Türkiye’nin dış borcu
.
Hazine ilginç bir karar aldı. Anlaştığı iki kredi derecelendirme kuruluşundan birini değiştirdi. Moody’s kaldı. Ama olumsuz raporlar yazan S&P yenilenmedi. Yerine Türkiye’nin notunu yükselten Fitch tercih edildi.
Bence bir fırsat kaçırıldı. Kamu borcunun milli gelire oranı düştü. Hazine’nin yurt dışında borçlanma ihtiyacı adeta hiç yok. Pekala ikisi de bırakılabilirdi. Üstelik TL üzerinde değerlenme baskısı hafiflerdi. Ne diyelim; bekara boşanmak kolay gelirmiş!
Kasım cari işlemler açığı 4.5 milyar dolar çıktı. Piyasa 4.8 milyar dolar bekliyordu. Böylece onbir aylık dış açık 45 milyar dolara geriledi. Geçen yıldan 25 milyar dolar düşüktür. Yılı 51 milyar dolar civarında bitirir.
Bu yıl dış açığın ve enflasyonun gerilemesi “sıcak paracıları” çok üzdü. İkisine de düşmez dediler. Tutmadı. Son bir umutları daha kaldı. Bundan sonra ikisinin de artışa geçmesini heyecanla bekliyorlar. Umut zenginin ekmeği...
Borç hassas konudur
Net kamu borcuna yeni tanım getiren Perşembe yazım ilgi uyandırdı. Ekodiyalog ortağım Ege Cansen’le uzun bir telefon konuşması yaptık. Muhasebenin (ve muhakemenin) baş ustasıdır. Beni sınava çekti. Notu da kıttır. Galiba geçtim.
Borç konusunda Türkiye’nin kent efsaneleri dirençlidir. Örneğin vatandaş kamu borcunun sürekli arttığına inanır. Bütçe açığının azaldığına, borç oranının gerilediğine asla ikna olmaz.
Diğeri dış borçlardır. Türkiye’nin dış borcu bir şekilde kamunun dış borcu ile özdeşleştirilir. Eskiden kamu borcu ile Türkiye’nin dış borcunun toplandığı bile olurdu. Neyse artık yapılmıyor.
Türkiye’nin dış borç stoğu verilerini çeyrek bazında Hazine yayınlıyor. Eylül sonu (üçüncü çeyrek) sonuçları açıklandı. Brüt ve net borç için ayrı seriler var. Brüt borç hesabında kamu ve özel kesim ayırdediliyor. Ama brüt dış varlıklar için bu kategoriler kullanılmıyor. Neticede net dış borcun kamu ve özel kesim arasında dağılımı görülmüyor. Hazine’nin ayıbıdır.
Özel dış borç artıyor
2002 sonunda Türkiye’nin dış borcu 130 milyar dolar yada milli gelirin yüzde 56’si idi. 87 milyar doları (üçte ikisi) kamuya, 43 milyar doları (üçte biri) özel kesime aitti. Dönem boyunca dış borç stoğu arttı ama milli gelire oranı ve kamunun payı azaldı.
Eylül 2012 sonuçlarını aşağıdaki tabloda özetledim. Toplam dış borç 326 milyar dolara, kamu borcu 109 milyar dolara, özel kesim borcu 217 milyar dolara yükseldi. Yani özel kesim borcu 2002’ye göre dört kat, toplam borç ise bir buçuk katı arttı. Brüt dış borcu halen kamu, özel bankalar ve reel kesim dış borcu eşit (üçte bir) paylaşıyor. Kamu bankaları ve TCMB çıkınca Hazine’nin payı dörtte bire, milli gelire oranı da yüzde 11’e geriliyor.
Eylül sonu için Türkiye’nin net dış borcunu ise Hazine 192 milyar dolar hesaplıyor. Milli gelirin yüzde 25’i ediyor. 2002 sonunda 88 milyar dolardı (milli gelirin yüzde 38’i). Yukarıda söyledim. Net dış borcun kamu ve özel kesim arasında dağılımı yayınlanmıyor.