Yeni teşvik sistemi
.
Mali piyasalarda yeni haber yok. Paskalya tatili etkisi olabilir. Parite 1.30’un altına inemedi; 1.31’de kaldı. İçeride borsa düştü ama TL değer kazandı. Döviz sepeti tekrar 2.07 TL’nin altına indi.
Yarın Şubat sanayi üretimi açıklanıyor. Piyasa yüzde 2.7 artış bekliyor. Ama tahmin aralığı çok geniş: minimum sıfır, maksimum yüzde 7.5. Ocak’ta sert düşüş belirsizlik yarattı. Geçici bir dalga mı? Yoksa yeni bir eğilim mi? İlki daha muhtemeldir.
Otomobil satışlarında gerileme sürüyor. Geçen yıla göre Mart’ta yüzde 13, ilk çeyrekte yüzde 21 düşüş var. Önümüzdeki aylarda biraz toparlanır. Ama toplamda 2011’in altında kalır. Enerji-dışı dış dengeye yarar.
“Dandik TL” tarihe gömülüyor mu? Daimler AG (cirosu 110 milyar euro) artık Türkiye’ye ihracatını TL ile yapıyor. Yani kur riskini kendisi alıyor. Böylece Mercedes fiyatları TL’ye dönüyor. Büyük ve istikrarlı pazarlarda standart uygulamasıdır.
Bölgesel eşitsizlikle mücadele
Hükümet yatırımlara yönelik kamu teşviklerinde yeni bir düzenlemeye gitti. Genel çerçevesi Başbakan tarafından açıklandı. Ayrıntıları medyada yer aldı. Birkaç gözlem yapmak istiyorum.
Devletin mikro düzeyde yatırım kararlarına müdahalesi yararlı mıdır? İktisatçılar arasında görüş birliği yoktur. “Sanayi politikası” denir. Kökten piyasacılar ilke olarak karşı çıkar. Gerisi tavrını müdahalenin somut biçimine göre belirler.
Yatırım teşviklerinin makro dengeye etkisi çok sınırlıdır. Buna karşılık tekil firma, sektör yada coğrafi mekan açısından önemli sonuçlar yaratır. Dolayısı ile ciddi çıkar çatışmalarını tetikler. Türkiye’de teşvik deyince öncelikle coğrafi eşitsizlik anlaşılır. Uygulama geçmişi çok eskiye gider. İller arasında başarı kadar mağduriyet örnekleri vardır. Anadolu’yu tanıyanlar bilir. Yüksek teşvik bölgesine girmek her ilin hedefidir. Şikayet çoktur.
Son paket eski zafiyetlerin bazılarını gideriyor. Bir: bölge tercihleri daha az keyfi duruyor. İki: sübvansiyonlar pratikte anlam kazanıyor. Üç: gelişmiş bölge firmasına geri bölge yatırımında destek sağlıyor. Genelde olumludur.
Dış açık ve teknoloji
Yeni sistemi “sanayi politikasına” yaklaştıran iki iç içe hedef var. Biri dış açığa mikro düzeyde müdahale arayışıdır. İthal ara malları içeride üreten firmaların rekabet gücünü arttıracak önlemler getiriliyor. Bir tür “ithal ikamesi” sayılır.
Diğeri çalışan başına katma değeri yüksek ve yatay-dikey bağlantıları güçlü bazı sektörlerin hedeflenmesidir. Teknoloji-yoğun bu faaliyetler “stratejik” kabul ediliyor. Yerli üretici adaylarına ciddi destek sağlanıyor.
Yeni teşvik sistemi anlamlı bir sanayi politikası yolunda doğru adımdır. Hükümetin tercih ve araç kümesini makul buluyorum. Yatırımın bileşim ve dağılımını etkiler. Başarı hikayeleri çıkar. Ama unutmayın: mikro önlemle makro dengesizlik çözülemez.