Yeni sezonu açarken
.
Yazılarıma her yaz iki hafta ara veririm. Niyetim o süre içinde ekonomiyi boşlamaktır. Kıştan alıp yazın okumaya ayırdığım kitaplara yoğunlaşmayı planlarım. Ama evdeki hesap bir türlü çarşıya uymaz. Tam ben tatile çıkınca ekonomide heyecan artar. Mecburen olayları izlemeye başlarım.
Bu yıl da öyle oldu. Hoş, Perşembe’nin gelişi zaten Çarşamba’dan belli idi. Ağustos’ta dünya mali piyasalarında yeni bir türbülansın oluşacağını öngörüyordum. Hatta seçimin ertesi günü CNBC-e’de katıldığım programda söyledim. Biraz espri konusu da oldum. Haklı olarak soracaksınız. Madem mali piyasalarda çalkantı bekliyordun neden tatile çıktın? Bana Ağustos sonu daha makul bir tarih gibi gelmişti. O arada ben de yıllık iznimi kullanırım diye düşündüm.
Böyle durumlar komplocu tefsirlere de müsaittir. Likidite krizi neden ben tatile çıktıktan sonra belirdi? Mali piyasaların bana karşı bir kastı mı var? Vermek istedikleri mesaj nedir?
Küresel dengesizlikler
Tatilde eski yazılarımı yeniden okuma fırsatını buldum. Bir nokta derhal dikkatimi çekti. Geçen sonbahardan itibaren dünya ekonomisi üstüne yazılarım ciddi şekilde artmış. Gidişattan rahatsızlığım hemen hissediliyor.
Analizleri tekrarlamak istemiyorum. Son beş yılda küresel ekonomide oluşan dengesizliklerin kökeninde çok sayıda etken yer alıyor. Bunların bir bölümü reel ekonomiden, diğerleri mali piyasalardan kaynaklanıyor.
İlki yani reel ekonomideki sorunlar arasında ABD’nin devasa dış açığını, Japonya’nın yapısal dönüşüm yerine sıfır faize yönelmesini, Çin parasının düşük değerini vs. sayabiliriz. Bu yapının uzun dönemde sürdürülemezliği çok açıktır.
İkincisi, yani mali piyasalardaki sorunlar daha karmaşıktır. Küresel düzeyde gevşek para politikasının şüphesiz sorumluluğu vardır. Ancak esas olay mali piyasaların kendi iç dinamiklerinden kaynaklanmaktadır.
Cinnet, panik ve çöküş
29 Mayıs 2007 tarihli yazımda çok önemsediğim bir kitabı tanıttım. C. P. Kindleberger: Cinnet, Panik ve Çöküş-Mali Krizler Tarihi, çeviren Halil Tunalı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2007.
Hem geçtiğimiz iki hafta içinde küresel piyasalarda neler olup bittiğini daha iyi anlamak hem de bundan sonra olabilecekler hakkında bir fikir sahibi olmak isteyen okuyucularıma bu kitabı tekrar hararetle tavsiye ediyorum. Aklınızdaki soruları biliyorum. Bundan sonra ne olur? Bir dünya krizi kapıda mı? Türkiye nasıl etkilenir? Döviz alalım mı? Kur daha fazla giderse döviz satalım mı? Bunlar çok önemli sorulardır. Ama bir tatil dönüşü yazısının boyunu çok aşıyorlar. Nasıl olsa bir sonraki tatile kadar önümüzde koca bir yıl var. Yavaş yavaş hepsini cevaplamaya zamanımız olacaktır.