi olmamasına inanamadım.
Yurtdışında da çalıştınız. Türkiye’ye dönmeyi düşünmediğiniz oldu mu?
Yurtdışında kalmayı düşündüm biraz. JP Morgan’da çalıştım bir ara. Staj yaptım diyebilirim orada. Dayım Ali Sabancı hep söyler, orada herhangi bir şeyi yaparsan Kazım olarak yapıyorsun. Her şey senin sorumluluğunda ve becerinde. Şevket Bey’in torunu, Ali ve Emine’nin yeğeni değildim yurtdışında. Bu arada Londra’da kalmak da güzeldi. Harika bir şehir. Ben hayatımdan hiç şikayet edemem. Şanslı biriyim.
İstanbul’da merkezde yer kalmadı
İstanbul’da projeleriniz olacak mı?
Merkezde yer kalmadığını düşünüyorum. Çok proje de yapılıyor şu anda. Bence sıkışıyor merkez. Sıkıntılar var. Yer üretilir diyenler üretirse başarıdır bence. Kalan arsaların fizibilitesi çok tutmuyor, bunu izliyorum ben. İstanbul’da alışveriş merkezi yapmak isterim ama arsa bulabilir miyim bilmiyorum. Yaparsam mutlaka fark yaratacak bu kesin. Bölgedeki insanlar için çekim gücü olmalı.
Almanya’da da arayışlarınız oldu değil mi?
Biz oraya çok baktık. Berlin muhteşem bir şehir. Orası mükemmel bir yer. Ben Berlin’de olunca Paris halt etmiş diyorum. Berlin çok gelişti. Almanya gibi de değil. Çok kozmopolit bir yer, çok canlı. Sanatta atakta. Almanya’da krizden etkilenmeyen tek Avrupa ülkesi. Orası çok oturmuş bir pazar. Almanlar’la iş yapmanın da farklı özellikleri ve tadı olmalı diye düşünüyorum. Almanya’da doğru kontaktları görmek lazım. Orada çok paralı adamlar var, bize bırakırlar mı bilemiyorum, bu yüzden de doğru ortaklar bulmak gerekiyor. Ali Sabancı AirBerlin’in yönetiminde, onun farklı temasları var. Bakıyoruz.
Alışveriş caddesi satın aldılar
ESAS Gayrimenkul İngiltere’de 220 milyon sterlin toplam yatırım gerçekleştirdi ve 21 milyon sterlin kira getirisi olan bir portföye sahip. Bu yatırımlar şöyle sıralanıyor:
- İngiltere Stevenage kasabasında trafiğe kapalı bir alışveriş caddesi. (Londra’ya 20 dakika uzaklıkta, yıllık kira geliri 2.6 milyon sterlin)
- İngiltere Middlesbrough’da 45 bin metrekarelik bir AVM ve Barnsley’de 20 bin metrekarelik bir AVM. (Toplam 110 milyon sterlin yatırım yapıldı. Yıllık kira gelirleri 10.5 milyon sterlin)
- İngiltere’nin 7 ayrı şehrinde Blue Portfolio 9 ofis binası. (55 bin metrekarelik kiralanabilir alandan yılda 6.7 milyon sterlin kira toplanıyor.)
- İngiltere Runcorn bölgesinde 46 bin metrekarelik bir AVM (Yılda 2.9 milyon sterlin kira topluyor.)
ŞEVKET SABANCI KALIPLARIN ADAMI DEĞİL
Şevket Sabancı’dan ne öğrendiniz?
Düzenli, disiplinli olmayı öğrendim. Her şeyi not eder, bu çok önemli bence. Çok dakiktir. Ama her şeyden önemlisi kalıpların adamı değil, farklı düşünür, bu da Şevket Bey’i farklı kılıyor. Bu 50 yıldır böyle yapılır denir ya, ama farklı da olabilir. Bunu gösterir Şevket Bey. Her işte mutlaka önce Erhan Kamışlı ve Ali Sabancı’ya giderim. Sonra Şevket Sabancı’ya danışırız.
İş dışında ne yaparsınız? Hobiniz var mı?
Ben GS taraftarıyım. Çok sıkı taraftarım. Ali Sabancı ve yeğenler de fanatik. Hepimiz fanatiğiz. Biz birlikte maça gidiyoruz. Basketbol oynarım. Her hafta sonu oynuyoruz arkadaşlarla. Çok güzel bir ekibimiz var. Bebeköy’de oynuyoruz, savaşır gibi oynadığımızı söyleyenler oluyor, kıran kırana mücadele ediyoruz. Spor yapmak stresi uçuruyor. Sinemaya gitmeyi de çok severim. Çok da çalışıyorum.