Üçüncü çeyrekte bütçe
.
CNBC-e tüketici güven endeksi verileri yayınlandı. Eylül’de tüketim eğilimi Ağustos’a göre yüzde 2.3 arttı. Mevsim etkisi arındırılınca yüzde 0.7 oluyor. Artış eğilimi Ekim’de devam ederse iyi haberdir.
Kapasite kullanımı ve reel kesim güven endeksi Ekim verileri bugün yayınlanıyor. İkisi de önemli öncü göstergelerdir. Kapasite kullanımı Eylül’de son iki yılın en düşük düzeyine gerilemişti (yüzde 74). Bakalım Ekim’de nasıl çıkacak?
Başkan Başçı yılın son enflasyon raporunu yarın bir basın toplantısı ile açıklıyor. Hep vurguluyorum: Para politikasının temel metnidir. Merkez Bankası’nın analizlerini ve yakın gelecek tahminlerini merakla bekliyoruz.
Büyüme ve bütçe dengesi
Bütçe açığı ve maliye politikası tartışmaları yeniden canlandı. İki nedeni var. İç talebin daralması dolaylı vergileri düşürüyor. Gelirler bütçede öngörülenin altında gerçekleşiyor. Ama harcamalar bütçeyi izliyor. Dolayısı ile bütçe açığı artıyor.
Bu noktada hükümet kritik bir karar aldı. Beklenmedik şekilde dolaylı vergi artışlarına gitti. Böylece ekonomi yavaşlarken maliye politikasını sıktı. Karşı çıktığımı özellikle belirtmek istiyorum. Bütçe hedefleri, bütçe gerçekleşmesi ve hükümetin maliye politikası duruşu arasındaki ilişki konusunda kafalar karışıktır. Netleştirelim.
Maliye politikası duruşu bütçe hedefleri ile saptanır. Vergi oranları ve faiz dışı harcamalar belirlenir. Bunlar yıl içinde hükümeti bağlayıcıdır. Bütçe gelirleri ise büyüme, enflasyon, kur, vs. (yani konjonktür) tahminlerine göre hesaplanır.
Demek ki, hükümet harcama hedeflerini tuttursa bile, gerçekleşme ekonomik gidişata bağlıdır. Hükümetin denetimi dışındadır. Örneğin büyüme gerileyince açık büyür. Yani bütçe büyümeyi destekler. “Kendiliğinden istikrar mekanizması” denir.
Çok önemli; bütçe açığında her artış maliye politikasının gevşemesi değildir. Tam tersine, maliye politikasının sıkılmasının sonucu bile olabilir. Yunanistan’da ve İspanya’da olan budur. O nedenle IMF bile gereksiz kemer sıkmaya karşı çıkıyor.
Vergiler neden arttı?
Eylül sonu itibarıyla bütçe sonuçları medyada yer aldı. Ancak, enflasyondan arındırılmış reel büyüklükler daha yararlıdır. Büyüme hızı ile bağlantı kurmak mümkün olur. TÜFE’yi kullanıyorum. On iki aylık reel gerçekleşmede değişime bakıyorum.
Gelirle başlayalım. Bütçe gelirlerinde reel artış yüzde 1.1, vergi gelirlerinde ise yüzde 0.8 çıkıyor. İkisi de üçüncü çeyrekte yıllık büyümenin (yüzde 3.3) altındadır. Vergi hasılatı milli gelirden hızlı daralır. Dünya deneyimi ile uyumludur. Bizi esas harcama ilgilendiriyor. Faiz-dışı harcama reel yüzde 5.7 artıyor; faizler yüzde 2.1 azalıyor. Böylece toplam harcama yüzde 4.6 artıyor. Büyümenin 1.3 puan üzerindedir. Hatırlatma: Bütçe bağlanırken 2012’de büyüme yüzde 4 öngörülüyordu.
Ne demek? Sayılar yılın ilk dokuz ayında maliye politikasında bir gevşemeye işaret etmiyor. Bütçe açığı harcama disiplini bozulduğu için artmıyor. Daralan iç talep vergi hasılatını düşürdüğü için artıyor. Yani son vergi artışının nedeni anlaşılamıyor.