Hazırgiyimde ortam toz pembe değil, gerçek kriz kapıda
.
12 yılda Türkiye’de 62 mağaza ve 400’ün üzerinde satış noktasına ulaşan Seven Hill’in kurucusu Hüseyin Özbek, hazırgiyim sektöründe henüz kriz yaşanmadığını, yaşananların da kriz olmadığına dikkat çekerek, “Şu anda ortam toz pembe değil. Ben gerçek krizin 2-3 yıl içinde çıkacağını düşünüyorum” uyarısını yaptı
Hüseyin Özbek Seven Hill markasının kurucusu. Kumaş tüccarı babasına, ‘Ben marka yaratacağım’ diyerek yola çıktı, 12 senede markasını 3 kıtaya, Türkiye’de 62 mağaza ve 400’ün üzerinde satış noktasına ulaştırdı. Krizde de büyüdü.
Sektördeki çoğu markaya göre farklı bir yol izliyor Seven Hill. Alışveriş merkezi (AVM) değil, cadde mağazacılığına güveniyor. Ve Hüseyin Özbek hazırgiyimde krizin kapıda olduğunu düşünüyor, “AVM’lerde kriz patlayacak” diyor. İndirim Yasası’nın ise en kısa zamanda çıkması gerektiğini vurguluyor...
* Kaç yıllık bir marka Seven Hill, henüz çok genç değil mi?
Evet 12 yaşında. Ben kurdum. Babam kumaş işindeydi.
* Yedi tepeli İstanbul’dan mı esinlendiniz bu ismi koyarken?Öyle oldu. Birkaç alternatif vardı, Seven Hill hoşuma gitti.
* Rus Dili ve Edebiyatı mı okumuştunuz?
Ukrayna’da okudum. Diploma cebimizde ama bambaşka bir iş yapıyoruz.
* 2001 krizi sizin bir girişimci olarak genç yaşınızda yakalandığınız ilk kriz olsa gerek. Daha sonra da global kriz geldi. 2001’de Seven Hill yolun başındaydı. Her iki krizi de nasıl geçirdiniz?
Biz çok etkilendik diyemeyiz bu krizlerden. Ciddi zararları olan bir dönem geçirmedik. Daha emin adımlarla gitme dönemi oldu bizim için. Türkiye’de malum her 10 yılda bir kriz oluyor. 2001 krizinde de biz çok etkilenmemiştik. 2001’de AVM sayısı da çok azdı. Şimdi her yerde AVM’ler var. Bizim bu son krizde en büyük avantajımız ülke olarak kriz deneyimli olmamız oldu. Yunanistan’da insanlar meydan savaşlarına çıktı. Biz bu krizde şapkayı önümüze koyup daha temkinli davrandık. Benim bildiğim kadarıyla bizim sektörde hazırgiyim markaları arasında yok olup giden de olmadı.
‘Cadde’ye güveniyorum
* Seven Hill özelinde siz neler yaşadınız?
İnanın krizin çıktığı ilk günlerde büyük bir patırtı koptu. Biz bunun içinde de yoktuk. Çünkü biz başından beri AVM ağırlıklı büyümedik. Ben AVM’lere girme konusunda hep tedirgin davrandım. Krizin ilk dönemlerinde cirolar düşünce AVM kiraları çok ağır geldi ama bunlar da aşıldı. Seven Hill ise bunları yoğun olarak yaşamadı.
* Neden girmediniz AVM’lere?
Hiç girmedik diye bir şey yok. Odaklanmadık diyelim. Biz bir dönem girmedik AVM’lere. Bu konuda da doğru karar aldığımızı düşünüyorum. Çok plansız programsız AVM açılıyor. Hangi birine gireceksiniz? Cevahir, City’s, Profilo, Astoria, Metro City, Kanyon, Akmerkez şimdi yeni açılacak olan Sapphire ve Zorlu’nun yapılan yerini sayarsak ve hepsinde mağaza açtığınızı düşünürseniz işiniz zor. Geçen hafta ben 7 yeni AVM gezdim. Çağırdılar, görmeye gittim. Ekibimle gidip baktım. Çok düşünüyorum. En az 1.000 metrekarelik mağaza açıyoruz. 10 kere düşünüp bir kere hareket etmemiz gerekiyor.
* Kaç mağazanız oldu?
62 mağazamız var. 400’ün üzerinde satış noktasında varız. Şimdi de doğru olan AVM’lere giriyoruz. Cadde mağazaları açmaya da devam ediyoruz. Hızla büyüyoruz. 250 mağazaya ulaşmayı hedefliyorum. Anadolu’da da büyüyoruz. AVM’lerle ilgili sözlerime bir ek de yapmak istiyorum; çok iyi bir AVM 3-4 yıl içinde sönebiliyor, cirolar çok düşük kalabiliyor. Ben cadde mağazalarına daha çok güveniyorum.
Yeni markalar iyi gidiyor
* Siz gençlere odaklı bir markasınız. Yine Seven Hill’in çatısı altında yeni markalar çıkardınız. Long Play ve Twenty... Onlar da gençlere yönelik, buna neden gerek duydunuz?
Long Play 16-25 yaş arasına hitap ediyor. Trend ürünler var Long Play’de. Kalıpları, ölçüleri daha farklı. İyi de gidiyor.
* Ayrıca mağaza açmayı planlıyor musunuz?
Hepsi Seven Hill mağazaları içinde. Kendini genç hisseden kişilerin giyebileceği ürünler hazırlıyoruz. Twenty markamız ise bizim mağazalarımızda değil, büyük katlı mağazalarda Boyner ve YKM gibi mağazalarda sattığımız bir marka. Çok iyi gidiyor.
* Ne kadar iyi?
İkinci sezonumuz. 2 milyon adeti geçtik. Çok memnunuz, çalıştığımız mağazalar da bizden memnun. Basic ürünlerimiz de trendy ürünlerimiz de çok satıyor. 12 yıldır bu işi yapıyoruz, her yıl trendy ürünlerin satışı artıyor.
Lüksten kaçış var
* Siz üretim yapmıyorsunuz değil mi, yani fabrikanız yok?
Yok, farklı üreticilerle çalışıyoruz. Yalnızca İstanbul’da değil, İzmir, Bursa ve Mardin’de de üretimimiz var. Yurtdışında da üretim yaptırıyoruz.
* Nerelerde?
Çin ve Bangladeş... Aslına bakarsanız gönlüm çok istemiyor ve yurtdışı üretimimiz düşük. Üretimimiz Türkiye ağırlıklı . Defalarca Çin’e gittim. Şu anda ekip arkadaşlarım Hindistan’da. Onlar dönecek, onları dinleyeceğim. Bu arada Türkiye’nin örme işinde bir numara olduğunu düşünüyorum.
* İhracatınız var mı?
Kendi markamızla yapıyoruz. İyi de gidiyor. Avrupa ülkelerine daha çok gönderiyoruz. Krizde de ihracatımız düşmedi. Avrupa firmaları bize yüzlerini dönmüş durumda. Lüks ürünlerden kaçış tüm dünyada var. Bizim müşterimiz çok arttı.
Makul fiyatlı yabancı markaların Türkiye’ye gelmesi bize iyi geldi
* Siz makul fiyatları olan, gençlere seslenen bir markasınız. Son 10 yıldır Türkiye’ye makul fiyatlı markalar girdi, başta İngiliz markaları... Siz etkilenmediniz mi?
Rekabet iyidir. İngiliz, İspanyol ve İsveçli markalar geldi... Rekabet olmasa insan kendini bırakır. Biz her şeye çok dikkat ediyoruz. Eskiden bir mağaza 10 müşteri vardı, şimdi 10 mağaza bir müşteri var. Eskiden 5-6 kişilik tasarım ekibimiz vardı, şimdi 40 kişi var. Fokus gruplarımız var, hep araştırıyoruz. Yalnızca iyi ürün yapmak da yeterli değil, mağazalarınızdan personelinize ve fiyatınıza kadar her şeyiniz iyi olmalı. Dünyanın en güzel kumaşından en güzel ürünü yapın kalıpta minicik bir hata her şeyi bitirir.
* Mango’nun kurucuları buradaydı, krizden hiç etkilenmeyen bir marka...
Bence de çok etkileyici. Çok güzel bir başarı öyküsü, bizim de onlardan öğrenecek çok şeyimiz var. Ben Avrupa’ya her gittiğimde şaşırıyorum. Sabah 10.00’da Zara ve Mango gibi mağazalar tıklım tıklım, alışveriş caddeleri dolu. Biz de hâlâ öyle bir durum yok.
* Siz yurtdışında mağaza açmayı planlıyor musunuz?
Evet. Ama zamanı var. Yunanistan, Ukrayna ve Rusya’da bizim ürünlerimizi satanlar var. Rusya çok pahalı. Mağaza açan ortaklarımız dekorasyonu bile buradan yaptırıyor. AVM kiraları uçuk denecek derecede pahalı. Rusya’da da bu gidiş bir yere toslayacak gibi.
* Türkiye’de de bazı AVM’lerde aynı şey söz konusu...
Ben bizim sektörde hâlâ kriz yaşanmadığını, bu yaşadıklarımızın kriz olmadığını düşünüyorum. Şu anda da ortam toz pembe değil. Ben AVM sayısının artmasıyla birlikte gerçek patlamanın, yani gerçek krizin 2-3 yıl içinde çıkacağını düşünüyorum. Ankara’da şu anda ciddi anlamda iş yapan bir AVM var. Biz ülke olarak bir şeylerin suyunu çıkarmayı seviyoruz.
İndirim yasası çıkmalı
* İndirim dönemleriyle ilgili de yasa çıkmadı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
O yasa çıkmayacak. Çünkü biz kendimize güvenmiyoruz. İnanın ben bile bıktım indirim SMS’lerinden. 3’al 2 öde’ler, özel gün indirimleri, 12 taksit, alışveriş yap 3 ay sonra öde... Ucu yok. Aklınıza gelecek her şey var. İndirim döneminin zamanı olmalı. Ben yarın kışlık sezonda yüzde 50 indirim istersem yaparım, hadi bakalım... Olacak iş değil. Sektör bu konuda kendine çeki düzen vermeli. Geleceği planlamalı. Şu anda tekstilcilerin işine gelmiyor bu yasa.
Körfez ülkelerinden gelenler sayesinde yaz çok hareketli geçti
* Siz kumaş kökenlisiniz...Çok yenilik var kumaşlarda...
Biz de takip ediyoruz. Bu üzerimdeki kumaş yüzde 100 bambu. Çok kaliteli. Maliyeti de yüksek. Soyadan da kumaş yapılıyor. Çoraptan tutun her şeye. Kokmuyor, terletmiyor... Soyadan bebek kıyafetleri, iç çamaşırları her şey yapılıyor. İşin en güzel yanı da soğuk suyla yıkanıyor.
* Çocuk giyiminde de büyüyorsunuz...
Önümüzdeki yaz atılım yapacağız çocuk giyiminde. Çocuk markaları da hızla büyüyor tüm dünyada. Benim de iki çocuğum var, insan çocuğuna en güzelini giydirmek istiyor. Çocuğunuza olunca akan sular duruyor. Eskilerin lafı kötü, çocuğun yediği helal, giydiği haram diye. Artık öyle bakmıyor kimse.
* Bu yaz Körfez ülkelerinden gelen turist sayısı arttı, bu size yansıdı mı?
Yansımaz olabilir mi? Çok hareketli bir yaz geçti. Umarım bu önümüzdeki yıllarda da devam eder.
ÇOCUKLARIM VE FENERBAHÇEM
* İş yaşamındaki stresten nasıl uzaklaşıyorsunuz?
33 yaşındayım. 8 yaşında bir kızım, 5 aylık da bir oğlum var. İş yaşamındaki tüm stresimi ailemle atıyorum. Hafta sonları onlarla zaman geçiriyorum.
* Dışarıda arabanızı gördüm FB plakalı...
Bir de Fenerbahçe var hayatımda. Bazen stresimizi alıyor, bazen stresimizi artırıyor. Geçen sene şampiyonluğu kaçırma hikayemiz beni bitirdi.