Sanayi ve büyüme
.
İlk çeyrekte hızlı büyümeyi irdelemeye devam ediyoruz. Milli gelir muhasebesine göre reel büyüme için cari fiyatlarla milli gelir sabit fiyatlara dönüştürülüyor. Bu hesap sırasında nispi fiyatlar değişiklikleri de hesap dışına atılıyor. Dolayısı ile üretim artışının refah etkisi tam kapsanmıyor. Örneğin iki maldan eşit miktarda üreten basit bir ekonomi düşünelim. Nispi fiyatı gerileyen malın üretimi artarken nispi fiyatı yükselen malın üretimi aynı oranda düşsün. Sabit fiyatlarla milli gelir sabittir. Buna karşılık o üretimin tekabül ettiği refah düzeyi azalmıştır.
Ölçme hatalarının belirginleşmesinde iki husus öne çıkar. Sert nispi fiyat hareketleri sorunu ağırlaştırır. Baz yılının eskimesi ölçme hatalarını biriktirir. Baz yılının sık sık değiştirilmesi bu açıdan önemlidir.
Sanayinin payı
İlk çeyrekte sabit fiyatlarla milli gelirin yüzde 6.6 büyümesini sağlayan gelişmelerden biri imalat sanayiinde yaratılan katma değerin yüzde 7 artması idi. Büyümenin yüzde 28’i (1.8 puan) imalat sanayiinden kaynaklanıyordu. Anlamını açalım:
İmalat sanayii ürünlerinin nispi fiyatları 1998 düzeyinde sabit kalmış olsa, 2007’nin ilk çeyreğinden 2008’in ilk çeyreğine imalat sanayiinde gerçekleşen üretim artışı bize yukarıdaki sayıları verecektir.
Halbuki imalat sanayii ürünlerinin nispi fiyatları on yıl boyunca sabit kalmadı. Çünkü imalat sanayii küresel rekabetin en yoğun olduğu sektördür. Çin’in uyanışı, Gümrük Birliği vs. bir dizi yapısal etken imalat sanayiinde nispi fiyatların düşmesine yol açtı.
Nispi fiyat değişimlerini nasıl görebiliriz? Kolay bir yöntem var. Cari fiyatlarla imalat sanayii üretiminin milli gelire oranını sabit fiyatlarla hesaplanan oranla karşılaştırıyoruz. İki oranın birbirinden sapması nispi fiyat hareketini yansıtıyor.
1998’den 2008’e ilk çeyreklerde imalat sanayiinin cari ve sabit fiyatlarla milli gelire oranını aşağıdaki grafik özetliyor. Düz çizgi sabit fiyatla, çubuklar ise cari fiyatla imalat sanayinin milli gelire oranını gösteriyor.
Sanayisiz büyüme
1998’de (baz yılı) imalat sanayiinin milli gelire oranı her iki ölçüde aynı: Yüzde 25’in üstünde. Sabit fiyatlarla imalat sanayii bu düzeyini on yıl boyunca koruyor. Ama cari fiyatlarla sürekli geriliyor. 2008’de yüzde 16.6’ya iniyor. Yani dönem boyunca imalat sanayii ürünlerinin nispi fiyatı takriben üçte bir oranında düşüyor.
Uzun süredir “sanayisiz büyüme” modelini eleştiriyorum. Baş sorumlunun 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikaları olduğunu söylüyorum.
Cari fiyatlarla imalat sanayii üretiminin milli gelirdeki payının hızla gerilemesi bu görüşü doğrulamaktadır.
Böyle durumlarda rahmetli babam “Her gördüğün sakallıyı deden zannetme” demeyi severdi. Sanırım bugüne “her gördüğün büyümeyi sanayileşme zannetme” şeklinde uyarlayabiliriz.