Çakma alışveriş!
.
Geçtiğimiz Perşembe günü alışveriş etkinliği vardı: Fashion’s Night Out. Bağdat Caddesi, Nişantaşı ve İstinye Park’ta mağazalar 24.00’e kadar açık kaldı. Mağazaların cirolarında rekor artışlar oldu. Günlük satışının 2.5 katına çıkan markaların olduğunu öğrendik. Bu tip etkinlikler başta Amerika olmak üzere farklı ülkelerde yapılıyor. Şimdilerde bu etkinliğin İstanbul’da ayda bir ya da 3 ayda bir tekrarlanır hale gelmesi de konuşuluyor. Bu kadar sık yapılırsa aynı etkiyi yapacağını sanmıyorum. Bakıp göreceğiz.
Perşembe akşamı mağazalar arası turlarken kulak kabarttığım bir konuşma bu yazıyı yazmama neden oldu. Ünlü bir markanın en iyi taklitlerinin adresi konusunda iki alışveriş canavarının konuşmasına tanık oldum. Henüz o ünlü mağazanın içindeydiler. Kollarındaki çantalar, saatler gerçek mi çakma mı bilemiyorum... Elleri kolları alışveriş paketleriyle doluydu ama akılları çakma ürünlerdeydi. Şaşırmadım... Maddi olanakları iyi olan birçok kişinin de taklit ürünlerin alıcısı olduğu bilinmeyen bir şey değil. Benim de çevremde çakma ürün kullananlar var ve eminim bir kez bile ‘sahtekarlığa’ bulaştıklarını düşünmüyorlar.
Türkiye AB ülkelerine Çin’den sonra en fazla taklit ürünü gönderen ülke. Bu bilgi hem AB’nin verilerinde hem de farklı kaynaklarda yer alıyor. Hazırgiyimde ve aksesuarda taklit ürün üretme konusunda becerikliyiz!
Yargıtay kararı bozunca...
Bu iki alışveriş canavarının konuşmalarına kulak kabartırken, geçenlerde gazetelerde yer alan bir haber vardı, ‘Çakmacılara gündoğdu’ şeklinde yorumlanmıştı. Dünyaca ünlü bir markanın ürettiği çantaların taklidini satarken yakalanan bir satıcı 2006’da Antalya 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada, ‘Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ (KHK) uyarınca marka hakkına tecavüz suçu işlediği gerekçesiyle 19 ay hapis cezasına çarptırılmış. Çakma çantacı kararı temyize göndermiş. Yargıtay da yerel mahkemenin verdiği kararı ‘Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez’ hükmü uyarınca bozmuş. Habere göre, bu karar ‘Çakmacılara gündoğdu’ şeklinde yorumlanmıştı.
Peki gerçekten de böyle bir boşluk var mı?
AB yolunda Türkiye ilerliyor mu ilerlemiyor mu, bu ayrı bir tartışma konusu... Ama AB sayesinde kendimize çeki düzen verdiğimiz de saklayamayacağımız bir gerçek, hem de yaşamın her alanında. İşte bu alanlardan biri de bu. 2009 AB İlerleme Raporu’nda, şöyle deniliyor: “Türkiye korsanla mücadelede başarılı operasyonlar gerçekleştirmiştir. Ancak, korsan ve taklit mallar önemli sorun olarak kalmaya devam etmektedir. Sınai mülkiyet hakları konusunda resen soruşturma açılamaması, soruşturmaların sadece şikayet üzerine yapılabilmesi, ciddi bir sorundur...
2.861 çakmacıya beraat
Temmuz 2008’de Anayasa Mahkemesi, markalara ilişkin KHK’da yer alan cezai hükümleri, marka ihlallerine uygulanacak cezaların söz konusu mevzuat altında düzenlenemeyeceği gerekçesiyle iptal etmiştir. Söz konusu kararın gerekçesi, suç ve cezaların KHK ile değil, ancak TBMM’de kabul edilen yasalarla düzenlenebilmesidir. Bu sebeple ortaya çıkan yasal boşluğun giderilmesi için Ocak 2009’da TBMM tarafından yeni bir kanun kabul edilmiştir. Ancak, yeni kanunun kabulüne kadar geçen sürede, sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’deki ihtisas mahkemelerindeki taklit markalarla ilgili davalarda, 3357 sanıktan 2861’i beraat etmiştir. Bu bir yasal boşluk...”
Ezcümle Çin ile paylaştığımız çakma ürün şampiyonluğundan kurtulmamız da ancak Avrupa Birliği sayesinde olacak. Ve yasalar değişse bile bazı şeylerin değişmesi çok zor.
Yasalardan önce tüketicilerin zihniyetinin değişmesi gerekiyor. Avrupa’da bu konuda yapılan yorumlarda “Taklit ürün almak bir sandalyeyle mağaza camını kırıp almak gibi” deniliyor. Karşılaştığım bu iki kadının bir mağazanın camını kırıp herhangi bir ürünü almayacağına eminim.
Onların derdi yalnızca “Ben üst sınıftanım” demek, hem de her an. Olanakları olsa da bir yerine 10 tanesini almak istiyorlar.
O ürünleri alırken bir kere bile akıllarına kötü koşullarda çalıştırılan kadınlar ve çocuklar gelmiyor.
Mağazalaşan, üreten, vergisini verenlerin görünmeyen rakipleri var ve ne yazık ki bu rakiplerin en sağlam müşterileri de aynı zamanda kendi müşterileri...