Üçüncü çeyrekte kamu borcu
.
Eylül sonu itibariyle merkezi yönetim borç stoğu Hazine tarafından yayınlandı. “Merkezi yönetim” ifadesi doğrudan Hazine’nin üstündeki borçları kapsadığı anlamına geliyor. Yani toplam kamu kesimi borcunu göstermiyor. Ayrıca söz konusu olan brüt borçtur; net borç değildir.
Haziran sonu itibariyle kamu net borcunu yeni değerlendirdik. Net borcun hem mutlak ve reel hem de milli gelirin oranı olarak tehlikeli bölgenin altına indiğini gördük. Türkiye’nin Maastricht Kriterleri arasında sadece kamu borcuna ait olanına uyum sağlayabildiğini hatırlattık.
Bu koşullarda merkezi yönetim borç stoğu verisine bakma gereksiz durabilir. Ancak son günlerde bütçe disiplini yeniden tartışılıyor. Maliye politikasının gevşediği, borç ve faizleri olumsuz etkileyebileceği iddia ediliyor. Borç verileri bu bakıma önem kazanıyor.
Brüt borç azalıyor
Eylül sonunda merkezi yönetimim toplam borcu 345 milyar YTL olmuş. Yılbaşında 342 milyar YTL imiş. Dolayısı ile borç 3 milyar YTL ya da yüzde 1 azalmış. İlk bakışta olumlu bir haber gibi duruyor. Ancak TL ve döviz borçlarını tek tek ele alınca manzara değişiyor.
Üçüncü çeyrek sonunda merkezi yönetimin TL cinsinden borç stoğu 229 milyar YTL olmuş. Yılbaşında 217 milyar YTL imiş. Dolayısı ile TL cinsinden borcun 12 milyar YTL ya da yüzde 6.8 arttığını hesaplıyoruz.
Gelelim TL dışı borçlara: Bunlar dövizle ve dövize endeksli olabiliyor. Döviz cinsinden borçlar 2006 sonunda 91 milyar dolar iken Eylül’de 93 milyar dolara yükselmiş. Döviz cinsinden borçların 2 milyar dolar ya da yüzde 1.8 arttığını hesaplıyoruz.
Çelişki hemen görülüyor. TL cinsinden ve döviz cinsinden borçların ikisi de artıyor. Ama toplam borç azalıyor. Geri planda bu dönemde TL’nin değer kazanması yatıyor. Dolar kuru yılbaşında 1.40 YTL iken eylül sonunda 1.21 YTL’ye geriliyor. 2007’nin ilk dokuz ayında TL yüzde 13.9 değer kazanınca döviz cinsinden borcun TL karşılığı 16 milyar YTL ya da yüzde 15.9 düşüyor. TL cinsinden borçtaki artış daha küçük olduğu için (12 milyar YTL), toplam borçta düşme gerçekleşiyor.
Kur ve enflasyon etkileri
Basit bir hesap yapalım. Döviz kuru yılbaşındaki düzeyinde kalsın. Bu durumda döviz cinsinden borcun TL değeri 2 milyar YTL artışla 130 milyar YTL’ye yükseliyor. Dolayısı ile toplam borç 15 milyar YTL ya da yüzde 4.3 artışla 360 milyar YTL’ye ulaşıyor.
Bu şekilde borç stoğu verilerinden döviz kurundaki dalgalanmanın etkisini temizledik. Şimdi enflasyonun etkisine bakalım. 2007’nin ilk dokuz ayında tüketici enflasyonu yüzde 4.2 olmuş. Oranlayınca merkezi yönetim brüt borç stoğundaki reel artış yüzde 0.1 çıkıyor.
Böylece döviz kuru ve enflasyon etkileri temizlenince reel borcun sabit kaldığı anlaşılıyor. Hemen soralım. Borç verileri 2007’de mali disiplinin gevşediği iddialarını destekliyor mu? Sayılar ortadadır. Değerlendirmesini size bırakıyorum.