Gökyiğit'in yeni projeleri: İpek, sakız ve mantar ağacı
Alaçatı'dayız... Lila rengi örtülerle bezeli avluda, Lavanta isimli bir restoranda yemekteyiz. Karşımda TEKFEN'in kurucu ortağı 81 yaşındaki delikanlı Nihat Gökyiğit... Birlikte Çeşme Antik Tiyatro'ya, TEKFEN Filarmoni Orkestrası'nı dinlemeye gideceğiz...
Alaçatı'dayız... Lila rengi örtülerle bezeli avluda, Lavanta isimli bir restoranda yemekteyiz. Karşımda TEKFEN'in kurucu ortağı 81 yaşındaki delikanlı Nihat Gökyiğit... Birlikte Çeşme Antik Tiyatro'ya, TEKFEN Filarmoni Orkestrası'nı dinlemeye gideceğiz...
Konser öncesinde buluştuk. Gökyiğit, TEMA Vakfı'ndan başladı anlatmaya, bu yıl 50. yılını kutlayan TEKFEN'e kadar geldi. Kırsal kalkınma projelerinden söz ederken arılardan, sakız ve mantar ağacına uzandı...
Sakız ağacından başlayacağım. Sakız ağacı beş yıllık bir proje... Bugün dünyada sakız deyince herkesin aklına Yunanistan geliyor. Dondurması, likörü, reçeli bir yana ilaç sanayiinde de kullanılan sakız bir tek Çeşme'nin tam karşısındaki Sakız Adası'nda yetişiyor. Sakızın dünya pazarındaki fiyatını Yunanistan belirliyor. Onlar ne derse o oluyor. Bu durumda Nihat Gökyiğit soruyor: "Sakız Adası'nda yetişen sakız geçmişte Urla'da ve Çeşme'de de yetişiyordu. Neden yeniden yetişmesin?" TEMA Vakfı sakız ağacı konusundaki çalışmalarına böyle başladı. Gökyiğit, 5 yılda az yol katettiklerinin farkında. Ama kimseden destek görmediklerini söylüyor. Bu yıl itibarıyla umut vaat eden gelişmeleri müjdeliyor.
İkinci müjde, mantar ağacı... Bildiğimiz şarap mantarlarının elde edildiği ağaç türü. Mantar ağaçlarının vatanı Portekiz. Toplu dikim arazileri sayesinde Portekiz bugün dünya şişe mantarı üretiminin yüzde 80'ini karşılıyor. Sıcaklığın 10 santigrat derecenin altına düşmediği iklimi seven mantar ağacı Güney Fransa, İtalya ve İspanya'da da yetişiyor. Türkiye'de de yetiştirilebilir. Gökyiğit, bunun için tarım kalkınma projeleri geliştirdiklerini anlatıyor.
Ve ipek... Gökyiğit'in kırsal kalkınma projelerinden biri de ipekçilik. Bunun için de Bursa seçilmiş. Bursa'nın doğal ipek yetiştiriciliği konusundaki geçmiş deneyimine güvenen Gökyiğit, köylülerin evlerinde ayıracaktan bir odada ipek üretebileceklerini, bunu da projelendirdiklerini müjdeliyor.
Gökyiğit, arıcılıkta yakaladığı başarı gibi bir başarıyı şimdilerde ipek, mantar ve sakız üretiminde tekrarlamayı planlıyor.
Ermeni-Azeri aynı odada
Yemek bitiyor. TEKFEN Filarmoni Orkestrası'nın, namı diğer "üç denizin sesi orkestrası" nın konseri başlıyor. Orkestranın "Nihat Baba"sı, konser boyunca gururlu ve mağrur. Üç denizin yani Hazar, Doğu Akdeniz ve Karadeniz'in müzisyenleri onun sayesinde birlikte müzik yapabiliyor. Ermeni ve Azeri, İsrailli ve Filistinli aynı ortamı, aynı odayı paylaşıyor, gerektiğinde birbirlerine tercümanlık yapıyor.
Azeri Besteci İlyas Mirzayev bu yıl TEKFEN Filarmoni Orkestrası'nın lakabından esinlendiği bir eser besteledi: "Üç Denizin Sesi Senfonisi." 45 dakika süren senfoni konserin ikinci bölümünde yer aldı. Mirzayev: "Nihat Baba'nın hayalini gerçekleştirdik" diyor. Nihat Gökyiğit umarız tüm hayallerini gerçekleştirir.
Tüm kararları oy birliğiyle
TEKFEN'in kurucuları Feyyaz Berker, Necati Akçağlılar ve Nihat Gökyiğit...
Üçü aynı yaşta, üçü de ABD'de eğitim görmüş, üçü de mühendis. TEKFEN bu yıl 50'nci yılını kutluyor.
Üç genç mühendisin 1956'da kafa kafaya verip kurduğu mühendislik, kontrol ve danışmanlık şirketi, kuruluşunun ilk yıllarında sanayi ve alt yapı tesisleri yaptı. 1968'de ilk kez Türkiye'de elektrik ampulü üretti. 1977'den beri de TEKFEN bir dünya şirketi. Suudi Arabistan'dan, Irak'a, Yemen'den Almanya ve Rusya'ya dünya çapında çok önemli projelere imza atmış bir şirket.
EFG Eurobank ile yüzde 70-30 ortaklık kuran Tekfenbank, Emlak Geliştirme Grubu (Akmerkez'in büyük ortağı. Taksim Residences projesi ve Tekfen Towers), Antalya Film Stüdyoları, Özbekistan'daki Papfen iplik fabrikası, Atatürk Olimpiyat Stadı, İstanbul Metrosu, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi terminalleri...
Bunlar TEKFEN'in yaptığı işlerin bir bölümü. TEKFEN'in 41 şirketi, 15 binin üzerinde çalışanı var.
Nihat Gökyiğit'e, "Aile şirketi değilsiniz, ortaksınız. Bunca yıldır işleri nasıl böyle yürüttünüz?" diye soruyorum. Gökyiğit, "Biz bugüne kadar şirkette tüm kararları oy birliğiyle aldık, oy çokluğuyla aldığımız bir proje yoktur" diyor. Sloganları, "Az konuş, çok iş yap." Gökyiğit biz masadan kalkarken son olarak şöyle diyor: "En iddialısını ve en iyisini yapan mutlaka bir gün fark edilir."