Üçüncü çeyrekte dış açık
.
Küresel mali piyasaların keyfi yerinde değil. Gelişmiş ülke borsaları düşüşe geçti. Likidite bolluğunun şişirdiği hisse senedi balonunun sonu mu? Birkaç kez evet dedim; yanıldım. Sütten ağzım yandı, yoğurdu üfleyerek yiyorum.
Ağustos (üçüncü çeyrek) istihdam verileri beklendiği gibi geldi. İşsizlik oranı yüzde 8.8’e yükseldi. Temmuz’a göre artış 0.5 puandır. Mevsim etkisi arındırılınca da 0.1 puan artışla yüzde 9.2’a çıktı. Ayrıntısına Salı günü gireceğim.
Ekim bütçesi de sürpriz yapmadı. Faiz-dışı denge Eylül’den sonra tekrar açık verdi. Oniki aylık bütçe açığı ise yıl sonu hedefini aştı. Bayramın Ekim’e kaymasının etkisi olabilir. Kasım-Aralık performansı önem kazanıyor.
Tüketici güven endeksi Ekim sonuçları yayınlandı. Vatandaşın morali bozuluyor. Endeks 2010 başından bu yana en düşük değerine geriledi. İç talep için kötü haberdir. Sürmesi halinde son çeyrekte büyümeyi olumsuz etkiler.
Dış açıkta hızlı daralma
Eylül ödemeler dengesi Merkez Bankası tarafından yayınlandı. Piyasa cari işlemler açığını 3 milyar dolar öngörüyordu. Ben daha düşük çıkar dedim. 2.7 milyar dolar oldu. Geçen yıl 6.4 milyar dolardı. Düzelme 3.7 milyar dolar demektir.
Neticede yıllık açık o kadar azaldı. Ağustos’da 58.5 milyar dolar iken Eylül’de 54.8 milyar dolara geriledi. Ekim 2011’in tarihi rekorunun 22.6 milyar dolar altındadır.
Bu iyileşmenin kökenine bakalım. Enerji ithalatı dış açığı 6.3 milyar dolar arttırıyor. Yani enerji hariç açık 28.9 milyar dolar geriliyor. Ancak bunun içinde çok tartışılan altın ihracatı var: 8.9 milyar dolar. Velhasıl altın-enerji hariç dış açık 20 milyar dolar daralıyor.
Geri planda altın hariç ihracatın artması ve altın-enerji hariç ithalatın düşmesi yatıyor. TL’nin değer kaybı, euro bölgesi resesyon, ekonomide yavaşlama, vs. yani konjonktür gelişmeleri devreye giriyor. Konu önemlidir; ayrınsını bir başka yazıya bırakıyorum.
Milli gelire oranı
Kritik gösterge dış dengenin milli gelire oranıdır. Yıllık veriler konjonktürün kırılmasını göstermez. O nedenle çeyrek bazında oranları mevsimlik etkiden arındırdım Üçüncü çeyreği yüzde 11.7 nominal milli gelir artışı varsayımı ile hesaplıyorum.
Dış açık/milli gelir oranının Eylül 2007’den Eylül 2012’ye seyri grafiktedir. Dikey ekseni neden yüzde 6’da kestim? Hükümetin sürdürülebilir kabul ettiği dış açık düzeyidir. Küresel kriz öncesinde bu değer civarında istikrarlıdır.
Küresel krizde dış açık hızla kapanıyor. Ekonominin dibe vurduğu Mart 2009’da sıfırlanıyor. Ama ekonomi toparlanınca daha da hızlı patlıyor. İki yıl sonra (Mart 2011) yüzde 10.6 ile tarihi zirveyi görüyor. Sonra tekrar inişe geçiyor.
Üçüncü çeyrekte oran yüzde 6.1’dir. Hedefe ve kriz öncesi ortalamasına eşittir. Üçüncü çeyrekte düşüşün yavaşladığı görülüyor. Bir buçuk yılda düzeltme 4.2 puandır. Uygulanan iktisat politikalarının başarı hanesine yazıyoruz.