Ocak ayında sanayi üretimi
.
Türkiye’yi bir kere daha döviz kuru heyecanı sardı. Döviz piyasasında bir süredir gerginlik artıyordu. İlk dalga geçen hafta vurdu. Bu haftanın kötü başlayacağı tahmin ediliyordu. Öyle oldu.
Merkez Bankası derhal tepki verdi. Bugünden itibaren 50 milyon dolar günlük döviz satış ihaleleri başlattı. Gerekirse miktarı yükselteceğini, hatta doğrudan döviz satışına geçebileceğini açıkladı.
Son kur dalgasını Ekim 2008’de yaşamıştık. 24 Ekim’de Merkez Bankası aynı miktarla günlük döviz satış ihalelerini devreye soktu. Ama sadece iki ihale yaptı.
Toplam 100 milyon dolar sattı. 30 Ekim’de döviz satış ihalelerine gerek kalmadığını duyurdu.
24 Ekim ve 9 Mart duyurularının metni aynıdır. Ya koşullar? İki ihale piyasanın ateşini söndürmeye yine yetecek mi?
Bu konuda bugün karamsarlığın daha yaygın olduğunu izliyoruz. Neyse, kısa sürede anlayacağız.
Sanayi üretimi çöküyor
Güneyin insanları kuzeylilere kıyasla çok daha sıcakkanlı ve duygusaldır. Olayları abartma eğilimi güçlüdür. En küçük sorunda “öldük, bittik, mahvolduk, batıyoruz” çığlıkları kolayca atılır. Bunlar fazla ciddiye alınmaz.
Ancak bu kez işler gerçekten çok kötü gidiyor.
“Çökme” fiilini kullanmaya tereddüt ettim. Abartılı diye algılanmasından korktum. Fakat sayıların ayrıntılarına indikçe durumu en iyi yansıtan sözcük olduğuna karar verdim.
Evet, lafı dolaştırmaya hiç gerek yoktur. Dün TÜİK tarafından açıklanan Ocak ayı sanayi üretim verileri olağanüstü olumsuz bir gidişata işaret etmektedir. Sanayi üretimi kelimenin tam anlamı ile çökmektedir.
Sayıları kısaca hatırlatalım. Ocak’ta toplam sanayi üretimi geçen yıla kıyasla yüzde 21.3 azaldı. Gerileme sanayinin belkemiğini oluşturan imalat sanayiinde yüzde 24.2’ye ulaştı. Elektrik, gaz ve su sektöründe bile yüzde 6.4 düşüş ortaya çıktı.
Sürpriz mi? Hayır, değil. Sanayinin Ocak ayını Aralık’tan daha kötü geçirdiğini herkes biliyordu. Yine de insan bazen gerçeği kabullenmekte zorlanıyor. “Toplam sanayi üretiminde düşüş belki yüzde 20’nin altında kalır” dedim ama olmadı.
Çıplak göz yetiyor
Böyle durumlarda sayılarla uğraşmaya, mevsimlik etkilerden temizlemeye vs. fazla gerek kalmıyor. Olay çıplak gözle zaten görülüyor. Sadece iki küçük gözlemle yetineceğim.
Birincisi, sanayi üretiminin Ocak’ta ulaştığı düzey dört yıl öncesine (Ocak 2005) az çok eşittir.
Başka türlü söyleyelim. Sanayide dört yılın tüm kazanımları son üç ayda kaybedilmiştir.
İkincisi, yıllık ortalamalarda düşüş hızlanmaktadır. Ocak’ta yıllık bazda toplam sanayi yüzde 3.4, imalat sanayii yüzde 4.5 geriledi.
İlkbahardan itibaren yıllık küçülmenin iki haneye tırmanması kaçınılmazdır.