Üçüncü çeyrekte dış ticaret
.
Üçüncü çeyrek (Eylül sonu) itibarıyla ekonomik göstergeleri değerlendiriyoruz. Pazar günü sanayi üretiminin tökezlediğini gördük. Özellikle imalat sanayi üretim artışındaki yavaşlamaya dikkat çektik. Üçüncü çeyrekte büyüme hızının düşme ihtimaline işaret etik.
Eylül ayı dış ticaret verileri de TÜİK tarafından yayınlandı. Dış ticaret sayıları konjonktür açısından önemli öncü göstergelerdir. İç ve dış talep düzeyi, sanayinin rekabet gücü ve dış açığın büyüklüğü hakkında bilgi taşırlar. Son dönemde dış ticaretten gelen işaretleri okumak zorlaştı. Üç önemli nedeni var. Bir: Hesap birimi olarak kullanılan doların değer kaybı sayılarda yapay bir şişme yaratıyor. İki: İç taleple ilgili belirsizlik sürüyor. Üç: TL iyice aşırı değerli oldu. Dolayısı ile temel eğilimleri saptarken çok dikkatli olmak gerekiyor.
Hepsi artıyor ama...
Kısaca verileri hatırlatalım. Eylül’de ihracat 9 milyar dolar, ithalat 15 milyar dolar, dış ticaret açığı 6 milyar dolar oldu. Geçen Eylül’e kıyasla ihracat yüzde 18.2, ithalat yüzde 15.5, dış ticaret açığı yüzde 10.8 arttı.
Üçüncü çeyrekte (Temmuz-Ağustos-Eylül) ihracat 26.6 milyar dolar, ithalat 44.2 milyar dolar, dış ticaret açığı 17.6 milyar dolar oldu. Geçen yıla kıyasla ihracat yüzde 23.9, ithalat yüzde 22.3, dış ticaret açığı yüzde 20 arttı.
Yıllık (son on iki ay) bazda her ay yeni rekor kırılıyor. İhracat ilk kez 100 milyar dolar sınırını aştı: 100.3 milyar dolar. İthalat 158.7 milyar dolara tırmandı. Dış açık ise 60 milyar dolara yaklaştı: 58.3 milyar dolar.
Parite etkisini kısmen temizlemenin basit bir yolu “0.5 dolar + 0.5 euro” döviz sepetinden yararlanmaktır. Bekleneceği gibi dolar yerine döviz sepetini kullanınca artış oranları daha makul düzeylere iniyor.
Döviz sepeti cinsinden ihracat artışı Eylül’de yüzde 12.6, üçüncü çeyrekte yüzde 18.8 çıkıyor. İthalat ise Eylül’de yüzde 10, üçüncü çeyrekte yüzde 17.3 artıyor. Dış ticaret açığı artışı ise Eylül’de yüzde 5.6, üçüncü çeyrekte yüzde 15 oluyor.
Düzeltme durdu mu?
Mayıs 2006’da yaşanan mali türbülans TL’nin değer kaybı ve Merkez Bankası’nın gecelik faizi yükseltmesi ile sonuçlandı. Her iki gelişme iç talebi ve dış ticareti etkiledi. 2006’nın ikinci yarısında ihracat hızlanırken ithalat durağanlaştı. Dolayısı ile sepet cinsinden aylık dış ticaret açığı küçülmeye başladı.
Bu gelişmeyi olumlu karşıladık. Dış ticaret açığı ekonominin en görünür kırılganlık nedeni idi. Dolayısı ile bir düzeltme gerekiyordu. Bunun ihracat artışı yolu ile intizamlı şekilde gerçekleşmesi iyi haberdi.
Maalesef ilkbahardan itibaren bu eğilim değişti. İthalat tekrar hızlandı. Nitekim üçüncü çeyrekte ithalat artışının ihracat artışını yakaladığını yani dış ticaret açığının tekrar büyümeye başladığını görüyoruz.
Bu eğilim kalıcı mı? Kalıcı olabilir mi? Yerim kalmadı. Soruyu başka bir yazıda cevaplayacağım.