Bayramda Boğaz’da 21 kaçak avcı yakalandı
.
İstanbul Boğazı dünyada bir tane. Harika bir şehirde yaşadığımızı düşünüyorum. Boğaz’ın bizlere sunduğu nimetler var ve ne yazık ki bu nimetler gün geçtikçe yok oluyor. Ve nedeni bu şehirde yaşayan bizleriz.
Hepimize sorumluluk düşüyor. Biri vapurda elindeki pet şişeyi denize fırlattığında buna tepki göstermiyorsak biz de suçluyuz.
Denize çöp kutusu muamelesi yapanlar kadar balık restoranlarına gittiğinde yaptığı balık seçimine özen göstermeyenlere kadar hepimiz suçluyuz.
Kaç ay oldu, Fikir Sahibi Damaklar ‘İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın’ diye ortalığı yıktı ama hala çinekopları afiyetle yiyenler ve bunu ‘Müşteri istiyor’ diye gönül rahatlığıyla sunan restoranlarla dolu her yan.
Geçen hafta Burgaz Ada’daydık oradaki restoranlarda da çinekop vardı. Boğaz’a nazır restoranların çoğunda da var. Bu gidişle lüfer kofana gibi yok olacak.
Bazen bana şöyle geliyor, doğada evet bir denge var ve biz insanlar da sanki bu dengeyi bozmak için yaratılmışız.
Ne yazık ki yöneticiler de aynı aymazlık içinde.
Denge bozulacak
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı yaptığı değişiklikle İstanbul Boğazı’na giren balığın yatak yaptığı koyları trol ve gırgırla avlanan balıkçılara açtı. Bu şu demek; bu avlar sonucunda Marmara’ya yani Boğaz’a giren balıklar azalacak. Boğaz’daki denge bozulacak.
Bu yetmekmiş gibi, bu değişiklikle ilgili ‘olacak iş değil’ diye yakınırken gördüklerime inanamadım.
Boğaz’da da trol avcılığı yapılıyor.
Bayramdan bir-iki gün önceydi. Boğaz’daki bir restorana gitmek üzere restoranın teknesiyle Kuruçeşme’den karşıya geçtik. Aynı tekneyle gece Rumeli Hisarı’na dönerken dikkatimizi seyir lambaları yanmayan sürat botu çekti. İlk başta ne olduğunu anlayamadık. Sürat botu hızla karanlıkta ilerliyordu, etrafımızda defalarca tur attı. Hızla zikzaklar çizip durdu. (Boğaz’daki hız sınırı 10 mil)
Ahmet (eşim) hemen Sahil Güvenliği aradı, ihbarda bulundu. Sahil güvenlik ‘O tekne bize ait, midye avcılarının peşindeyiz’ deyince şaşırdık.
Midye avcıları karada gözcü tutuyormuş, sahil güvenlik botu hareket ettiğinde kaçıyorlarmış. Bu yüzden de sahil güvenlik botu seyir lambaları kapalı ve hız sınırının üzerinde hareket ediyormuş.
Ve önceki gece yarısı yine kedi fare oyunu vardı Boğaz’da. Baltalimanı’nda oturuyoruz. 02.30 sıralarında midye çetesi bu kez bizim gözümüzün önündeydi. Gecenin karanlığında ışıkları kapalı bir balıkçı teknesi koca trolü denize saldı, dibi taradı, kökledi... Yine ihbarda bulunduk.
Sahil güvenlik midyeci çetesiyle mücadele etti ezcümle... Bayram tatili süresince 21 kaçak midye avı yapan balıkçı teknesi yakalanmış Boğaz’da.
Yani tehlike burnumuzun dibinde.
Bakanlık Boğaz’a yakın koylarda izni veriyor, biz ‘Aman Boğaz’da yaşam bitecek’ diyoruz, bir yandan da iştahlar kabarık Boğaz’da da kaçak avcılık yapılıyor.
‘Midyeleri toplamak için denizin dibinin taranmasından da ne olur?’ diyenler varsa küçük bir araştırma yapmalarını öneririm. Oksijen kaynağı yosunlar, balık yuvaları her şey gidiyor... Deniz yerine bir bataklık mı isteniyor?