Nisan’da dış ticaret
.
Bu ay olağan yazı programının dışına çıktık. Euro Bölgesi sorunları, CHP kurultayı, darbenin yarım yüzyılı derken bazı verilere bakamadık. Örneğin ilk çeyrekte dış ticarete ancak kısa bir paragraf ayırabildik.
Nisan dış ticaret verileri dün TÜİK tarafından açıklandı. İç talepteki canlanmanın dış dengeye etkisini artık daha net görebiliyoruz. İthalat artışı sürüyor. İhracat onu izleyemiyor. Dolayısı ile dış ticaret açığı hızla büyüyor.
Nereden bakarsak bakalım, kötü haberdir. Bu tehlikeli gidişe yılbaşından itibaren dikkat çektik. Her fırsatta aşırı değerli TL’nin yarattığı olumsuz dinamiği vurguladık. Maalesef korkularımız gerçekleşiyor.
Dış açık patladı
Nisan verileri ile başlayalım. Geçen yıla kıyasla ihracat yüzde 25 artışla 9.5 milyar dolara, ithalat yüzde 47 artışla 15 milyar dolara yükseldi. Dış ticaret açığı iki katına çıktı: 5.5 milyar dolar. Nisan ayı için 2008 hariç tarihin en yüksek dış ticaret açığıdır.
İlk dört ayla devam edelim. Geçen yıla kıyasla ihracat yüzde 11 artışla 35.6 milyar dolara, ithalat yüzde 37 artışla 53 milyar dolara yükseldi. Dış ticaret açığı iki buçuk katına tırmandı: 17.6 milyar dolar. Gene 2008 hariç en yüksek ilk dört ay dış ticaret açığıdır.
2008’e rekor kırdıran özellikleri hatırlatalım. İlk çeyreği iç konjonktürün zirve noktasıdır. Ekonomide yavaşlama ikinci çeyrekte başladı. Aynı şekilde enerji ve hammadde fiyatlarının da tırmandığı dönemdir.
Orta vadeli eğilimleri daha iyi görmek için bazı işlemler yapıyoruz. Önce parite etkisini “0.5 dolar + 0.5 euro” döviz sepeti ile düzeltiyoruz. Sonra takvim ve mevsim etkilerini temizliyoruz.
Ne buluyoruz? Yıllandırılmış dış ticaret açığı 65 milyar dolar civarına tırmanıyor. Nisan 2008’de yıllık dış ticaret açığı 68.7 milyar dolar olmuştu. Sadece 3-4 milyar dolar fark kaldığına dikkat çekiyoruz.
Sürdürülemez
Ortaya çıkan durumu doğru analiz etmek gerekiyor. 2010’un ilk dört ayında iç talepte önemli bir canlanma yaşandığı kesindir. Tüm göstergeler bunu doğruluyor. İç talebi özel tüketim harcamaları sürüklüyor.
Ancak, ithalat sayılarından iç talepteki artışın büyük bölümünün yurtdışına yöneldiği anlaşılıyor. Yani artan talep yerli üreticiye yansımıyor. Dış üreticileri sevindiriyor. Türkiye’nin talebi diğer ülkelerin üretim ve istihdamını artırıyor.
Türkiye’nin çıkarlarına ters düşen bu mekanizmanın sorumlusu da biliniyor: Aşırı değerli TL. Ekonominin gerçeklerinden kopuk döviz kuru dış fiyatları iç fiyatların altına indiriyor. Talebi iç üretim yerine ithalata yönlendiriyor.
Türkiye ekonomisi kritik bir yol ayırımındadır. Gelir ve üretimle desteklenmeyen harcama artışı geçicidir. Aşırı değerli TL’de ısrar edilmesi halinde yakın gelecekte iç talebin de nefessiz kalması kaçınılmazdır. Benden söylemesi...