Ücretli istihdamı geriliyor
.
Resesyon ekonomik faaliyetlerde genel bir yavaşlama sonucu üretilen mal-hizmet akımlarında bir azalma demektir. Örneğin Salı günü ilk çeyrek milli gelir verileri açıklanıyor. Medyada “küçülme” ve “fakirleşme” başlıkları atılacaktır.
Ancak, üretimdeki düşüş toplumsal refah kaybının yetersiz bir göstergesidir. Çünkü tüm toplum kesimleri resesyondan aynı ölçüde etkilenmez. Bunlardan biri özellikle kritiktir: İşlerini kaybedenler. Daha açık söyleyelim. Resesyonun esas bedelini işsizler öder.
İktisadi dalgalanmaların bu özelliği gelişmiş ülkelerde çok iyi bilinir. İktisat politikasının birinci hedefi daima istihdam ve işsizliktir. Faiz, enflasyon, büyüme, borsa, kur vs. tüm diğer göstergeler istihdam ve işsizlikle bağlantılı olarak değerlendirilir.
Hangi istihdam? Hangi işsizlik? İlk bakışta abes gibi duruyor ama bu sorular aynı ölçüde hayatidir. Gelişmiş ülkelerde kastedilen, ücretli istihdamıdır. Öncelikli gösterge “bordrolu” (payroll) istihdamındaki değişimdir.
Mart verileri
Şubat-Nisan dönemini kapsayan Mart ayı İş gücü Anketi sonuçları TÜİK tarafından yayınlandı. Şubat’ta yüzde 16.1’e tırmanan genel işsizlik oranının Mart’ta yüzde 15.8’e gerilemesi iyimser tefsirlere yol açtı. Bu görüşe katılmıyorum.
Toplam istihdamı bir önceki yılla karşılaştırınca, şubatta kayıp 85 bin kişi iken martta 241 bin kişiye yükseldi. Toplam işsiz sayısındaki artış ise şubatta 1 milyon 125 bin kişiden martta 1 milyon 244 bin kişiye tırmandı.
Ücretli istihdamında düşüş çok daha sert oldu. Bir önceki yıl göre ücretli istihdam kaybı Şubat’ta 480 bin kişi, Mart’ta 460 bin kişidir. 20 bin kişilik düzelmenin tümü ile mevsimlik etkilerden kaynaklandığını biliyoruz.
Fakat mevsimlik etkiyi hesaplayamıyoruz. Çünkü adrese dayalı nüfus verileri istihdam serilerinde kesiklik yarattı. Son seri sadece üç ayı kapsıyor. Bu da formülleri çalıştırmaya yetmiyor. Net resim ortaya çıkmıyor.
Ücretli istihdam oranı
Dolaylı bir çözüm denedim. Mutlak sayılar yok ama oranlar yeni nüfus verilerinden az etkilenir. Ben de “ücretli istihdam oranına” baktım. Ücretli istihdamını yetişkin nüfusa (15+ yaş) bölerek buluyoruz. Seriyi mevsimlik etkiden temizledim.
2005’ten bugüne mevsimlik etkiden arındırılmış ücretli istihdam oranının seyri aşağıdaki grafikte gösteriliyor. 2005 yılbaşında ücretli istihdamın yetişkin nüfusa oranı yüzde 23 civarında. 2006 başında yüzde 24’e, 2007 ortasında yüzde 25’e yükseliyor. 2008 başında yüzde 26’ya yaklaşıyor.
Şubat 2008’den itibaren istikrarlı şekilde düşmeye başlıyor. Kasım’da düşüş hızlanıyor. Mart’ta ücretli istihdam oranı yüzde yüzde 24.3’e iniyor. En önemlisi, düşüş eğiliminin yavaşlamakla birlikte hâlâ devam ettiği görülüyor.
Hatırlatalım. Gelişmiş ülkelerde ücretli istihdam oranı yüzde 50’nin üstündedir. Yani Türkiye’nin en temel yapısal sorunu genelde istihdam oranının ve özelde ücretli istihdam oranının düşüklüğüdür. Maalesef sorun ağırlaşmaktadır.