Üçüncü çeyrekte işsizlik
.
Para Politikası Kurulu bugün olağan aylık toplantısını yapıyor. Gelişmeler biliniyor. Fitch Türkiye’nin kredi notunu yükseltti. Enflasyon ve dış açık geriledi. Obama seçimi kazandı. Faizler rekor düzeylere indi.
Piyasa ne bekliyor? CNBC-e banka ve aracı kurumlara soruyor. 15 iktisatçı cevaplamış. Ne diyorlar? Politika faizinde sadece iki kişi indirim bekliyor. Buna karşılık tümü koridorun üst sınırında, yarısı ise alt sınırında indirim öngörüyor.
Zorunlu karşılıklarda değişiklik beklenmiyor. TL için bir, döviz için bir kişi artış diyor. Rezerv opsiyon katsayısında ise oranlar tersine dönüyor. Bir kişi hariç herkes artış tahmin ediyor. Piyasa beklentisini özetleyelim: Faiz koridoru yukarıdan 0.5 puan daralıyor ve ROK 0.1 puan artıyor. Gerisi sabit kalıyor. “Bekle gör” anlayışına tekabül ediyor. Bakalım, Merkez Bankası piyasaları şaşırtacak mı?
İşsizlik ve siyaset
Ekonomi geliştikçe toplumun ve siyasetin işsizliğe duyarlılığı artar. Nedeni ücretli istihdam artarken ücret-dışı istihdamın azalmasıdır. Köylü ve esnaf işinden olmaz. Geliri düşer. Ücretle çalışan için işsizlik çok farklıdır. Geliri sıfırlanır. 2000 öncesinde Türkiye’de ücretli oranı yüzde 50’ye ulaşmazdı. Özellikle 2001 sonrasında artan istihdamın tümü ücretli kategorisinde gerçekleşti. Global kriz öncesinde yüzde 60’ı gördü. Şimdi yüzde 63’e geldi. Örneğin AB’de yüzde 80’in üzerindedir.
Nitekim, gelişmiş ülkelerde ekonomide başarının ve başarısızlığın nihai göstergesi işsizlik düzeyidir. Siyaseti bire bir etkiler. İktisat politikaları kısa dönemde bile işsizliğin seyrini göz ardı edemez. Sanırım lafı nereye getirmek istediğimi anladınız. Türkiye’nin de bu düzeye geldiğini düşünüyorum. Örneğin iktisat politikasının sadece istikrara odaklanması artık gerçekçi değildir. İşsizlikte artış politikanın sürdürülebilirliğine ciddi kısıtlar getirecektir.
Eğilimler
Mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı ve işsizlik oranı TÜİK tarafından yayınlanıyor. Aylık veriler Ocak 2005’te başlıyor. Neredeyse sekiz yıl eder. İşsizliğin seyri grafikte özetleniyor.
Dönemin tümü için ortalama işsizlik oranı yüzde 11’dir. Dikey ekseni orada kestim. Ancak küresel krizi de kapsıyor. Kriz öncesinde ortalama işsizlik oranı yüzde 10,3’tü. 2011 sonrasında ise yüzde 9,5’a düştü. Durum grafikte çok net görülüyor.
Yakın geçmişe dönelim. İşsizlikte tarihi zirve yüzde 14,7 ile Mart 2009’da gerçekleşti. Sonra sürekli geriledi. Haziran 2012’de yüzde 8,9 ile tarihi dibe vurdu. Ardından yönü değişti. Ağustosta yüzde 9,3’e yükseldi. Son bir yılın en yüksek işsizlik oranıdır. Mevcut konjonktürde yüzde 10 pek uzakta durmuyor. Üstü ekonomi yönetimi için tehlikeli alandır. Evdeki hesabın çarşıda bozulmasıdır. Benden söylemesi...