Contemporary İstanbul önceki yıla fark attı
.
İSTANBUL’UN en büyük çağdaş sanat fuarı önceki gün açıldı. 526 sanatçı, 3 bin eser, 42’si yurtdışı, 48’i de yurtiçinden olmak üzere 90 çağdaş sanat galerisi var fuarda.
Fuarın ön açılışı Çarşamba günü yapıldı ve açılış çok kalabalıktı, geç de kalınca keyif alarak gezemeyeceğime karar verip, sabahın erken saatlerinde gittim Contemporary’e... Boş olacağını düşündüm, yanılmışım. Sabah saatlerinde yabancı ilgisi yoğundu. Tanıdık koleksiyonerleri değil, hiç tanımadığım sanatseverleri ve yabancı koleksiyonerleri izleme fırsatı buldum diyebilirim.
Bundan iki ay önce Contemporary İstanbul’un Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ve Genel Koordinatörü Hasan Bülent Kahraman ile sohbetimizde çağdaş sanata Körfez ülkeleri ilgisinden uzun uzun konuşmuştuk. İstanbul’daki bir çağdaş sanat fuarının bu anlamda da önemli olduğunun altını çizmişlerdi.
Ben sabahın erken saatlerinde önce bir İranlı koleksiyonerle gezdim fuarı. Kartvizitini benle paylaşmadı, elindeki listedeki eserleri satın aldı.
Galeriler, eserler, sanatçılarla ilgili yazacak çok şey var. Fuarı bir anda gezmek ise imkansız gibi. Bazı eserlerin önünde çakılıp kalıyorsunuz, birkaç kez izlemek istiyorsunuz.
Lütfi Kırdar Uluslar arası Kongre ve Sergi Salonu’nun bu kez alt katı da fuar alanına hizmet veriyor. Kaçırılmaması gerektiğini düşündüm.
Bazı sanatçıların adını geçirip gözümden kaçan sanatçılara haksızlık edeceğim düşüncesine kapıldım bu fuarda... Bu yüzden de şu sanatçının şu eseri demek istemiyorum.
Fiyatlara gelince, evet çok uçuk geldi bazı eserlerin fiyatları bazıları da makul...
Önceki akşam ise Contemporary İstanbul’un 5 yıldır ana sponsorluğunu yapan Akbank Private Banking’in daveti vardı Sabancı Müzesi’ndeki Changa’da.
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer’in evsahipliğinde gerçekleşen davette Suzan Sabancı Dinçer de fuarın gördüğü ilgiden duyduğu memnuniyeti paylaşıyordu...’ Bu yıl önceki yıla fark attı’ diyen Suzan Sabancı Dinçer, İstanbul’un çağdaş sanatla adından söz ettiren bir kent olma yolunda ilerlediğini söyledi...
Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut ve Ali Rabia Güreli’yle sohbet ettik. Ali Güreli’ye beklenen yabancı ilgisini sordum, Ali Güreli şu tespitlerde bulundu:
‘İstanbul Bienali İstanbul’un çağdaş sanat alanında tanınmasını sağladı. Her geçen yıl bunun etkilerini görüyoruz. Ve tarih olarak biz Bienal dönemini tercih etmiyoruz. Çünkü aynı döneme rastlayan sanat etkinliklerinden verim alınacağını düşünmüyoruz. Contemporary’e ilgi bu yıl gerçekten de müthiş. Bunun için de çok çalıştık.
Ayrıca İstanbul’a bu kadar çok yabancının sanat için gelmesi ve galerilerin temsil edilmesinde Türk koleksiyonerlerin de katkısı oldu. Türkiye’den birçok isim Avrupa’da galerilerin müşterileri. Durum böyle olunca o galeriler de ‘İstanbul’da ne oluyor?’ diye bakmak istediler ve önemli sanatçılarının eserleriyle fuarımıza geliyorlar. Bunlar sevindirici gelişmeler’
Koleksiyoner Nezih Barut da, Contemporary İstanbul’un bu yıl farklı olduğunu, önceki yıla göre mesafe kaydettiğini söyleyince Ali Güreli de dünyanın en önemli sanat fuarı Art Basel’e gönderme yaparak hepimizi güldürdü: ‘Art Basel de neymiş?’ Kuşkusuz Ali Güreli de bu yılki ortamdan memnun.
Türk koleksiyonerlerin de yakından takip ettiği Art Basel kuşkusuz ve tartışmasız alanında lider... Ali Güreli’nin sık sık söylediği gibi ‘Art Basel olmak da kolay değil. Hedefimiz 10 yıl içinde İstanbul’u dünyanın önemli sanat merkezlerinden biri yapmak’
Neden olmasın?
Tavsiyem şu, bu hafta sonu alıcı olmasanız da fuarda bir tur atın. Hepsini gezmeniz zor. Dünyaya farklı pencerelerden bakmak, beyninizde farkı düşünceler uçuşturmak, heyecanlanmak, şaşırmak, etkilenmek için fuarı gezin. Giriş 20 lira.
Davette kİmler vardı?
Komet, Can Elgiz, Mustafa-Luset Taviloğlu, Metin Fadıllıoğlu, Mine Narin, Nezih-Berrak Barut, Banu Çarmıklı, Faruk Eczacıbaşı, Jean Pierre Frımbois, Tulu Gümüştekin.