Bir peri tarafından uyandırıldım
.
OCAK AYINDA TÜSİAD BAŞKANLIĞI KOLTUĞUNA OTURACAK OLAN ÜMİT BOYNER’İ DUYGULANDIRAN MEKTUP:
TÜSİAD Başkanlığı koltuğuna oturmaya hazırlanan Ümit Boyner için geçtiğimiz yıl en önemli projelerden biri “Nar Taneleri: Güçlü Genç Kadınlar Mutlu Yarınlar”dı. Proje sayesinde iş dünyasına katılan genç kadınlardan birinin “Teşekkür ederim, yolun başında bir peri tarafından cennette uyandırıldım” diye yazdığı mektup
Ümit Boyner’i çok etkilemiş...
Ümit Boyner’i mesleğimin ilk yıllarında tanıdım. YDH’nın ciddi ses getirdiği dönemdi. Güneydoğu’da partinin otobüsünde karnı burnunda bir kadın... Herkesle ilişki kurabilen, güleryüzlü, enerjik, çalışkan...
Yıllar geçti, farklı nedenlerle defalarca biraraya geldik. Hep kendisinin Türkiye’de kadınlar için çok iyi bir rol model olduğunu düşündüm. Ve TÜSİAD’ın başkanlık koltuğuna oturacak ikinci kadın Ümit Boyner olacak...
Kadınların alışık olduğumuz ve etkili olduğu düşünülen liderlik stili ne yazık ki erkeksileşerek bulundukları konumu korumaktır. Bunun tersi bir örnek olarak aklıma ilk gelen isim de Ümit Boyner’dir.
Ümit Boyner öncülüğünde 2009 yılında Nar Taneleri adıyla bir proje başlatıldı.
Nar Taneleri Projesi 2013 yılına kadar 18-24 yaş arası yetiştirme yurtlarında büyüyen genç kızların mesleki becerilerini geliştirmeyi hedefleyen bir proje. Bu projeyle binlerce genç kadınının iş dünyasına kazandırılması hedeflendi. Bu genç kızlar rol model olarak da karşılarında Ümit Boyner’i buldular.
2009’un bu son günlerinde Ümit Boyner’le Nar Taneleri’ni konuştuk.
* Yurtlarda büyüyen genç kızlar 18 yaşından sonra ne yapacaklarını bilemiyorlar... Devletin olanakları bir yere kadar. Siz bu genç kızlara umut veren bir proje başlattınız. Öncelikle sizin için bu proje ne anlam ifade ediyor?
Nar Taneleri: Güçlü Genç Kadınlar Mutlu Yarınlar projemiz hem bireysel hem de kurumsal sorumluluklarımızı hatırlatan ve hayata geçirme fırsatı veren bir proje. İlk yılımızda çalışanlarımızın gönüllülük programı olan “Boyner Grubu Gönüllüleri” projemizin sosyal aktivitelerini koordine etti ve eğitim illerimizden Ankara ve İstanbul’da toplam 60 çalışanımız genç kadınlarla sosyal, kültürel etkinlikleri gerçekleştirdi. Eğitimlerin sertifika törenlerinde 56 yöneticimiz genç kadınlarla buluştu. Biliyorsun, SHÇEK’e bağlı yetiştirme yurtlarından yetişen 18-24 yaş arası genç kadınları güçlendirmek ve iş arama becerilerini geliştirmek ile ilgili. Bu bağlamda biz hem birlikte olduğumuz genç kadınların, kadın olarak, birey olarak güçlü olmalarını hem de bu genç kadınların eğitimden, istihdama kadar desteklenmelerini hedefliyoruz.
* Proje ortaklarınız var...
SHÇEK, UNFPA, İŞ-KUR ve PERYÖN ile birlikte genç kadınları eğitim ve akabinde eğitimde aldıklarını hayata geçirmek için PERYÖN üyesi mentor ablalarından aldıkları mentorluk ile destekliyoruz. Eğitimlerde, sosyal aktivitelerde ve mentorluk mekanizmasında genç kadınlarla beraber bizler de öğreniyoruz. Hayallerine, hedeflerine, mutluluklarına ve üzüntülerine ortak oluyoruz.
* Bu proje kapsamında eğitim alan genç kadınların hayatı nasıl değişiyor?
Türkiye’de hem gençler hem de kadınlar için fırsat eşitliği henüz yaratılamadı maalesef, bizim projemizde bu fırsat eşitsizliğinin en ucunda duran Nar Taneleri için fırsat eşitliğini sağlamak, kamuoyunda farkındalık ve kamu politikalarında öncelik yaratmak var.
* Bildiğim kadarıyla toplumsal cinsiyetten, siyasal katılama kadar farklı konularda bilgilendiriliyorlar, onlar bu eğitimler sayesinde nasıl değişiyor?
Evet haklısın, eğitimlerimizi iki grupta toplayabiliriz. Bunlardan biri PERYÖN tarafından verilen “iş arama becerilerinin geliştirilmesi” eğitimleri. Bu başlık altında, kendini tanıma, motivasyon, iletişim, beden dili, olumsuz duygu ve stres yönetimi, cv hazırlama, mülakat teknikleri, kariyer planlama eğitimlerimiz var. “Güçlendirme” başlığımız altında da toplumsal cinsiyet, karar alma mekanizmalarına katılım, kadına yönelik şiddetle mücadele, kadının insan hakları, kadın sağlığı eğitimlerimiz var. Bu grupta yer alan eğitimlerimizi de kadın sivil toplum kuruluşlarının uzmanlıklarından faydalanarak veriyoruz. Örneğin KA-DER’den destek aldık. Eğitimlerimiz 16 gün sürüyor ve biz 2009 yılında bu kısacık süre içinde dahi çok olumlu değişimler gözlemledik.
* Size mektup yazanlar var mı?
Ankara’dan bir nar tanemizin mektubundan kısa bir alıntı yapmak isterim. “Öğrendiğim bir şey var, daha doğrusu öğrendiklerimden kendime uyarladığım... KADINIM ve ÇOK DEĞERLİYİM!.....Yarın güneş benim için daha parlak doğacak ve ışık sokmadığım siyah dünyam daha aydınlık olacak.”
“Bu proje bana kendimle barışık olmayı, hayatımda tek başıma da bir şeylerin üstesinden gelebileceğimi gösterdi. Artık kendimi seviyorum ve kendimle barışığım. BEN DEĞERLİYİM...”
İstanbul’dan gelen bir başka mektupta ise yazanlar: ”Artık doğum günlerimde ne bir peri olmak, ne sevilmek için zorlanmak, neden hayatımı zorlaştırdığım sorunlarımı anmak yok. Sadece ben ve gelecek güzel günlerin hayali olacak. Teşekkür ederim yolun başında bir peri tarafından bir cenette uyandırıldım.”
* 2010 yılında neler yapılacak?
2009 yılında 7 ilde yaşayan genç kadınlar ile birlikte olduk, 2010 yılında 19 ilde olacağız ve ayrıca SHÇEK yurtlarında görev yapan psikolog, sosyal hizmet uzmanları içinde eğitimler yapmaya başlıyoruz. 5 yıl sürecek bu projede hem birlikte çalışacağımız genç kadınları destekleyecek hem de SHÇEK içinde projenin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına çalışacağız.
Sorunlar hâlâ var ama artık üstesinden geleceklerine inanıyorlar
* Siz eğitimlere katılanlarda ne gibi değişimler görüyorsunuz?
Çok somut söyleyebileceğim, öncelikle kendilerine güvenleri arttı, hayata daha güvenli bakabilmeye başladılar. Elbette pek çok sorun hâlâ var ama en azından şimdi bu sorunların üstesinden gelmek ile ilgili bir motivasyonları var. Sonra, Nar Taneleri genelde iş bekleme ruh halinde idiler, şimdi ise aktif olarak iş arıyorlar, işe başladılar. Balıkesir’den bir Nar Tanemiz, Boyner’de çalışmaya başladı, inanılmaz bir şey ama daha işinin ilk aylarında bizim Türkiye genelinde yaptığımız bir yarışmada ekibinden bir arkadaşıyla birlikte ikinci oldu. Rol model olmaya başladılar. Kendi hayatları ile birlikte aynı yurtta kaldıkları arkadaşlarının hayatlarını da güzelleştirmeye başladılar.