Şampiy10
Magazin
Gündem

Artcraft dünyadaki ikinci büyük cam şirketi olacak

.

ABONE OL
Vatan Haber

Kütahyalı Güral Ailesi’nde cam ve turizm işinde büyüyen kanadı temsil eden Esin Güral Argat, iddialı konuştu: “Cam işinde Gürallar Artcraft olarak bu yıl kapasite arttıracağız. Dünyadaki beşinci büyük kapasite olacağız. 2023 yılında ise dünyadaki ikinci büyük şirket olacağız. Geçen yıl açtığımız Ali Bey Resort’tan sonra turizm yatırımlarımız da devam edecek. 5 yıl boyunca her yıl yeni bir tesis açacağız”

Kütahyalı Gürallar Grubu geniş bir aile. Esin Güral Argat, Gürallar Grubu’nda cam ve turizmle ilgilenen ekibin başındaki isim. GÜROK Turizm ve Madencilik Şirketi’nin ve Gürallar Artcraft Yönetim Kurulu Üyesi. Esin Güral Argat’ın diğer aile fertlerinden farkı, ailede iş yaşamına atılan ilk kadın olması. “Geleneksel bir aileyiz. Tipik bir Anadolu ailesiyiz diyebilirim. Üniversiteyi bitirdikten sonra kimse benden çalışmamı beklemedi. Hatta çalışmak istediğimde bana dekor bölümünü gösterdiler...” diyen Esin Güral Argat, Gürallar’ın cam işinde dünyadaki sayılı aktörlerden biri olacağı konusunda emin.

* Kütahyalı Güral Ailesi çok geniş bir aile. Yapınız nasıl? Siz nasıl işe başladınız?
Dedemiz Ali Güral 1948 yılında kurmuş şirketi. Başlangıçta kerestecilikle uğraşılmış. Bir ara madencilik işine girilmiş. Daha sonra da porselen, seramik gibi sektörlere girildi. Gürallar Artcraft Cam bizim için çok önemli. Babam Rıza Güral ve abim Erol Güral’la birlikteyim bu işte. Ama Güral Ailesi olarak her ferdin şirketlerde eşit hissesi vardır. Biz 1997’de cam işine girdik, turizmde de 20 yıldır faaliyet gösteriyoruz. Güral Ailesi’nin her kolunda kardeşler arasında iş bölümü vardır. Turizm ve cam işi dışında makine imalatları ve inşaat işlerimiz var.

* Siz ne okudunuz?
İşletme okudum. Üniversite sonrasında tam ne yapacağımı bilmiyordum. Biz bir Anadolu ailesiyiz. Geleneksel bir yapımız var. Bizim ailelerimizde genelde erkek çocuklarına hazırlanan bir gelecek vardır. Bende öyle olmadı. Ben hemen çalışmak istedim. Beni el dekoru yapılan bölüme yönlendirdiler.

* Kadınlar ancak bunu yapar diye düşünülmüş olmalı...
Ne yazık ki öyle ama zaman her şeyi değiştirdi. Ben de kısa zaman içinde bana uygun olmadığını anladım el dekorunun. Zaten hayatım boyunca el dekoru, el işiyle hiç işim olmamıştı. Bu arada master yapmaya karar verdim. Evlendim. 2 çocuğum oldu. Kütahya’da aile dışında çini işiyle uğraşmaya karar verdim.

* Çok kararlı davranmışsınız çalışmak konusunda...
Aynen. Aile ile ilişkilerimi iyi koruyarak kendim bir iş kurdum. Çini atölyesi kiraladım. Tadilata ihtiyacı vardı. Sabah 4’lere kadar çalıştığımı hatırlarım. Vazo, tabak işine girdim. Kendi ekibimle çalışmaya başladım. Zaman içinde üretim kapasitesini artırmam mümkün değildi. 3-5 tabak yapmak da istemiyordum. Ben karo imalatına girdim ama çini karo üretmek zordu. İtalyanlarla bir yıllık Ar-Ge çalışması yaptık. Yatırımı ben yaptım. Sonrasında üretimden çini karolar 6 ay boyunca çıkmadı, kocaman çatlaklar çıkıyordu. Sonra yine araştırırken bir döküman içinde bizim fırın eğrisinde yanlışlık olduğunu fark ettim. 13 dakika kalması gerekirken bizim fırından daha hızlı geçiyordu ürünler. Ben kendim ayarı değiştirdim, hatasız ürün elde ettik. Çok güzel işler yaptık. Kazakistan’da Ahmet Yesevi Türbesi’ni yaptık. Farklı bir malzeme de dış cephesi için ürettik. Eksi 30 dereceye uygun olmalıydı ürettiklerimiz. Yemen’de, Londra’da çok iş yaptık.

* Bunlar hep aileden bağımsız...
Evet. 1997’de cam yatırımı kararı verildiğinde ailede ben o işin içinde yer aldım. Çini işini devrettim cam işine devam ettim. Bu arada ailede benim devamımda gelen tüm çocuklar kız erkek fark etmeden sorumluluk aldılar. Cam zor ve keyifli bir uğraştır.

* Rekabet var sektörde. Dünya genelinde de büyük oyuncu sayısı az. Siz genç bir şirketsiniz cam alanında. Neler yaşadınız?
İlk anda makine tedarik işinde zorlandık, rakipler makine almamızı engelledi. Hani derler ya iğneyle kuyu kazdık. Ve de hammadde tedarik etmekte de çok zorlandık.

* Kum değil mi? Kum bulmakta mı zorlandınız?
İnanın çok zorlandık. Yurtdışından aldık. Her şeye rağmen 60 bin ton günlük kapasiteyle imalata başladık. 4 çeşit ürünle başladık. Çay ve su bardağı ürettik. Dağıtım kanalı kurduk. 4 ürünle başladık, o ürünlerin fiyatları yarıya indi. Biz hemen o ürünleri bıraktık farklı ürünlere girdik.
Paşabahçe rakip değil abimiz

* Sektörde rakipleriniz kimler? Türkiye’deki belli Paşabahçe ama siz yoğun olarak da ihracat yapıyorsunuz...
Dünyada elle sayılır rakip sayısı. 15 büyük üretici var dünyada. Türkiye’de de Paşabahçe ve biz varız. Ama biz Paşabahçeyi rakip değil abimiz olarak görüyoruz. Yıllar içerisinde dünyadaki yoğun rekabet hızlı, esnek ve dinamik olmayı öğretti. Biz ilk başladığımız günden itibaren ihracata başladık. Frankfurt’ta Ambiante sektörün en büyük fuarı. Oraya ilk gittiğimizde bize 12 metrekare verdiler, Çinli ve Hintililerin arasındaydık. ‘Biz bu yerde olmamalıyız’ dedim. İleriki yıllarda büyük oyuncuların katına çıktık. Sonra yıllar içinde 12 metreden 180 metrekareye geçtik. Büyük oyuncularla birlikte olduk.

* Kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz?
76 ülkeye ihracat yapıyoruz.

* Kısa zamanda güçlenmenizin sırrı nedir?
Kendi teknolojimizi kendimiz yapmaya karar verdik. Fırın hariç sıfırdan bir cam fabrikasının tüm makinelerini üretme teknolojisine sahibiz. Bir teknoparkımız var, projeleri orada gerçekleştiriyoruz. Bu çok önemli bir fark. Personelimizi hiç iş tecrübesi olmamış üniversite mezunlarından seçiyoruz.

* Neden?
Böylece şirket kültürümüzü oluşturuyoruz. Bizde çalışma saati yok. Herkes istediği zaman gelir, istediği zaman gider. İş sonuçlu bakıyoruz işe. Projeler var, terminler var. 36 saat makinenin başından kalan arkadaşlar vardır. 23 yaşlarında başlıyor herkes işe. Bizim dinazorlarımızın yaşı 35’lerde. Çok genç bir ekibimiz var. Yeni gençlerle birlikte çok genç bir şirketiz. Babam Rıza bey tornacı. Okumak istememiş. Babası onu tornacıya vermiş, okula dönmemiş babam da. İş odaklıdır babam. O yıllarda merkez kaç kuvvetinden enerji üretmeye çalışmış. Babamın alt yapısı bize destek oldu. Kendi teknolojisini geliştiren ve makine Ar-Ge’sini yapan 3 şirket var dünyada bizim gibi.

* Krizden etkilendiniz mi, satışlarınız düştü mü?
Biz en çok Avrupa’ya ürün satıyoruz. Birim tutarı olarak pahalı olmadığı için düşmedi satışlarımız. Yurtdışında kanallarda sıkıntı oldu biraz, bir ay krizin ilk döneminde kapalı kaldık. Sonra açtık. 2009’dan daha iyi bir 2010 yaşıyoruz. Krizin şu anda sözünü bile etmenin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Bizim planlarımızda bu yıl yüzde 25’lik büyüme vardı, devam ediyoruz. Bir terslik yok. Tasarım ekibimiz de çok genç. Ekiplerimizin sokağı bilmesini istiyoruz. Rafları geziyorlar, yenilikleri takip ediyorlar.

* Zen bardağınız en bilinen ürününüz mü?
Bilmenize sevindim. Zen bardağımız çok tuttu. Çok beğenildi. Tasarım ekibimiz her yıl yurtdışında trend eğitimi alıyor. 2012 sonbahar kış trende eğitimlerini yeni aldılar. Defne Koz’un Lipton için yaptığı tasarımı da biz ürettik. Bizim de yakında farklı bir çay bardağımız çıkacak. Tüm tasarımcılarımız Türk. Bize ait ürünleri bizden birileri tasarlamalı.

* Mağazalaşmayı düşünüyor musunuz?
Mağaza zincirleri açmayı düşünmüyoruz. Belki birkaç noktada olabilir ama zincir mağaza olma planımız yok. Bir de bizim ayaklı bardak tasarımlarımız çok önemli. Yurtdışında yaptırdık tasarımlarını, üretim için çok uğraştık. 3-4 yıl ayaklı bardak imalatı için çalıştık. Kendi makinelerimizi yaptık.

* Hedefleriniz neler?
Bir yıl içinde kapasite artışı planlıyoruz. Dünyadaki beşinci büyük kapasite olacağız. Genç bir şirketiz geldiğimiz nokta bu açıdan önemli. 2023’te dünyada ikinci olmayı planlıyoruz. Hedeflerimiz büyük, çok çalışmamız gerekiyor.

5 yıl boyunca her yıl bir tesis açacağız

* 20 yıldır turizm sektöründesiniz. Son olarak Side’de Ali Bey Resort adlı oteliniz açıldı. Camdaki iddianız otelcilikte de var mı?
Side’de Mayıs ayında yeni otelimizi açtık. Turizmde de hedeflerimiz büyük. 5 yılda her yıl bir tesisi bünyemize katmayı planladık. Ekibimiz çok kuvvetli. İnsan kaynağı dönüşüm hızı yüksektir turizmde. Bizde ise tam tersi. Yine uzun yıllardır çalışan bir ekibimiz var.

* Türkiye dışında yatırım yapacak mısınız?
Türkiye dışında da büyümeyi hedefliyoruz. Resort otelin şartlarını sağlayan yerler bizim için önemli. Ortadoğu’dan bu yıl çok turist geldi. Ortadoğu’da yatırım yapabiliriz. Bizde Avrupalı ve Rus ağırlıklı misafirlerimiz. Otellerimizde Türk oranı yüzde 10 civarında. Ali Bey Resort’ta Zeynep Fadıllıoğlu ile birlikte çalıştık. Güzel bir ekip çalışması oldu.


Çalışanların çocuklarına eğitim desteği

ESİN Güral Argat, şirket olarak çalışanlarının çocuklarına yönelik bir proje de yürütüyor. Projenin adı Yıldız Eğitim Projesi. Esin Hanım projeyi şöyle anlatıyor: “Annesi ya da babası bizde çalışan gençlere destek oluyoruz. Yıldız Eğitim Projesi diyoruz buna. Orta 1’den itibaren çocukların neye ihtiyacı varsa ona destek oluyoruz. Hafta sonları çocukları alıyoruz devlete ait okullarda eğitimcilerle birlikte çalışıyoruz. O okulların ihtiyaçlarını da karşılıyoruz. İngilizce’den SBS’ye hangi konuda desteğe ihtiyaçları varsa onlara o desteği sağlıyoruz. Başarı oranları düşüktü üniversite sınavlarında, şu anda başarı oranları yükseldi. Bu bizi çok mutlu etti. SBS başarıları da yükseldi.’

Esin Güral Argat aynı şekilde yine Kütahya’da kadın istihdamına yönelik te bir proje yürütüyor. Çalışmayan, çalışma olanağı bulamayan kadınlara dekor eğitimi veriliyor. Evlerinde ürünleri dekorlayan kadınlar gelir elde ediyor.

Yılda 125 milyon adet çay bardağı üretiyoruz

* Türkiye’de en çok çay bardağı mı üretiyorsunuz?
Türkiye’de yılda 400 milyon çay bardağı satılıyor. Bizim üretimimiz 125 milyon adet. Çay bardağı yurtiçi ürünü. Cam hızlı tüketim ürünü olarak görünmüyor ama bence hızlı tüketim ürünü. Yılda 400 milyon adet satılıyor.

BİR AYAĞIM HEP FABRİKADA

* Siz İstanbul’da mısınız Kütahya’da mı?
Her hafta Kütahya’ya gidiyorum. Bir ayağım hep fabrikada.

* İki oğlunuz var... Onlar da sizin işlere meraklılar mı? Bayrağı devralacaklar mı?
Henüz okuyorlar. 18 ve 16 yaşında iki oğlum var. Büyük oğlum endüstri mühendisliği okuyacak. Üsküdar Amerikan’da okudu, yurtdışında okumak istedi. Bu röportajdan sonra onla birlikte Amerika’ya gidiyorum. Onu bırakıp döneceğim. Çok heyecanlı, bir yandan da oğlumdan ayrılacağım için üzgünüm. Sanırım küçük oğlum da abisini takip edecek. Dünyadaki ilk 50’de olan bir üniversitede okumak istiyor ikisi de.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Haliç bölgesinin dönüşümüne talip
  2. Haliçport için ‘Helal olsun’ diyecekler
  3. Ar-Ge’ye yılda 300 milyon $ harcıyor
  4. Mobilyada 45 ülkeye ‘Derin’ imzasını attı
  5. İspanya’da vernik üretip Avrupa’yı cilalayacak
  6. Şahenk’in yatırımları bizim değerimizi artırdı
  7. Teknoloji seviyesindeki artış kadınlara yarıyor
  8. Çelebi ‘servis’ini Suudi Arabistan’a taşıyacak
  9. Çeşme turizmine ‘Arapsaçı’ dopingi
  10. Çağdaş sanat piyasamız Cezanne tablosu etmiyor!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.